Çocuklarda İnaktif poliomvelit asısı (1PV)

asısmı geliştirmiş ve  çok merkezden yürütülen bir çalışma ile bunun başarısını kanıtlamıştır. Bu “basarı üzerine 1955 de inaktive polip asısı (Saik “aşısı)  yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır Jüu aşı  maymun   hücre  kültüründen_üretilerek elde   edilen  3  poliovirus  serotipinin formalinle inaktive  edilmesi  ile  hazırlanmaktadır. Baslan gıçta özellikle poliomyelit tip III e kargı yeterli bağışıklık sağlamayan inaktif poliomyelit aşısınm yine de yaygın olarak uygulanması ile hastalık sıklığında çok belirgin bir azalma olmuştur.

TOPV uygulamasına PPT ile birlikte 6-8 inci haf-talıkta başlanır. Ağızdan verilen bu aşı, 8 hafta ara_Üe üç kez tekrarlamr. Bir.yıl sonra dördün-cü doz, bundan 3 yıl sonra bir doz daha verilir. PoÜomyelitin endemik olmadığı bazı ülkelerde ilk aşılama döneminfe. iki doz ile yetinilmekte, üçüncü doz 6-12_ay_sonra verilmektedir.

Sütçocukluğunda aşılanmamış 6 yaş üstü çocuk ve adolesanlarda TOPV 4-8 hafta ara ile iki kez ve bundan 6-12 ay sonra bir kez daha ve­rilerek uygulanır. Epidemi zamanında aşıları tam olmayan veya aşılanma durumu tam bilin­meyen tüm 6 yaş üstündeki vakalara TOPV veya epidemiye neden olan monovalan OPV uygulan­malıdır.

Özellikle poliomyelitin endemik olduğu böl­gelerde kolostrumda oldukça yüksek titrelerde po­liomyelit için spesifik IgA antikoru bulunur. 2-3 üncü haftalarda anne sütünde antikor düzeyle­ri azalmaya başlar. Sütte bulunan bu IgA nın aşı ile verilen antijeni bağlayıcı etkisi, 6-8 haftalıkta TOPV etkisini baskılayacak düzeyde değildir.

Çocuklarda Suçiçeği Aşısı

1974 de Takahashi suçiçeği aşısını bulmuş­tur. 10 yıllık deneme sonuçları ile aşının % 98 oranında bağışıklık sağladığı ve önemli bir yan etkisi olmadığı gösterilmiştir. Aşının değişik suş-lardan hazırlanmış tipleri vardır. Oka-Merck su­sunun en iyi antikor yaptığı kabul edilir. Aşıya bağlı önemli bir komplikasyon saptanmamıştır..% 27 vakada kolda kızarma ve şişme, % 4 va­kada aşıyı izleyen 30 gün içinde suçiçeğine ben­zer döküntü gözlenmiştir. Suçiçeğinden sonra Reye sendromu oluşabildiği bilinmektedir. Aşı sonrası oluşmuş Reye sendromu saptanmamıştır.

Suçiçeği aşısı özellikle lösemili ve immuno-süpresyonu olan çocuklarda kullanılmaktadır. Lösemili hastalarda bu aşının yapılabilmesi için hastaların tam remisyonda olmaları, PHA ile hücresel bağışıklık yanıtının normal olduğunun gösterilmesi, 6-MP dışında tüm ilaçların aşı ya­pılmadan 1 hafta önce ve aşı yapıldıktan 1 hafta sonra kesilmesi gerekmektedir. Bu şekilde uygu­landığında iyi  bir antikor yamtı sağlanır.

Çocuklarda Bot A Virüs Aşısı

5  yaştan  küçük çocuklarda ishalin  önemlibbir nedenini oluşturan rotaviruslarma karşı infekte edilmiş maymun dışkılarında bulunan vu­ruşların maymun böbrek dokusu kültürlerinde pasajı ile hazırlanan bir aşı geliştirilmiştir.

Rhesus rotavirus aşısı olarak isimlendirilen bu aşının ilk denemeleri başarılı olmuştur.

