AKDİKEN MEYVASI

Meyva şekerler, organik asitler, flavon ve antresan türevleri (emodin, frangulin ve diğerleri) taşımaktadır.

İdrar arttırıcı ve müshi! bir etkiye sahiptir. Etkisi kalın barsak üzerinedir. Taze meyvalann sıkılması ile elde edilen usarenin şeker ile karıştırılması ile hazırlanan şurup, kuru meyvadan hazırlanan toz, 2-5 gr, günde birkaç defa veya kuru meyvalardan hazırlanan dekoksiyon (% 10), günde bir iki bardak, içilerek kullanılır. Zehirli bileşikler taşımadığı için zararsız bir müshildir. Gövde ve dal kabukları (Cor-

1  -Arapça “Gidvvar” kelimesinden.

2 -Sütlüpmar. N.: Yayınlanmamış olan bir araştırmanın sonuçlarına jzüre.

3  -Eşberk, T. ve Harmancıoğlu. M.: Cehri (Rhamnus tmcîorius Vuld. el KİL) Ankara Üniv. Zir. Fak. Yıll. !r67 (1951). 4-Collas. B.C.: LaTurquieen 1864, 219 Paris (1864).

5 -P. de Tchihatcheff: L’Asie Vlineure et l’Empirc Ottotnan-Revue des Deux Mondes. 15 Mayıs (1853).

6 -Baykara, T.: Cehri üzerine notlar – İst. Üniv. Coğrafya Enst. Derg. 8 (16): 160 (1967).


tex Rhamni cathartici) da aynı etkilere sahiptir. Diğer isimler: Geyikdikeni ağ.

Cilt Altı Hormon İmplantları

– Kapsüller aynı zamanda, rahim  ağzını çevreleyen akıntının kıvamını yoğunlaştırarak, spermin rahime ulaşmasını engeller.

– İmplantlar, 5 yıl boyunca etki­lilidir. Hormon implantlarının yan etkileri arasında, adet döngüleri
arasında kanama, düzensiz adet döngüsü veya adetten tamamen kesilme vardır.
Kapsülleri yerleştirmek için, doktorunuz lokal anestezi yoluyla üst kolunuzda uygun bir bölgeyi uyuşturacaktır.

– Derinizde ufak bir yarık açıp altı adet kapsülü yelpazeye benzer bir biçimde deri altına yerleştirecektir; yarık o kadar küçüktür ki, dikiş at­maya gerek kalmayacaktır. Yarığın ufak bantlarla kapatılması yeterli olacaktır.

– Hamileliğe karşı koruma 24 saat içerisinde başlar. İmplantlar, benzer bir biçimde çıkarılabilir.

Pulmoner Fonksiyonların Ameliyat Öncesi Değerlendirilmesi

İdeal olarak pulmoner değerlendirme, cerrahi düşünüldüğünde yapılmalıdır ve hastanın doktoru veya cerrah (ya da her ikisi) tarafından uygulanmalıdır. Pulmoner değerlendirmeye hastanın anamnezi alınarak başlanır, arkasından fizik muayene yapılır ve takiben seçilen hastalara pulmoner fonksiyon testleri uygulanır. Cerrahinin yeri, pulmoner fonksiyon testleri uygulanmasına ve tedavinin başlatılmasına karar vermekte göz önüne alınması gereken önemli bir noktadır.

Pulmoner fonksiyon testleri için diğer endikasyonlar primer olarak hastanın hikayesi ve efor dispnesi, egzersiz toleransı, öksürük, balgam çıkarma, sigara hikâyesi, daha önceki pulmoner komplikasyonlar, astım, yaş ve vücut ağırlığı gibi akciğer hastalığında bulunan faktörleri içerir. Hafif pulmoner bozukluğu olup periferal cerrahi işlem geçirecek hastalarda (abdominal veya torasık cerrahi değil) muhtemelen pulmoner fonkisyon testlerine ihtiyaç yoktur. Test gerekliyse basit spirometre ve zorlu ekspiratuar hava akımı (forced expiratory airflow) ölçülmesi genellikle yeterli olmaktadır. Eğer zorlu ekspiratuar hava akımı belirgin şekilde azalmışsa, bronkodilatörlere cevap ölçülmeli ve arteriel kan gazları tayin edilmelidir. Diffüzyon kapasitesi radioizotopik ventilasyon perfüzyon şcanningleri ve pulmoner arter kateterizasyonu gibi daha kapsamlı testler genellikle sadece pulmoner hipertansiyon veya hayatı tehdit edici akciğer hastalığı olanlarda veya torasık cerrahi gerektiren hastalarda gereklidir.

