Çocuklarda Tüberküloz

İntrauterin infelfsiyonda primer fokus kara­ciğerdedir. Primer kompleks de genellikle kara­ciğerdedir. Porta hepatis civarındaki lenf bezleri­nin hiperplazisi nedeniyle sarılık ve hepatome gali görülebilir. Ductus venosus yoluyla basille­rin akciğerlere geçmesi ile ağır bir tüberküloz bronkopnömonisi tablosu gelişir. İntranatal veya postnatal bulaşmada primer fokus ve primer kompleks daima akciğerlerdedir.

Yenidoğanda tüberkülin duyarlılığı henüz oluşmamış olduğundan mide suyunda aside di­rençli basil saptanması dışında kesin tam yön­temi yoktur.

Açık tüberkülozlu annelerden doğan tüm bebeklere profilaktik ınh tedavisi yapılmalı, ay­rıca tercihan ınh ye dirençli bcg ile aktif ba­ğışıklık sağlanmalıdır. Klinik patoloji gösteren bebeklerde kombine tedavi (ınh, rifampicin ve streptomycin veya ethambutol)  uygulanır.

Çocuklarda Listeriosis

Listeria monocytogenes çocuğa doğum sıra­sında da bulaşabilir. Bu formada bulgular 3 4 üncü günlerde sepsis ile birlikte olan veya ol­mayan neonatal menenjit şeklinde.belirir. Bu va­kalarda da bazen deri lezyonlarma rastlanır.

Kesin tanı çocuğun kan, idrar ve serebro spinal sıvısında mikroorganizmanın ifeole edilme­si ile konulur monocytogenes, iyi boya alma­ması ve geç üremesi nedeniyle izole edilmesi güç bir bakteri türüdür.

Tedavide ampicillin ve gentamicin birlikte kullanılır ve neonatal sepsis rutini uygulanır. Özellikle granulomatosis infantiseptica’da mor talite oranı çok yüksektir.

Çocuklarda Toxoplasmosis

Serolojik incelemeler batı ülkelerinde gebe­lerde infeksiyon sıklığının 6:1000 olduğunu gös­termiştir. Bu gebeliklerin % 6 sı abortus, % 4 ü ölü doğum ile sonuçlanmaktadır. Bu annelerden canlı doğan bebeklerin % 30 unda serolojik test­ler ile infeksiyon varlığı saptanmakla birlikte klinik bulgular gösteren yenidoğanlann sıklığı çok daha azdır. İngiltere’de kongenital toxoplas mosis’in belirgin klinik belirtilen ile doğan ço cuklann sıklığı 1:10.000 olarak bildirilmektedir.

Toxoplasma gondii’nin ara hayvanı kedidir. İnfeksiyon, kistleri içeren kedi dışkısından hay­vanlara geçer. İnsana bulaşma, genellikle iyi piş­memiş sığır, koyun veya domuz etlerinin yen­mesiyle olur. İnce barsakta bu kistler trofozoid

Lere dönüşerek dolaşıma geçer ve dokulara ya­yılır.

Kongenital toxoplasmosis’in belirgin klinik tablosunu gösteren çocuklar çoğu kez preterm ve sga yenidoğanlardır. Hidrosefali nedeniyle do­ğum güç olabilir. Apgar puanları düşüktür. Ço­ğu kez canlandırma başarısız olur. Hidrosefali, sarılık, hepatosplenomegali sıktır. Anemi ve erit roblastoz, yaygın ekimoz veya peteşiyal kanama­lar, mikroftalmi ve korioretinit, bazen katarakt görülebilir. İntrakranial kalsifikasyon fokusları nadir olarak ilk günlerde de saptanabilir. Has­talığın bu ağır şeklinde mortalite çok yüksektir.

Yenidoğanlarm bir bölümünde ise ağır sis temik belirtiler yoktur. Korioretinit ve/veya hid­rosefali dışında belirti bulunmaz. İnfeksiyon asemptomatik de olabilir.

