Çocuklarda A Vitamini Fazlalığı

Gebelikte aşırı A vitamini alınmasının ço­cukta doğumsal anomalilere yol açabileceği bil­dirilmiştir.

Akut A hipervitaminozunun klinik bulgula­rı akut bir ensefalopatiye benzer. Bulantı, kusma, letarji, fontanel kabarıklığı vardır. Diplopi ve papilla ödemi beyin tümörü ile ayırıcı tanı ge­rektirir (psödotumor serebri).

Kronik hipervitaminozda kaşıntı, deride pul­lanma ve soyulma, saç değişiklikleri gibi nonspesifik bulgular vardır. Kafa içi basınç artması, baş ağrısı olabilir. İştahsızlık, kusma, tartı alımı­nın durması, kemiklerde şişlikler, sarılık, hepato-megali, alopesi, seboreik lezyonlar, ağız kenarın­da çatlaklar, craniotabes olabilir. Bunların içinde en belirgin bulgu kemiklerde şişliklere de yol açan hiperostozdur. Hiperostoz en fazla ön kol kemiklerinde görülür. A vitamini fazlalığında hi-perkalsemi de olabilir.

Tanı, öykü ve kan A vitamini düzeylerinin yüksekliği ile konulur. Tedavi diyetten A vitami­ni ve karotenoid maddeleri çıkarmaktır. A vita­mini kesilmesinden 72 saat sonra klinik bulgular geriler. Kan düzeyi 6 haftada düşer, Kortikal hi­perostoz ise birkaç ayda geriler.

HACİM EKSİKLİĞİ

Eşlik eden bulgular plazma osmolarite idrar konsantrasyon artışı ve hipernatremiye rağmen düşük idrar sodyum konsanstrasyonudur (depresyonuna bağlı letarji ve komadır. Adale rijiditesi, tremorlar spastisite ve kasılmalar olabilir. Su eksikliği görülen hastaların çoğu primer nörolojik hasta olduğundan semptomlann hipernatremiye mi yoksa yalnız primer hastalığa mı bağlı olduğunu söylemek güçtür.

ANa=(140-PNa)xTVS (denklem 3)

ANa su fazlalığında miliekivalan olarak sodyumu gösterir. ANa’u 140’a bölerek sodyum konsantrasyonunu 140 meq/L ye düşürerek su miktarını bulabiliriz. Dehidrasyondan dolayı tüm vücut suyu (TVS) tahmini biraz daha düşük olmalıdır. Varolan su eksikliğinin düzeltilmesine ek olarak devam eden önemli su kayıpları (diabet insipide bağlı, ateş v.s) karşılanmalıdır. Hipotansiyon oluşmadıkça hastaya %5 dextroz verilmelidir. Hipotansiyon durumunda hipotonik sodyum klorür kullanılmalıdır. Nadir olarak hasta hipematremik olduğu halde şokla mücadele için izotonik sodyum klorür kullanmak gerekebilir.

RATANYA KÖKÜ

Muhtelif Krameria (K. triandra Ruiz et Pavon, K. ixina Triana, K. argentea Mart. vs.) (Leguminosae) türlerinin kurutulmuş kökleridir. Bu türler 20-40 cm yükseklikte, basit yapraklı, kırmızı çiçekli ağaççıklar olup Peru, Bolivya ve Şili dağlarında yabani olarak yetişmektedir.

Ratanya kökü 3-5 cm çapında, dallı, 20-30 cm uzunlukta, esmer kırmızı kabuklu, kokusuz ve buruk lezzetli parçalar halindedir.

Nişasta, şekerler ve kateşik tanen {% 10-15) taşımaktadır.

İyi bir kabızdır. Kanamalara ve ishale karşı in-fusyon (% 1-3) veya dekoksiyon (% 5) halinde da-hilen veya gargara halinde kullanılmaktadır.

Radyasyon Tedavisi: Temel Prensipler ve Klinik Uygulama

Radyoterapi, iyonize radyasyon kullanmak sureti ile hastalıkların tedavisine çalışır. Radyasyon tedavisi uygulanan hastaların çoğunda malign lezyonlar bulunduğundan, radyoterapi gerçekte onkolojinin bir dalıdır. Radyoterapi ile pek çok lokalizasyondaki malign tümörün tedavisi, bu yöntemin tek başına kullanılması ile mümkün olmaktadır. Bazen ise bu yöntem cerrahi tedavi ve kemoterapi ile kombine olarak ta kullanılabilir. Yine radyoterapi malign tümörler ile ortaya çıkan semptomların giderilmesinde, yani semptomatik tedavide kullanılabilinir. Radyoterapinin ne zaman ve nasıl kullanılacağını tam olarak bilmek için, radyoterapist çeşitli malign tümörlerin biyolojik davranışlarını ve çeşitli radyoterapi yöntemlerinin sonuçlarını tam olarak değerlendirebilecek bilgi düzeyine ulaşmalıdır. Malign tümörlerin günümüzde ölüm sebepleri arasında ikinci sırada bulunması ve tüm malign tümörlü hastaların %60 ınm hastalıkları sırasında radyoterapi görmeleri, bu dalın önemini ortaya koymaktadır.

Postoperatif Kalp Yetmezliği

Akciğer ödemine predispozan diğer faktörlerin mevcudiyetinde (masif travma, multipl transfüzyon, sepsis vb) klinik olarak inaparan ventrikül yetmezliği sıktır. Teşhis, düşük PaO2, anormal göğüs röntgeni veya yüksek pulmoner arter kama (wedge) basıncı ile konulabilir. Sol ventrikül yetmezliğinin tedavisi hızlı digitalizasyondur (mesela, dikkati serum potasyum seviyesi takibiyle, 24 saat içinde bölünmüş dozlar halinde total 1-15 mg digoksin) sıvı kısıtlanmalıdır, diüretik verilebilir. Solunum yetmezliğinde mekanik respiratör ve endotrakeal entübasyonlu solunum desteği gereklidir. Pozitif endexpiratuar basınçlı ventilasyon pulmoner fonksiyonu düzeltirse de, hemodinamik bozukluklar ve myokard rezervinde azalma vakaların çoğunda neticede ortaya çıkar.