Hangi pulmoner testlerin cerrahi ve anestezi riskini en inanılır şekilde gösterdiğini ve hangisinin en büyük riski ortaya koyduğunu tayin etmek için bir çok çalışmalar yapılmıştır. Genellikle özel testler ameliyat sırasındaki komplikasyonlarla uyum gösterirler. Çoğunlukla bu çalışmalar kesin değildir ve “operabilite” için tam kriterler henüz yoktur. Testler yol gösterici olabilir, ancak aşağıdaki nedenlerden dolayı daha önceden tayin edicilikleri inanılır değildir.

l.Her ne kadar insidansı azsa da, normal pulmoner fonksiyonlu hastalarda ameliyat sırasında pulmoner komplikasyonlar gelişebilir.

2.Bir cerrahi işlem (mesela torakotomi) için oluşturulan kriterler, diğer bir işlem için doğru olmayabilirler.

3.Pulmoner fonksiyon testleri, hastanın işbirliği yapmaması gibi elle tutulamayan faktörleri gösteremezler. Testler üretilen balgam miktarını ölçemez veya pulmoner aspirasyon ihtimalini önceden tayin edemezler.

Genelde bozulmuş hava akımı ölçümü ile basit spirometri en iyi ve en ucuz ölçme testini temin eder. Akciğer rezeksiyonu olmaksızın torasik cerrahi işlemi geçiren hastalar, eğer FEV veya maximum solunum kapasitesi normalin %50’den daha azsa artan riske sahiptirler. Periferal cerrahide bu değerler daha düşüktür önceden tayin edilen normal değerlerin %30’a kadar). Ventilasyonu deprese eden ilaçlar almayan hastalarda, arteriel karbondioksit basıncının 45 mmHg.den daha çok olması akciğer rezeksiyonu olmaksızın torakotomi veya abdominal cerrahi uygulanan hastalarda, hayatı tehdit edici pulmoner komplikasyonların önceden iyi bir tayin edici faktörüdür. Bu hastalarda cerrahi uygulanması tam ve dikkatli bir konsültasyondan sonra yapılmalıdır. Periferik cerrahide, yükselen PaCO pulmoner komplikasyon ihtimalinin çoğalacağını ve ameliyat sonu mekanik ventilasyon ve özel monitorizasyona muhtemelen ihtiyaç olacağını gösterir.

Farenjit ve Streptokok Boğaz Ağrısı

Ayrıca aft (ağızda çıkan küçük yara), postnazal sızma, iritanlar (tahriş ediciler) içine çekmek (tütün içmek gibi) ve çok kuru hava teneffüs etmek de farenjite sebep olur.Birçok farenjit vakası yumuşak, geçici enfeksiyonlardan olşur ancak buna karşın enfeksiyon ciddi ve endişe vericidir.

SEMPTOMLAR
Genellikle farenjit, boğazda hafif bir gıdıklanma hissiyle başlar ve hızla artan ağrılı bir tahrişe dönüşür, sıklıkla başka beliritleri de vardır. Çok defa farenjit, tedavisiz iyileşir. Bir haftadan fazla süren, ciddi bir farenjit durumunuz varsa; yutkunma, nefes alma veya ağzınızı açmada zorluk çekiyorsanız; mafsal ağnnız, kulak ağrınız, döküntü ve 101 s F’tan fazla ateşiniz varsa; veya boğazınız ağnyor ve stretokok olan biriyle yakınlaştıysanız, dokto-nınuzu arayın.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Boğazınızı inceledikten sonra doktorunuz, tümünü olmamakla beraber bakterileri en iyi belir­leyen yöntem olan, boğaz kültürü yapabilir. Boğaz ağrınız ısrar ederse, doktorunuz bazı özel kültürler de alabilir.
Değişik olarak, doktorunuz “hızlı streptokok” testi yapabilir. Bu test gereklidir zira, pozitif çıkarsa, doktorunuz bekle­meden stretokokal boğaz ağrınız olduğunu söyleyebilir ve hızla tedaviye başlar (hızlı testin sonuç­ları 5 ile 15 dakika arasında çıkar).Testin sonucunun negatif çıkması, streptokokun yanısıra, başka bakteryel enfeksiyonlar olduğu anlamına gelir. Boğaz kültürünün sonucu negatif olsa bile, doktorunuz vücudu­nuzun genel durumunu ve belir­tileri değerlendirerek, antibiyotik yazabilir.