Tanı, toxoplasmosis boya testi (sabin feld man testi) ile konulur, 1:25 üzerinde olan titreler pozitif olarak kabul edilir. 3 4 hafta sonra tek­rarlanan testte titrede yükselme, tanıyı kesinleş­tirir. Toxoplasma için spesifik ıgm, her vakada pozitif bulunmayabilir. Serebrospinal sıvıda len fositoz ve protein artması görülür. Bazı vaka­larda santrifüje likörda trofozoidler saptanabilir. Serebrospinal sıvıda yapılan boya testinin pozitif olması, tanıyı kesinleştiren bir bulgudur.

Gebelikte toxoplasma ile infekte olan kadın­ların tedavisi ile çocukta kongenital infeksiyo nun sıklığının azaldığı ve belirtilerin hafiflediği bildirilmektedir. Bu amaçla spiramycin’iîı 50 mg/kg/gün ağız yoluyla iki haftalık aralar ile verilerek 3 haftalık kürler şeklinde gebelik sü­resince uygulanması en uygun tedavi olarak öne­rilmektedir.

Yenidoğanm tedavisi için 4 6 hafta spi ramycin (100 mg/kg/gün), bunu izleyerek 3 haf­ta pyrimethamine (1 mg/kg/gün) ve sulphadia zine (50 mg/kg/gün) kombinasyonu verilmesi ve bu kürlerin 1 yaşma kadar tekrarlanması önerilmektedir. Yenidoğanda tedavinin etkinliği tartışmalıdır.

Çocuklarda Kongenital hepatit

Hepatitis a virusu anneden plasenta yoluyla çocuğa geçmez. Neonatal b hepatiti vakalarının % 5 inin infeksiyonu antenatal dönemde, geri kalanının doğum sırasında aldıkları bildirilmek­tedir.

B tipi hepatit virüsünü taşıyan annelerin çocukları bu virusa karşı korunmalıdır. Annede hbsag ve özellikle hbeag antijenleri pozitif ise çocukta infeksiyon riski çok yüksektir.

Bu nedenle çocuk doğar doğmaz, 0.5 mi hbıg injekte etmeli cıo mikrogram veya 0.5 mi), ayrıca 12 36 saat içinde hbv aşısı yapılmalıdır. Bu aşı birinci ayda ve altıncı ayda tekrarlanmalıdır. Be­bek 9. Aya geldiğinde hbsag ve anti hbs varlı­ğı yönünden incelenmelidir.

Edinsel  immun yetersizlik     sendromu (aids)

Aids infeksiyonu transplasenter yolla hasta anneden çocuğa geçebilir. Postnatal dönemde htlv ııı virusu içeren kan transfüzyonu ile de bulaşır. Belirtiler erken sütçocukluğu dönemin­de ortaya çıkar. Böyle bebeklerde cmv veya pneumocyctis carinii infeksiyonları da sıklıkla gelişir. Tedavisi yoktur.

Amnios sıvısı veya doğum sıvısından bulaşan infeksiyonlar

Kongenital pnömoni, sepsis ve

Menenjit

Belirtilerin ilk 3 günde ortaya çıktığı yeni doğanlarda infeksiyonun doğum    öncesinde ya

Da doğum süresinde alınmış olduğu kabul edi­lir. Kongenital pnömoni ve menenjit çoğu kez sepsis ile birliktedir. Bu vakalarda perinatal ölüm oranı çok yüksektir. Kongenital infeksiyon, riskli ve müdahaleli preterm doğumlarda en sık­tır. Genellikle etken b grubu streptokoklar, e. Coli ya da klebsiella pneumoniae’dir. Korioam nionitis’li vakalarda plasma urealyticum, chla mydia trachomatis de etken olarak saptanabil mektedir. Klinik bulgular spesifik değildir. Apne, siyanoz, hipotoni veya hipertoni, konvülziyon, hi potermi görülen bulgulardır. Annede ateş varlı­ğı, zarların erken yırtılması, güç doğum, tanıyı destekler.

Tedavi postnatal sepsiste olduğu gibidir.