Çocuklarda Total enerji gereksinimi

Aktivite sırasında vücuttaki enerji depola­rından yararlanılır. Başlangıçta enerji, depola­nan atp ve kreatinin fosfattan sağlanır. Bu de­polar tükenince anaerobik giikoliz yoluyla atp yeniden yapılır. Son kaynak ise yağ, glikogen ve proteinlerin oksidatif fosforilizasyonudur. Alman oksijen sınırlayıcı faktördür. Yağlar, gli­kogen ve proteine oranla iki misli kcal/g sağ­ladıkları için yağ dokusu vücudun en önemli enerji deposudur.

Bazal enerji harcanması (bee) yaş, cins, vücut tartısı ve boy uzunluğu değerlerine göre hazırlanmış nornıogramlardan saptanabilir. Da­ha basit olarak ortalama boy ve ağırlığa sahip erişkinler için bazal enerji harcaması (bee), 1 kcal/kg (erkekte) x 24 saat ve 0.95 kcal/kg (dişide) x 24 saat formülleri ile hesaplanır. Örne­ğin 70 kg ağırlığında genç bir erkek için bee, 70 kg x 1 kcal/kg x 24 saat = 1680 kcal (7030 kjül) olarak bulunur. 55 kg lık genç bir kadın için bee, 55 x 0.95 x 24 saat = 1254 kcal (5246 kj) dir.

Bazal metabolizma

Bazal metabolizma hızı (bmr), açlık ve din­lenme durumunda vücutta solunum, hücresel metabolizma, dolaşım, hormonal aktivite, vücut ısısının sağlanması gibi süreçlerin sürdürülebil­mesi için gereken minimum enerji miktarıdır. Genellikle indirekt kalorimetreyle ölçülür. Has­tanın işbirliği ile tam bir fiziksel ve zihinsel din­lenme gerektiği için 8 yaşından küçüklerde uy­gulanması güçtür ve sağlıklı sonuç alınamaz.

Tablo 7.3.1 de vücut tartısına göre hesaplan­mış bazal metabolizma hızı standart değerleri verilmiştir.

Tablo 7.3.1: vücut tartısına göre hesaplanmış bazal metabolizma hızı standart değerleri

2. Normal aktivite ve büyüme için gere­ken enerjiyi saptamak için bazal kalori­ler 1.5 2.0 ile çarpılır.

Çeşitli faktörler bazal metabolizma hızını etkiler.

Vücut yüzeyi; vücut yüzeyi büyüdükçe, kaybolan ısı ve vücudun üretmesi gereken ısı miktarları artar. Bu nedenle bmr saptanmasın­da kişinin yüzey alanı göz önüne alınır. Uzun boylu zayıf bir kişide vücut yüzeyi, kısa ancak aynı ağırlıktaki tıknaz bir kişiye oranla daha fazla olduğundan bazal metabolizma hızı daha yüksektir.

Cins t 5 6 yaşlarından başlayarak kız çocuk­larının vücut yapısında erkeklere oranla daha fazla yağ, buna karşın daha az kas bulunur. Bu cins farkı ergenlikte daha da belirginleşir. Me tabolik olarak yağlar, kastan daha az aktiftir. Bu nedenle kız çocuklarında ve kadınlarda me­tabolizma hızı erkeklerden daha düşüktür.

Yaş : hızlı büyüme döneminde, özellikle ilk yaşta metaboiik hız en yüksek düzeydedir. Yaş­la giderek azalır.

Hormonal faktörler .  Endokrin salgılar, özel­likle tiroid hormonu, metaboiik hızı etkiler. Ti roid hormonu eksikliğinde bazal metabolizma hızı % 30 50 oranında düşebilir, fazlalığında ise normalin iki katına çıkabilir. Emosyonel uyarıl­ma veya streste olduğu gibi sempatik sinir sis­teminin uyarılması, epinefrin (adrenalin) sal­gısını arttırarak hücresel aktiviteyi ve bazal me­tabolizmayı hızlandırır. Büyüme hormonu, kor tizol ve insülin gibi hormonlar da metaboiik hızı etkiler.

Beslenme durumu .  Uzun süreli yetersiz bes­lenme durumunda veya açlıkta vücutta adap­tasyon olur ve metabolizma normalin % 50» ka­dar altına düşebilir. Bu arada aktif doku kütlesi de azalabilir.

Uyku : uykuda, uyanıklığa göre bazal me­tabolizma hızı yaklaşık % 10 oranında azalır. Bu durumun nedeni kasların gevşemesi ve sem­patik sinir sisteminin aktivitesinin azalmasıdır.

Ateş .  37°c üzerinde her 1°c için bazal me­tabolizma hızında % 12 dolaylarında artış görü­lür.

Kas tonusu ; kasların kasılması metaboiik hızı arttırır. Duygusal gerilim, tonusu arttırarak metaboiik hızın artmasına neden olur.

Çocuklarda Fizik aktivite

Çevre ısısı

Çevre ısısının çok düşük veya yüksek oluşu, enerji gereksinimini etkiler. Her iki durumda vü­cut ısısının 37°c de tutabilmesi için enerji har­canır. Soğuk havada bu harcama daha fazladır. Hava sıcaklığı 30°c nin üzerinde olduğu zaman da ter bezlerinin aktivitesine bağlı olarak enerji gereksinimi biraz artar. Titremek veya terlemek yoluyla vücut kendisini ısı değişikliklerinden korumaya çalışır.

