KARDİAK KOMPRESYON TEŞHİS

Boyun yenlerinde dolgunluğa neden olan bir diğer kardiovasküler hastalık da pirimer kalp yetmezliğidir . Kardiak kompresyon ve kardiak yetmezliğin ayırımı genellikle anemnezden mümkündür.

Çocuklarda Schistosomiasis

Schistosomiasis insidansı yaşla artar. 10-20 yaş grubunda en yüksektir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde hastalık ağır seyreder.

Schistosomaların infektif şekli olan serkaryalarla kontamine olan su) ardan infeksiyon in­sana bulaşır. Deriye penetre olan serkaryalar derialtı dokusunda diğer bir larva evresine (şistosomula) geçer, buradan akciğerlere ve son olarak da karaciğere göç ederler. Erişkin form­lar 2-4 hafta içinde portal dolaşımda ortaya çı­kar. Seksüel olgunluğa erişince herbir şistoso-ma cinsi için farklı olabilen anatomik bölgele­re göç ederler. S.haematobium vezikal pleksusta, S.mansoni inferior mezenterik venada, S.ja­ponicum superior mezenterik venada yerleşir­ler. Büyük venalarda döllenen schistosomalar küçük venalarda yumurtlarlar. Yumurtalar da­mardan çevredeki dokulara geçerek dış ortama erişebilecekleri idrar yolları, barsak lumeni gi­bi yollara girmeğe çalışırlar. S.haematobium yumurtaları idrarda, diğerleri dışkıda bulunur. Schistosoma yumurtalarının bir bölümü dış or­tama çıkamaz, doku içinde kalarak patolojik lezyonlara yol açar. Dış ortama çıkan yumurtalar akarsuya bulaşırsa çatlayarak hareketli mira-sidiyumlara dönüşür ve belirli yumuşakçaların vücuduna girer. Burada aseksüel bölünerek in-fektif serkaryalara dönüşür ve tekrar suya dö­nerler.

Klinik bulgular. Serkaryaların deriye penetrasyonu birkaç saat veya gün devam eden kaşıntılı papüler döküntüye neden olabilir. Bu reaksiyon daha önce parazitle temas etmiş ki­şilerde daha belirgindir.

Şistosomulyuma dönüşüp dolaşıma geçen parazitin göç evresinde serum hastalığına ben­zer ve ateş, titreme, terleme, lenfadenopati, he-patosplenomegali, ürtiker, kas ve eklem ağrısı, eozinofili ile beliren Katayama sendromu gelilişebilir. En sık S.japonicum infeksiyonunda olu­şan bu belirtilerin bir immun kompleks reaksi­yonuna bağlı olduğu düşünülmektedir. Parazit­lerin yumurtlama döneminde dizanteriye ben­zer belirtiler veya dizüri, sık idrar, hematüri olabilir. Başlangıçta yumurtalar dokulardan ko­layca boşluklara geçebilirken, infeksiyon ilerle­dikçe granülomatöz reaksiyonlar gelişir. Bunu dejenerasyon, kalsifikasyon ve fibroz izler. Has­talığın kronik evresinde semptomatoloji granü-lomlarm ve fibroz dokunun lokalizasyonuna bağlıdır.

Kronik S.haematobia infeksiyonlu çocuklar­da sık idrar yapma, dizüri, terminal hematüri şikayetleri vardır. İdrarda parazit yumurtaları ve eritrositler saptanabilir. İntravenöz piyelografide üreterlerde ve mesanede granülomatöz lezyonlar ve obstrüktif üropati saptanabilir. Son dönemde kronik böbrek yetersizliği, sekonder infeksiyonlar ve mesane kanseri gelişebilir.

Kronik S.mansoni ve S.japonicum infeksi­yonunda abdominal kolik, kanlı ishal gibi intestinal semptomlar vardır. Bazen bu bulgular be­lirgin olmaz ve hepatosplenomegali, portal hi­pertansiyon, asit, hematemez ilk belirtiler ola­bilir. Karaciğer hastalığı granülom oluşumuna ve fibroza bağlıdır. Anemi sıktır. Karaciğer fonksiyonu hafif bozulmuştur. Şistosoma infek-siyonu ile karaciğer kanseri arasında ilişki ol­duğu ileri sürülmektedir. Şistosoma yumurtaları pulmoner dolaşıma kaçarak hipertansiyon ve korpülmonale’ye de neden olabilir. S.japonicum beyin dolaşımına girerek    konvülziyonlara yol açabilir.