Streptokok boğaz ağrısının tedavisi sadece ağrıyı dindirmek açısından önemli değildir ancak, tedavi edilmemiş streptokok boğaz ağrısı nefrite  ve romatizmal ateşe  yol açabilir. Bu komplikasyonlar her ne kadar 50 yıl öncesine göre daha az görülse de, hâlâ oluşabilmektedir. Doktorunuz antibi­yotik yazacak olursa, kendinizi iyi hissetseniz bile, tüm kutuyu bitir­melisiniz. İlacı erken bırakmak, bakterilere yeniden birleşip ciddi komplikasyonlara yol açma izni verir.
Viral enfeksiyona bağlı boğaz ağrısının tedavisi yoktur. Her halükârda mononükleozunuz yoksa, boğaz ağrınız genellikle tedavi olmaksızın 1-2 hafta içinde geçecektir.

Rahatsızlığı dindirmek için kullanılan ev reçetelerinin içinde, buhar solumak, boğaz pastili kullanmak, tuzlu suyla gargara yapmak ve aspirin içmek (20 yaşm altındaysanız, Reye sendromu riskinden dolayı, aspirin almayınız) veya ağrı için parasetamol (aseta-minofen) almak bulunur.

Bademcik iltihabı (Tonsilit), Anjin (Peritonsiller apse)ve Epiglotit (Epiglot iltihabı)

Tonsilit, bademciklerin iltihap­lanmasıdır. Bademcikler, ağzın arka tarafının gırtlakla buluş­tuğu yerde bulunan, iki tepecik şeklinde görünen, bağışıklık sistemi (immün sistem) dokusudur. Bademcik iltihabı, farenjitin en yaygın sebebidir ve gribe benzeyen belirtileri vardır: Ani ateş ve titreme, baş ağrısı, ağn hissi ve bezelerin şişmesi gibi… Bademcikleriniz kızarır ve büyür, genellikle sanmtırak kremsi bir maddeyle ya da ufak bir parça birikintilerle kaplıdır. Bademcikle­rinizin üstünde bir madde olduğu zaman, boğaz kültürü yapılması zorunludur; streptokok veya başka bakterilerden kaynaklanan iltihap­lanmalarda olduğu gibi.

Bademcik iltihabının daha ciddi bir başka şekli, anjindir (peritonsiller apse). Bu vakada, enfeksiyon bademciklerinizin dip kısımlarına, bunları çevre­leyen dokulara sıçrar ve bir cerahat torbası (apse) oluşur. Boğazınız çok ağrır ve tükürü­ğünüzü yutarken acı çekersiniz. Anjinle birlikte, ağzınızı açmakta zorluk çekersiniz ve konuşmanız değişir (sesiniz, sanki ağzınız sıcak patatesle doluymuş gibi çıkar). Bu belirtiler varsa, doktorunuzu görünüz; antibiyotik tedavisine ek olarak ufak bir cerrahi müdaheleyle, cerahatin dışarı akıtılmasına ihtiyacınız olabilir.

Boğaz ağnlannın daha da ciddi bir şekli, epiglotittir (epiglot iltihabı). Bu nadir karşılaşılan vakada, epiglot, nefes borusunu kaplayan flep, enfekte olur. Büyür ve nefes borusunu tıkar bu nefes alamamaya ve hatta ölüme sebep olur.

Epiglot iltihabı, saatler içinde çok ciddi bir aşamaya gelir. Aniden gelişen boğaz ağnsı, ateş, nefes alma sıkıntısı veya sesli ‘nefes alma gibi bir durumunuz olduğu zaman, hemen dokto­runuza gidiniz. Acil antibiyotik tedavisine ve durum düzelene kadar hastanede yatmaya ihtiya­cınız olacaktır.

Ağız

Dudakların, dışı deri kaplıdır, orta kısmı kaslıdır ve içi mukoza zanndan oluşmuştur. Dudak kaslan, dudağa farklı amaçlan gerçekleştirmesi için şekil verme­sine yardımcı olur, yiyecek çiğnemek, konuşmak bir bebeği öpmek gibi. Dudaklar, kurumaya, çatlamaya ve herpes veya başka virüslerin etkisiyle iltihaba açıktır.

ağız

Dil, boyut, konum ve şekil değiştirmeyi sağlayan, özel bir kas grubundan oluşur. Dil kaslan, farklı kıvam ve boyuttaki yiyecek­leri haraket ettirir ve ayrıca çok geniş değişkenlikte seslere şekil leri sindirime hazırlamak için kayganlaştınr ve amilaz denilen sindirime yönelik bir enzim içerir; amilaz, yiyeceği parçalar ve karbonhidratı sindirir. Diş üzerinde bulunan sindirilmemiş karbonhid­ratlar, diş plaklarına sebep olduğu-nudan, diş çürümesinin önlen­mesine de yardımcı olur (bkz. Diş Çürümesinin Ve Plakalarının Önlenmesi, aşağıda).