Çocuklarda Pasif Bağışıklık Çeşitleri

Difteri, kızamık, poliomyelit antikorları IgG grubundandır ve transplasenter olarak anneden çocuğa geçer. Çocuğa geçen bu antikorlar her 3-4 haftada bir yarılanarak azalır. Erişkinlerin bü­yük çoğunluğu bu hastalıkları klinik veya subklnik olarak geçirmiş veya bunlara karşı aşılanmış­tır. Bu nedenle sütçocuklannın büyük çoğunluğu da sözü edilen hastalıklara bağışık olarak doğar­lar. Bu bağışıklık çocuğu ilk 3 ay tam olarak ko­ruyacak düzeydedir. Antikor titresinin giderek azalması ile yaklaşık 6 ncı ayda bağışıklık ortadan kalkar. Boğmacaya karşı transplasenter bağışık­lık kazanılmaz.

PASİF EDÎNSEL BAĞIŞIKLIK

Belirli infeksiyonlara karşı aşılanmış hay­vanlardan elde edilmiş serum veya bu serumdan elde edilmiş gammaglobülinlerin iheterolog pa­sif bağışıklık) veya insan serumundan elde edil­miş gammaglobülinlerin (homolog pasif bağı­şıklık) uygulanması ile sağlanan kısa süreli bağışıklıktır.

HETEROLOG PASİF BAĞIŞIKLIK

Allerjik reaksiyonlara yol açabilmesi nede­niyle uygulama alanı sınırlı olan bir yöntemdir. Bu yöntemde toksin verilerek antikor yanıtı oluşturulmuş at veya sığırlardan elde edilen se­rumlar kullanılır. Antidifterik serum, antiteta-nik serum, yılan ve akrep zehirlerine karşı kullanılan serumlar heterolog pasif bağışıklık sağ­layan preparatlardır.

Standart gamma globülin

Standart gammaglobülin için immun serum glo “stilin ClSg), human immunoglobülin, pooled gammaglobülin terimleri de kullanılır.

Toplumda bireylerin büyük çoğunluğu, kli­nik veya subklinik olarak kızamık, kızamıkçık ve A hepatiti geçirmiş olduklarından bu hastalıklara karşı antikor taşırlar. Bu nedenle birey­lerden rastgele alman kanlardan hazırlanan standart (pooled) gammaglobülin, bu infeksiyonlara karşı homolog pasif bağışıklık sağlar. Stan­dart gammaglobülin, immun yetersizliği olan hastaların tedavisinde de homolog pasif edinsel bağışıklık sağlamak amacıyla kullanılır.

Standart gammaglobülin, kızamıklı bir has­ta ile karşılaşmayı izleyen 5-7 gün içinde yapı­lırsa koruyucu etki sağlar. Bu uygulama ile kı­zamığa karsı aşılanmamış çocuklarda geçici bir bağışıklık sağlanır. Gammaglobülin, 0.25 ml/kg dozda, kas içi CİM) injeksiyon olarak uygulanır.

Standart gammaglobülinin bir diğer kulla­nılma yeri, A tipi (infeksiyöz) hepatit profilak-sisidiF. Doz 0.02-0.06 ml/kg İM dir. A tipi infek­siyöz hepatitin kuluçka süresi 15-55 gün olduğu­na göre gammaglobülinin ilk 15 gün içinde uy­gulanması uygundur. Gammaglobülinlerin yarı­lanma süreleri 3-4 haftadır. Bu nedenle 0.06 ml/kg dozda verildiğinde yarılanmaya karsın infeksiyöz hepatitten koruyuculuk 5 ay devam edebilir.

Kızamıkçıklı bir hasta ile karşılaşmış, gebe­liğin ilk 3 ayındaki anneye gammaglobülin 0.2-0.3 ml/kg olarak (60 kg üzerindeki kadınlar için toplam doz 20-30 mi) kas içine uygulanır. Ancak, standart gammaglobülin bugün kızamıkçık için etkin bir koruma yöntemi olarak kabul edilme­mektedir.

Hiperimmun spesifik gammaglobülinler be­lirli bir infeksiyon geçirmiş veya buna karşı aşılanmış insan serumlarından elde edilmiş gammaglobülinlerdir. Spesifik bir hastalığa karşı yük­sek düzeyde antikor içeren özel preparatlardır. Bu preparatlar insan kaynaklı olduğu için, anafilaksi ve serum hastalığı gibi reaksiyonlara ne­den olmamaktadır. Hiperimmun spesifik gam­maglobülin uygulanması ile kuduz, hepatitis B, varisella-zoster, tetanos gibi infeksiyonlara kar­şı pasif bağışıklık sağlanabilmekte, ayrıca ye­ni doğum yapmış Rh (-) kadınlara Rho (D) im­munoglobülin verilmesi için izosensitizasyon ön-lenebilmektedir. Ticarette bulunan hiperimmun gammaglobülin preparatları aşağıda sıralanmış­tır:

Hepatitis B immunoglobülin (HBIG) ; 1: 100.000 den daha yüksek titrede anti-HBs antikorları içeren bir preparattır. HBsAg-pozitif annenin çocuğuna aşı ile birlikte bir doz HBIG 0.5 mi İM olarak uygulanır. HBsAg-pozitif kan ile perkütan, permukozal karşılaşmada veya HBsAg-pozitif kişi ile cinsel karşılaşmada doz 0 06 ml/kg İM olarak hesaplanır.