Tanı: Schistosomiasis’in kesin tanısı tipik canlı yumurtaların idrar veya dışkıda saptan­ması ile konur. Yumurtaların canlılığı aktif has­talığı geçirilmiş infeksiyondan ayırmada önem­lidir. İdrar, yumurtaların en fazla atıldığı gün ortasında toplanarak incelenmelidir. Dışkı Ka-to kalın yayma yöntemi ile kantitatif olarak da incelenmelidir. Dışkı ve idrarın birçok kez in­celenmesi gerekir. Rektal biyopsi ile yumurta­ları saptama olasılığı daha yüksektir. Üriner semptomlar varsa sistoskopi yapılmalıdır. Schistosomiasis tanısında indirekt fluoresan antikor, indirekt hemaglütinasyon gibi çeşitli serolojik testler de kullanılır. Ancak bu testlerle aktif ve­ya geçirilmiş infeksiyon ayırt edilemez.

Tedavi ve korunma: Schistosomiasis tedavi­sinde kullanılan ilaçlar toksik etkileri olan ilaç­lardır. Tedavi infeksiyonun yoğunluğuna ve has­talığın ağırlığına göre düzenlenir. S.haematobium infeksiyonunda metrifonate 7.5 mg/kg/gün PO 15 gün ara ile 2 kez verilir. S.mansoni için oxamniquine 20 mg/kg PO tek doz etkilidir. Praziquantel, şistosomaların tümüne etkili olmakla birlikte özellikle S.japonicum infeksiyonunda yararlıdır. 30 mg/kg PO tek doz verilir.

Yumuşakçaların sulardan elimine edilmesi ile Schistosomaların yaşam siklusu kırılabilir. İnfeksiyonun yaygın olduğu toplumlarda kitle kemoterapisi ile Schistosomiasis kontrol altına alınabilir. Korunmada sanitasyon koşullarının düzeltilmesi ve eğitim önemlidir.

Geç Sifiliz

Nörosifiliz tedavisi ayrıcalık göstermektedir. Çünkü tedavinin başarılı olabilmesi için kullanılan ilacın beyin omurilik sıvısına treponemasidal dozlarda geçebilmesi gereklidir. Yapılan çalışmalarda standart dozlarda benzathine penicillin ve günde 2.4 milyon üniteden az procain penicillin tedavisinde uygun beyin omurilik sıvısı ilaç konsantrasyonu sağlanamadığı ve tedavinin başarısız olduğu gösterilmiştir. Bu gün için nörosifiliz tedavisinde önerilen tedavi şemaları şunlardır; Crystalline penicillin G günde 12-24 milyon ünite, 10 gün IV, takiben benzathine penicillin G haftada bir kez 2.4 milyon ünite 3 hafta İM veya procaine penicillin günde 2.4 milyon ünite İM ile beraber probenecid günde 4 kez 500 mg PO, 10 gün, takiben benzathine penicillin haftada 2.4 milyon ünite, üç hafta IM4 veya benzatine penicillin G haftada 2.4 milyon ünite, 3 hafta İM.

KINO ZAMKI

Ptcrocarpus marsupium Roxb. (Leguminosae) türünün gövdesine yapılan yarıklardan akan usarenin kurutulması ile elde edilen bir drogdur. Bu tür vatanı Hindistan olan büyük bir ağaçtır.

Nohut tanesi büyüklüğünde, köşeli, esmer kırmızı renkli ve hafif buruk lezzetli parçalar halindedir. Ağızda çiğnendiği zaman tükrüğü kırmızıya boyar.

Bilhassa tannik asit türevleri taşır. Bu nedenle dahilen, kaşu gibi, kabız ve kan kesici olarak kullanılır. 0.5-1 gr’lık miktarlarda, hap halinde, günde birkaç defa alınır. Kabız olarak diş sularının terkibine girer.

Ticarette diğer bazı bitkilerden elde edilen zamklara da “Kino” ismi verilmekte ise de en tanınmışı yukarıda bahsedilen türden elde edilenidir.

Diğer isimler: Hindistan kinosu, Zamkı çini (Çin zamkı).

GEBELİĞİN TEŞHİSİ

Gebeliği teşhis edebilmek için;

a) Hastanın ifadesine göre tesbit edilen semptomlardan,

b) Hastanın muayenesi ile elde edilen bulgulardan,

c) immünolojik ve biyolojik laboratuvar testlerinden,

d) Bazı laboratuvar ve klinik tetkiklerinin neticelerinden istifade olunur.

Bu bakımdan bir gebeliğin mevcut olup olmadığını anlamak için, bu tetkiklerin ve araştırmaların büyük bir dikkatle yapılmasa icabeder. Bütün bu araştırmalar ile varılan sonuçlar, üç büyük semptom grubu altında toplanırlar. Bu gruplar şunlardır:

a) Şüpheli gebelik semptomları,

b) İhtimali gebelik semptomları, ”

c) Kafi gebelik semptomları.