Besinlerin spesifik dinamik etkisi

Besinlerin sindirimi, emilimi ve asimilasyo­nu için enerji harcanır. Bu nedenle bütün besin­ler metabolizmayı uyarır. Bu etki spesifik dina­mik aksiyon (sda), kalorijen etki veya diye­tin termojenik etkisi adını alır. Karbonhidrat ve­ya yağlar ısıyı, harcanan total kalorinin % 5 i, proteinler % 30 u kadar arttırır. Normal karışık bir diyetle beslenen bir kişide günlük total ener­ji tüketiminin % 10 u besinlerin spesifik dina­mik etkisine bağlı enerji harcamasıdır. Çocuk­larda bu oran daha da yüksek olabilir. İyi anla­şılmayan bir nedenle spesifik dinamik etki eg­zersizle artar. Egzersizden sonra besinlerin kalo­rijen etkisi, bazal değere göre iki kat artabilir.

Büyüme, gebelik ve laktasyon

Çocuk büyüdükçe, büyüme hızı azalır ve büyüme için gerekli enerji miktarı da düşer. İlk yaştan sonra günlük total enerji gereksini­mi artsa da vücut ağırlık birimi başına (kcal/ kg) bazal metabolizma hızının azalmasına bağlı olarak kg başına enerji gereksinimi de azalır.

Bunun yanısıra büyüme için harcanan enerjinin toplam enerji tüketimine oranı da yaşla azalır. Bu oran ilk 3 ayda % 23 iken 1 yaşında % 6 ya (tablo 7.3.2), 5 yaşında % 3 e, 9 15 yaşlarında % 1 e düşer.

Vücut işlevlerinin idamesi için gerekli ener­ji ve dışkı ile kaybedilen enerjinin toplam tüke­tilen enerjiye oranları yaş ile önemli bir ilişki göstermez. Buna karşın ilk yaştan sonra fizik aktivite artar, okul öncesi ve okul çocukluğu dönemlerinde enerjinin önemli bir oranı (% 20 28) fizik aktivite için harcanır. Bu oran orta ak­tivite gösteren bir erişkinde %• 6 dır.

Geçici hastalık veya beslenme yetersizliği gibi nedenlerle büyümesi duraklamış sütçocuk ları veya küçük çocuklarda bunu izleyen hızlı büyüme (büyüme yakalaması, catch up growth) döneminde günlük enerji gereksinimi 1.5 2 kez artar.

Organların göreli hacmi de enerji gereksi­nimini etkiler. Sütçocukluğu döneminde beyin ve karaciğer, kas dokusuna göre daha fazla enerji harcayan organlardır. Sütçocuğunda ba­zal enerjinin % 60 ı beyin için, % 8 i ise kas için kullanılır. Erişkinde bu oranlar % 25 ve % 30 dur.

Vücut tartısına göre diyetle sağlanması ge­rekli yaklaşık günlük enerji miktarları tablo 7.3.1 de verilen bazal metabolizma değerlerin­den hesaplanabilir. Tablo 7.3.3 de değişik yaş­lardaki kız ve erkek çocuklarda, gebe ve emzi­ren kadınlarda ortalama tartı, boy değerleri v? Kcal ve kj olarak yaklaşık enerji gereksinimleri verilmiştir.

Bir yaşından büyük çocuklarda günlük ener­ji gereksinimi (1000 + yaş x 100) formülü ile de yaklaşık olarak hesaplanabilir.

Enerji gereksinimi bireysel farklılıklar gös­terir. Bu nedenle tartı ve boy ölçümlerinin iz

Lenmesi ile çocuğun yaşma uygun bir büyüme temposu göstermesi, sağlanan enerjinin yeterli olduğunun en iyi göstergesidir.

Normal bir diyet ile alman enerjinin % 12 15 i proteinler, geri kalanı karbonhidrat ve yağ­larla sağlanır. Erişkinlerde alkol de ek bir enerji kaynağı olabilir.

Proteinler ve protein metabolizması

Proteinler soğuk ve kuru ortamda oldukça stabil maddelerdir. Bununla, birlikte oda ısısın­da bir süre sonra bakteriyel aktivasyon sonucu bileşimleri değişir ve vücut için toksik maddeler şekline dönüşebilirler. Bu nedenle et, süt, yu­murta, balık, tavuk gibi besiler buzdolabında (2 10°c)  saklanmalıdır.

Bitkiler, topraktaki amonyak ve nitratlardan nitrojen sağlayarak proteinlerini sentez ederler. Hayvanlar ise kendileri için gerekli olan nitro­jeni bitki proteinlerinden veya diğer hayvanlar­dan elde ederler.

Proteinlerin yıkımı

, hemen hemen bütün aminoasitler glikoge nik (glükoza dönüşme) özelliğe sahiptirler. Bu olaya «glükoneogenez» denir. Alanin bu. Özelli­ği en fazla taşıyan aminoasittir. Kaslarda glükoz oksidasyonu ile oluşan pirüvat, alanin şekline transamine olur. Alanin de karaciğere taşına­rak orada deamine olduktan sonra, karbon is­keleti yeniden glükoza çevrilir. Özellikle karbon­hidrat alımının yetersiz olduğu durumlarda, ala­nin siklu.su organizmanın bir glükoz kaynağı olarak  önem  taşır.

Açığa  çıkan  aminoasitlerin amino grupları genellikle amonyak şeklinde serbest duruma ge

Lir ve üreye çevrilmek üzere karaciğere taşınır, orada ornitin arginin siklusuna girerek üre ya­pılır ve idrarla atılır.