Intravenöz yağ emülsiyonları

Preperatlar intravenöz kullanılan eskimiş yağ preperatlannda (Lipomul) olduğu gibi allerjik reaksiyonlara neden olmazlar. Yağ enerji kaynağı olarak kullanılır, devamlı karbonhidrat ve protein ihtiyacından dolayı yalnız olarak verilmez. Günlük toplam kalorinin yağdan karşılanan kısmı %70 i geçmemeli ve geri kalanı glukoz ve aminoasitlerden karşılanmalıdır.

Teorik olarak yağın dekstrozdan daha fazla kalori avantajı varsa da (lgi yağ—9 kcal, 1 g dekstroz- 4 kcal 500 mL lik %10 luk intralipid sadece 550 kcal ihtiva eder. İntravenöz yağ kalori olarak eşit değerdeki dekstrozdan 3 kat daha pahalıya mal olur. Buna rağmen yağların, proteinlerin kullanımı ve anobolizmadaki durumu karbonhidratlar kadar açık değildir.

İntravenöz yağ kullanımının açık endikasyonu toplam kalorinin sadece %2-4’ünden azının uzun süre linoleik asitten karşılandığı durumlarda ortaya çıkan esansiel yağ asiti yetersizliğinin (EFA) tedavi ve korunmasıdır. TPN ile tedavi edilen hastalarda tedavinin 3. gününde esansiyel yağ asiti yetersizliğinin biokimyasal delilleri oluşur ve tedavinin 10. gününde klinik belirtiler görülür. Esansiyel yağ asiti yetersizliği, biokimyasal olarak serum veya kırmızı hücre, polyunsature yağ asiti seviyesi düşüklüğü ve kompensatuar olarak sature yağ asitlerinde artma ile karekterlidir. Yağ asit değişiklikleri tam terim olarak veya trienoik asitin, tetraenoik asite oranı olarak ifade edilir. Bu oran esansiyel yağ asiti yetersizliğinde yükselir ve yağ asiti replasmanını izlemede kullanılır. Ek olarak spesifik 5,8- eicosatrienoic asit normal serumda yoktur, fakat esansiyel yağ asiti yetersizliğinde yükselir, serumda mevcudiyeti EFA yetersizliği için diagnostiktir.

EFA yetersizliğinin klinik belirtileri özellikle aksilla ve kasıkta, deride belirir. Düz, çatlak ve eritematöz deri iltihabı olarak karşımıza çıkar. İlerlemiş vakalarda elefantin tabakaları oluşur. EFA yetersizliği hipertonik dekstroz veya aminoasit emülsiyonu alan hastalarda değişik zamanlarda 500 mi intravenöz yağ emülsiyonları verilerek önlenir veya tedavi edilir.

%10 luk soyafasülyesi yağı emülsiyonları intravenöz beslenmede periferik ven yoluyla kullanılabilir fakat günde bu yolla 3000 kcal den az kalori verilebilir. Bu kısıtlama ve diğer yan etkiler nedeni ile çoğu araştırıcılar TPN gereken hastalarda santral hipertonik dekstroz rejimini tercih ederler.

Prematürelerin ve yenidoğanların karaciğeri, glukozu yeterli şekilde kullanamaz. Bununla beraber kalori ihtiyacı düşük olan yenidoğan, enerji ihtiyacının büyük bölümünü yağdan karşılayabilir ve yenidoğan TPN da kalorinin çoğu yağ olarak karşılanabilir. Tedavide yüksek oranda yağ emülsiyon kullanımının ikinci endikasyonu solunum yetmezliği olan hastalardır. Zira fazla miktarda glukoz kullanılınca su ve CO mobilize olur ve heperkapni daha kötüye gider.

Periferik ven yoluyla bir TPN tekniği aşağıda verilmiştir:

— 24 saatte 3100 mi sıvıda 2000 kcal sağlamak için: %4.25 aminoasit solüsyonunda %5 glukoz 87 ml/saat hızıyla+%10 yağ emilsiyonu 42 mi/saat+vitamini elektrolit minerallerdir.