Tetanos immunoglobülin (TIG) : Antitetanik serum uygulanmasında olduğu gibi, bu preparat da yaralanmalarda kişinin aşılanma durumuna ve yaranın durumuna göre (kirli, temiz, baş ve ekstremit elerde) uygulanmaktadır. Yaralanma­larda TIG nin profilaktik dozu 250 Ünite İM ola­rak önerilmektedir. Aşı ile birlikte TIG kullan­dığında ayrı enjektör ile ayrı bölgeye uygulan­malıdır.

Zoster immunoglobülin (ZIG) ve varisella-zoster immunoglobülin (VZIG).- ZIG ile varisel-laya karşı pasif bağışıklamada başarılı sonuç­lar alınmıştır. ZIG temastan sonraki ilk 72 saat­te 5 mi İM olarak kullanılmıştır. Varisella-zoster immunoglobülin de (VZIG) aynı amaçla kulla­nılmaktadır. Yüksek oranda V-2 antikorları içe­ren bu preparat, ZIG nin yerini almıştır. Gerek ZIG gerekse VZIG, immun durumu iyi olmayan kişide varisellayı modifiye etmek için kullanıl­maktadır. VZIG, her 10 kg için 1.25 mg olarak İM yoldan verilmektedir.

Rabies immunoglobülin (RIG) .* Kuduz profi. laksisinde kullanılan bu preparat hiperimmüni-ze insan donörlerinin plazmasından elde edilir. Bu preperatm kuduza karşı nötralizan antikor içeriği 150 İU/ml dir. Pediatrik kullanım için 2 mi lik (300 İU) ve erişkin için lOmllik (1.500 İU) ampulleri bulunmaktadır. RIG daha önce aşılan­mamış ve kuduzla temas eden kişiye 20 ÎU/kg olarak İM uygulanır. Bu dozun yarısı ışınlan yere, kalan yarısı da başka bölgeye enjekte edi­lir. Aşılanmamış ve kuduz virusu ile karşılaşmış olma şüphesi olan bir kişiye RIG ile aynı anda HDCV (human diploid celi vaccine) kuduz aşı­sına başlanması ve 0, 3, 7, 14 ve 28. gim olarak beş doz şeklinde uygulanması gerekmektedir. Da­ha önce aşılanmış bir kişinin kuduz hayvan ile karşılaşması durumunda RIG kullanılmasına ge­rek yoktur. Bu durumda yalnız iki doz HDCV ya­pılmalıdır.

Pertussis immunoglobülin: Boğmacayı önle­mekte veya şiddetini azaltmakta etkili olmadığı için artık kullanılmamaktadır.

Mumps immunoglobülin; Kabakulağa karşı korunmada özellikle meningoensefalit ve orşiti önleyeceği düşüncesiyle kullanılmış, ancak etkin­liği kanıtlanamamıştır. Kabakulak profilaksisin-de standart immunoglobülin de etkisizdir.

Taze dondurulmuş plazma .Sağlıklı kişiler­den elde edilen taze dondurulmuş plazma uygu­laması da, homolog pasif edinsel bağışıklık sağ­lamak amacıyla immun yetersizliği olan hasta­larda kullanılan bir yöntemdir.

Çocuklarda Humoral İmmun YEtersizlikleri

B hücresi immun yetersizlikleri, immunoglo­bülinlerin azalmasından tamamen yokluğuna kadar çeşitli derecelerde olabilir. İmmunoglobü­linlerin kantitatif tayinleri, antijenik uyarıya alman yanıt ve izoaglütinin titrelerinin öl­çümü gibi çeşitli yöntemlere son yıllarda B hücrelerinin sayımı, in vitro immunoglobülin yapı­mı ve süpresör hücre deneyleri de eklenerek ta­nı olanakları artmıştır.