Ağız

Dudakların, dışı deri kaplıdır, orta kısmı kaslıdır ve içi mukoza zanndan oluşmuştur. Dudak kaslan, dudağa farklı amaçlan gerçekleştirmesi için şekil verme­sine yardımcı olur, yiyecek çiğnemek, konuşmak bir bebeği öpmek gibi. Dudaklar, kurumaya, çatlamaya ve herpes veya başka virüslerin etkisiyle iltihaba açıktır.

ağız

Dil, boyut, konum ve şekil değiştirmeyi sağlayan, özel bir kas grubundan oluşur. Dil kaslan, farklı kıvam ve boyuttaki yiyecek­leri haraket ettirir ve ayrıca çok geniş değişkenlikte seslere şekil leri sindirime hazırlamak için kayganlaştınr ve amilaz denilen sindirime yönelik bir enzim içerir; amilaz, yiyeceği parçalar ve karbonhidratı sindirir. Diş üzerinde bulunan sindirilmemiş karbonhid­ratlar, diş plaklarına sebep olduğu-nudan, diş çürümesinin önlen­mesine de yardımcı olur (bkz. Diş Çürümesinin Ve Plakalarının Önlenmesi, aşağıda).

Ağız Dudak Ve Dil Yaraları

Genellikle bir hafta 10 gün içinde kaybolurlar.Tuzlu suyla çalkalamak, aftlan daha az ağn verici kılar. Sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçının, aynı şekilde baharatlı ve asitli yiyecekleri de yememeye gayret edin. Gerçek aft, 14 gün içinde kaybolur. Aft, 14 gün içinde geçmezse dişçinizi veya dokto­runuzu arayınız. Aftlar nükset­meye devam ederse, doktorunuz, vitamin eksikliğinizi kontrol edecek (özellikle floik asait veya B12 Vitamini) veya beyaz kan hücrele­rinizin düşük olup olmadığını belir­lemek için kan tahlili yapacaktır.
Uçuklar, tip 1 ve 2 herpes simplex virüsünden (HSV) oluşur. HSV tip 1 uçuklann en bilinen sebebidir. Tip 2, üreme organla-nndan bulaşan herpes enfeksi­yonu (insanların “bende herpes” var dedikleri zaman kastedilen hastalık) sebebidir, ancak uçuğa da sebep olabilir Yetişkinlerin en az yansı HSV virisünden enfekte olmuşlardır. Hangi tip HSV olursa olsun, bü­kere enfekte olduğunuz zaman, bu enfeksiyon kalıcıdır. Enfeksiyon, sinirlerin içinde uyur vaziyette yatar ve çoğu zaman herhangi bir belirtisi yoktur. Bazı kişilerde, virüs dönemsel olarak “uyanır” ve uçuğa sebep olur.

Doktorlar, tam olarak neyin virüsü harekete geçirdiğini anlaya­mamaktadırlar. Aşağıdaki durum ve koşullar nüksetmesinin sebep­leri olarak söylenebilir: Ruhsal endişe, güneş ışığına maruz kalmak, hormonal değişim (aybaşı döneminden önce, menapoz ve hamilelik boyunca ya da ağızdan doğum kontrol hapı alındığı dönemlerde), fiziksel bitkinlik ve vücudun diğer bölgelerindeki enfeksiyonlar.
Uçuklar sıklıkla ağzın kenarında çıkarlar ve genel­likle her defasında aynı yerde görülürler (çünkü virüs, cildin bu nokrasında uyur). Uçuk, genellikle bir hassasiyet veya karıncalanma hissiyle başlar ve gelişip şişen, ağn veren, kırmızı bir yumruya dönüşür. Bu dönemde, yaranın içindeki virüs çok bulaşıcıdır (virüs sinirlerin içinde uyurken bulaşıcı değildir).

agiziciyaralari

Bir veya iki gün sonra bölge kabarır, patlar ve üzeri kabuk bağlar. Sonra, sarı kabuklar soyulur ve açık renkte bir sıvı akıntısı olur. Yara yaklaşık 2 hafta içinde iyileşir.Uzmanlann birçoğu, asiklovir gibi antiviral ilaçlann, yaranın daha hızlı kaybolmasını sağla­yacağını düşünmemektedir. Bu sebeple, antiviral ilaçlar tavsiye edilmemektedir. Bazı hastalar, buz uygulayarak ya da sağlık gıdalarının satıldığı yerlerde, hap şeklinde, kolayca buluna­bilen L-Lysine (amino asit) kulla­narak başanlı sonuçlar almış­lardır. Uçuklann farklı tedavileri hakkında bilgi edinebilmek için doktorunuzla görüşünüz.