Glukoz ve aminoasit solüsyonları %10 luk soyafasülyesi yağı emülsiyonu ile aynı vene Y konektörle veya ayrı vene verilir. Elektrolit, vitamin gibi besin maddeleri glukoz aminoasit solüsyonu içinde verilmelidir. Yağ solüsyonuna emülsiyonu bozmamak için hiçbir şey ilave edilmez. Erişkinlerde başlangıç infüzyon hızı ilk yarım saat için 1 mi/dakika olmalıdır. Eğer istenmeyen etki (dispne, siyanoz, allerjik reaksiyon, bulantı vs), oluşmazsa infüzyon hızı total 500 ml/24 saat olacak şekilde artırılır. Takip eden günde 1500 ml/24 saatte infuse edilir.

Her 1000 mi aminoasit glukoz karışımı en azından 20 mgEq NaCl ve 20 mEq KC1 içermelidir. Protein anabolisması için elektrolit ihtiyacı hipertonik glukoz ve aminoasit solüsyonu gibidir. Elektrolit ihtiyacı, her hasta için klinik ve laboratuvar bulgulara göre değişir. Bir ampul multivitamin günlük verilen infüzyon şişelerine eşit olarak bölünerek verilmelidir.

Hastanın dolaşımına infuse edilen yağları temizlemesi serum lipid (trîgliserid) yoğunluğunun, son yağ infüzyonundan 4 saat sonra ölçülmesi ile takip edilmelidir ve bu süre içerisinde temizlenmiş olması gerekir. Devamlı yağ infüzyonu süresince serum trigliserid düzeyi normalin 2-3 katına yükselir bununla beraber yan etkisi gözlenmemiştir. Trombosit sayısı düşebilir bu yağ infüzyonu esnasında takip edilmelidir. Eğer hypertriglyseridemi 6 saat devam ederse ve trombositopeni oluşursa lipid infüzyonu durdurulmalıdır.

Ateşli Silah Yaralanmaları

sa2

Anında bakım: Kişiyi hareket ettirmeyin. Birisinden yardım çağırmasını isteyin ya da siz 112’i arayın. Zaman çok önemlidir.

Havayolunu, nefes almayı ve kan dolaşımını kontrol edin. Yaralanan bölgeyi yükseğe kaldırarak ve bu bölgeye basınç uygulayarak kanamayı kontrol altına almaya çalışın. Tıbbi yardım gelene kadar kişinin yanından ayrılmayın.

HİPERAMONYEMİ

Üre siklusunda bu sayılan enzimlerde yetersizlik so­nucu görülen doğumsal defekt, bebeklerde hiperamonyeminin en sık genetik nedenini oluşturur. 30,000 canlı doğumda bir rastlanır. Üre siklus enzimlerinin bu gene­tik yetersizliği dışında, diğer bazı doğumsal metaboliz­ma bozukluklarında da yüksek plazma amonyak dü­zeylerine rastlanır.

Solüsyonların Hazırlanması

Vitaminlerle solüsyonların kuvvetlendirilmesi üç şişeye bölünmüş 10 mi yağda eriyen ve erimeyen vitaminlerin (multivitamin infuzyon) verilmesi ile olur. Günlük 4-8 mEq Mg, magnezyum sülfat olarak ilave edilir. Uzamış TPN da ara, ara kas içine B12> K-vit ve folik asit enjekte edilmelidir. Plasma analizi sonucuna göre Ca gerekirse Calcium glukonat şeklinde verilmelidir. Demir (Fe ) eksikliği, kanama veya her ikisi olmadıkça demir verilmesi gerekmez. Tam kan infizyonu ve kas içi demir dextran injeksiyonu (imferon gibi) gerekli demir desteğini sağlar. Çinko, bakır, manganez, kobalt ve iodine gibi eser elementler rutin olarak ilave edilmelidir.

Çocuklar için uzun süreli TPN gerektiğinde erişkinlerin örneği küçük değişiklik ile hazırlanır.

Galli – Maiinini testi

Bunun için Bufo Vulgaris, Rana Esculanta ve Rana Ridibunda adlı erkek kurbağalardan istifade edilmektedir (Resim: 244). Bu erkek kurbağaları dişiden ayıran özellik, baş parmaklarındaki nasırdır (Resim: 245). Bu testin esasını, kurbağalara injekte edilen idrar içindeki gonodotrop hormonların kurmağa testislerine tesir etmek suretiyle birkaç saat gibi kısa bir müddet içinde spermium’-ların idrara karışmaları teşkil eder. Kadının sabah idrarından 2 – 5 cc. miktarı, kurbağanın sırtındaki dorsal lenf boşluğuna zerk edilir