Ağız ülserleri, travmatik ülserler olarak da adlandırılır: Ağzı kaplayan mukoza zannın zedelen­mesi sonucu meydana gelir. Hoyratça diş fırçalama, yanağınızı ısırma, pütürlü bir diş ya da takma diş bu zedelenmeye yol açabilir. Travmatik ülsere sebep olan sivri bir diş veya diş uygulaması ise, bu durumu, doktorunuza bildiriniz. Bu ülserler, sebebi bir kez öğrenil­diği zaman, genellikle bir hafta içinde iyileşir.

Aft, Uçuk Ve Diğer Ağız Yaraları
Ağız, şişmelere yol açabilecek birçok hastalığa uygun bir ortamdır. Bu hastalıklar bulaşıcı değildir.

Ağız licken planusu, çok sık karşılaşılan bir vakadır. Sebebi bilinmemektedir ve üç şekli vardır. En bilinen şekli, yanaklann iç kısmında veya dilin kenarındaki kalın beyaz çizgilerle karakte-rize olur. İkinic şekli, diş etlerinde aşınmış, ağnlı alanlann oluşma­sına yol açar. Son şekli, en ciddi ve ağızda ağn veren şişkinlikler üretir. Bu vaka erkeklerden çok kadınlarda ve genellikle 40 – 60 yaş arası kişilerde görülür. Bazı kişilerde cilt döküntülerine de sebep olur.
Lichen planus, kronik (uzun vadeli) bir rahatsızlıktır, bir gelir bir kaybolur. En sık karşılaşılan lichen planus şekline yakalandıysanız, tedavi gerektirmez. Diğer şekillerden biri varsa, doktorunuz kortikosteroid ilaçlar yazabilir. Doktorunuz veya dişçiniz, teşhisi doğrulamak için bir biyopsi talep edebilir.
Ağız lichen planusu olmanın, hastayı kansere meyilli hale getir­diği düşüncesi tartışılmaktadır. Lichen planusunuz varsa, dokto­runuz, tedbirli olmak adına, düzenli olarak ağzınızı kontrol edip, ağız kanseri belirtilerini kontrol eder.

Pemfigoid ve pemfîgus,
otoimmün hastalıklardır. Pemfi-goid hastalığında, cildin herhangi bir yerinde büyük yaralar oluşur. Pemfigus ise, sık karşılaşıl­mayan ancak ciddi bir hastalıktır ve deride ya da ağızda oluşur. Yaralar önce ağızda başlar (bazen sadece ağızda olur) sonra da genellikle ciltte oluşur. Hassas şişlikler kolayca patlar, ağrılı alanlar oluştururlar, sonra üzerleri kabuk bağlar ve enfekte olurlar. Tedavi edilmezse, şişkinlikler sıçrayabilir, yaygın cilt kaybına ve hatta ölüme bile sebep olur. Doktorunuz, pemfigoid veya pemfigus olduğunuz şüphesi taşıyorsa, bir yara numunesi alıp, mikroskop altında inceleyecektir, her iki hastalığın da tedavisinde kortikosteroid ilaçlar kullanılır ve bazı vakalarda bağışıklık sistemini koruyucu ilaçlar kullanılır. Şişkin­likler yaratan tüm enfeksiyonlar, antibiyotik gerektirir.

Multiform eritema, göreceli olarak sık karşılaşılmayan bir otoimmün hastalıktır. Genç erişkinler, özellikle erkekler bu hastalığa karşı daha fazla elveriş­lidirler. Ağızdaki diğer şişkinlik vakalarından farklı olarak, multi­form eritema, başlangıçta çok ciddi ve tahrip edicidir, ağızda ülser­lerin gelişmesine sebep olur ve daha sonra bu ülserler dudakların üstüne kadar uzanabilir. Hasta­lığa yakalananların yarısında ciltte döküntüler oluşur; bu döküntüler, hedef tahtasına benzeyen yaralar şeklinde karakterize olur.Multiform eritemanın daha ciddi bir varyantı ağızda, jenital kısımlarda ve gözlerde yaraların oluşmasına sebep olur. Ateş, başağrısı, öksürme ve boğaz ağrısı gibi grip belirtileri, hasta­lığın başlamasından bir hafta önce kendini gösterir. Yaralar 2 ile 6 hafta arası kalır. Hafif seyreden şekli tedavi gerektirmez; daha ciddi şeklin tedavisinde kortikoste­roid ilaçlar kullanılır.

Pamukçuk
Candida albicans, ağzınızda doğal olarak yerleşmiş bir mantardır, iyi huylu bakteriler bunu diğer mikro­organizmalarla dengede tutarlar. Buna karşın, enfeksiyona karşı direnciniz azsa veya antibiyotik ya da kortikosteroid ilaçlar kullanıyor­sanız, vücudunuzun doğal dengesi bozuktur ve mantar bu durumda çoğalıp ağızda pamukçuk oluşma­sına yol açar.

Ağn, sarı-beyaz renk, ağız ve boğazın hassas zarında kabarık lekeler ana belirtiler. Diş fırçalan­ması sırasında lekeler törpülenmişse, cildin ağrılı alanları açığa çıkmış demektir. Bazen, ağzınızda beyaz lekeler veya yaralar olmasa bile, Calbikanlar dilinizin yanma­sına sebep olur.
Pamukçuk ciddi bir durum değildir ancak nüksedebilir. Kronik hastalar – HIV, AİDS olanlar veya kemoterapi görenler de dahil- pamukçuk hastalığına meyillidirler, ancak yaşı ilerlemiş olanlar ve çocuklar da etkilenirler.

Ağız Kanseri Ve Kanser Öncesi Gelişen Durumlar

Diğer sebepler, tütün çiğne­mekten kaynaklanan iritasyon, lupus (deri veremi, böbrek yetmezliği, liken planus ve üçüncü dönem sifilis’tir.İlk evrelerinde, lökoplazi çok nadiren sancılı olur ve herhangi bir boyutta gri ya da beyaz bir leke olarak görünür. Leke, kademeli olarak sertleşir ve pürüzlenir.

Ağzınızda, 2 haftanın sonunda iyileşmeyen sertlik ve kalınlaşma olursa doktorunuza veya diş doktorunuza bildiriniz. Tedavinin ilk aşaması, lökoplazinin fiziki nedenlerini ortadan kaldırmaktır, örneğin yüzeyi pürüzlü bir takma dişin sebep olduğu zedelenme gibi. Sigara içiyorsanız, dokto­runuz bırakmanızı önerecektir. Kanser olasılığını bertaraf etmek için, biyopsi talep edilebilir. Kanser bulunursa, acil cerrahi müdahale (lokal anestezi tatbi­kinden sonra) esastır.

Ağız Ve Dudak Tümörleri

Ağız, iyi huylu (kanserli olmayan) tümörler için genel bir yerdir. İyi huylu tümörler, sıçramazlar ancak genellikle tahriş ederler. En bilinen tümör, fibromdur (fibroma). Kronik iritasyondan kaynaklanır, genellikle dişlerin, ağızdaki hassas dokulara yukarı-aşağı sürtünmesi sonucu oluşur ve genellikle beyazdır. Bir başka iyi huylu tümör, karnabahara benzeyen papilomlardır; bunlara virüsler sebep olur.
Birçok kişinin ağız tavanında, yuvarlak tümsekler vardır.

Tümsekler, torus palatinus denilen alışılmamış bir kemik yapısının sebep olduğu yapılardır, endişe verecek herhangi bir etkileri yoktur. Çok miktarda iyi huylu ur vardır; diş doktorunuz iritasyonu önlemek ve teşhis için bunları alabilir. Ağız kanserleri (oral kanserler de denir) ender görülmezler ve genellikle sigara kullanımıyla ilişkilendirilirler. Alkol ve sigara birleşimi, oral kanser riskini dramatik bir şekilde artırır. Ağız kanseri, iyileşmeyen ülser veya yara, beyaz bir leke (genellikle kırmızı alanlarla) ya da bir yumru şeklinde başlar. Oral kanserin tedavisi, erken teşhistir. 2 haftadan fazla süren beyaz bir alan veya yumru veya yara olursa, diş doktorunuza veya doktorunuza bahsedin.

Dil Ve Ağız Kanserlerinin Önlenmesi

■ Sigarayı bırakın.

■ Sakız çiğnemeyi bırakın

■ Alkol alımını azaltın ve günde iki kadehten fazla İçmeyin.

■ 15 faktörlü dudak merhemi kullanın.

■ Rengi kaçmış veya beyaz bir alan, 2 haftadan fazla sürede iyileşmeyen bir yara olursa veya ağzınızda, dudaklarınızda ya da dilinizde alışılmamış bir yumru görürseniz doktorunuza bildirin.

agiz_kanseri

Ağız Kokusu Nasıl Önlenir?

Ayrıca, bu zamana kadar çok duymadığımız dilin fırçalanması da kokunun engellemesinde fayda sağlıyor.

kokuDiş Hekimi Murat Sözmen, çevremizdeki birçok insanda ağız kokusunun büyük bir sorun olarak karşılarına çıktığını belirtiyor. İnsandaki ağız kokusunun yüzde doksan nedeninin diş ve dişeti hastalıklarından kaynaklandığına dikkat çeken Sözmen, kokunun önlenmesi için düzenli diş fırçalamanın ve diş ipi kullanmanın öneminden bahsediyor. Çünkü ağız kokusunun en temel sebebi diş aralarında kalan gıda artıkları. Bunun yanında ağızda kokuya sebep olan, çürük, problemli dolgu, dişeti çekilmesi ve diş taşı sorunu bulunuyorsa mutlaka bir diş hekimine gitmeniz tavsiye ediliyor. Çünkü dişlerinizi düzenli fırçalasanız da bunların tedavisi diş hekimi koltuğundan geçiyor.

Sözmen’in, kokuya neden olan faktörler arasında bahsettiği diğer bir önemli gerekçe ise ağızdaki tükürük miktarı. Ağızda salgılanan tükürüğün yıkayıcı etkisi bulunması, dişleri temizleyerek, ağızdaki zararlı maddelerinin etkisini azaltıyor. Tükürüğün az olması bu etkiyi zayıflatıp, ağız kokusuna sebep oluyor. Sözmen, “Böyle durumlarda hastada diş taşı çok olur. Koku da fazla. Bir de dişini iyi fırçalamıyorsa tehlike ciddi boyutlara ulaşır. Kişi bol su içmeli ve düzenli diş fırçalamalı ki denge sağlansın.” diyor. Sözmen öte yandan, dilin de fırçalanmasının ağız kokusunu engellemede önemli olduğu vurgusunu yapıyor. Çünkü sigara, çay ve kahve içenlerde dil pası oluşuyor. Bu da kokuya neden oluyor. Sözmen bu durumda ‘dişlerinizi fırçaladıktan sonra dilinizi de mutlaka fırçalayın.” şeklinde konuşuyor.

Diş hekimi Murat Sözmen, dişte oluşan ve başta kokuya sebep olan diş taşlarının temizlenmemesi durumunda dişin çekilmesinin söz konusu olabileceğini aktarıyor. Sözmen, “Diş, taşları zamanla diş eti çekilmesine neden olur. Bu durum diş ile dişeti arasında derinliği açar. En son olarak dişi sadece kemik tutar. Diş enfeksiyona açık hale gelir. Sallanır. Çekilmesi zaruri olur.” diyor. Sözmen ayrıca, 20′lik dişlerin de uygun çıkmaması durumunda çekilebileceğini anlatıyor.

Et kalıntıları da koku yapar
Diş hekimi Murat Sözmen “Etler lifli gıda olduğu için diş aralarında kalabiliyor. Bu da diş fırçalamayla ya da diş ipiyle çıkarılmaz ise kokuya sebep olabilir.” uyarısında bulunuyor. Bu etlerin çıkarılmasında kürdan kullanmanın tehlikeli olabileceğini anlatan Sözmen, “Bu enfeksiyona neden olur. Bu durumda ağız sağlığı tehlikeye girer.” dedi.