bağ dokusu s eptuml arından alırlar. Bu septanlar satha kadar damar ihtiva ederler ve üzerini örten epitel altından kırmızı hatlar şeklinde görülürler.
Felderung, SCHÎLLER. testinde iyod negatif olarak teabit edilir. Münferit tarlalar muhtelif büyüklüktedir. Yuvarlak, oval veya poligonal bir şekle sahip olabilir. Mukoza seviyesinde veya daha yüksektir.
Kolposkopik muayenelerde elde edilen bulguların hastaya ait dosyaya, aynen görüldüğü şekilde reşmedilmesi lâzımdır. Böylece hastanın daha sonraki kolposkopik kontrolunda, eski bulguların yeni bulgularla mukayesesi imkân dahiline girer. Bulguların dosyaya reşmedilmesi esnasında kısaltılmış işaretler ve tipik! çizgiler kullanılır. Meselâ ektopi, o sahanın çizgilerle taranmasıyla belli edilir. Rejenerasyon sahası, o sahanın kırmızı renkli kalem ile doldurulmasıyla ifade edilmektedir. Karakteristik olmayan ve iyot negatif, yani SCHİLLER pozitif olan bölgeler boş bir saha şeklinde resmedilir . Karakteristik patolojik değişikliklerden lökoplaki, o saha boyanarak ve üzeri taranarak , grund, boyalı saha üzerinde noktalar şeklinde, tarlalaşma ise boyalı tabanın kafes şeklinde taranmasıyla gösterilir.Ovula NABOTHİ’ler işe beyaz zemin Üzerine işaretlenen noktalar şeklinde resmedilir.Keza orijiner mukozanın O, ektopi’nin Eumwandlungszone’nin (rejenerasyon sahası) U harfi ile gösterilmesi adet olmuştur.

Kadında karın boşluğu; yani periton, tuba’lar vasıtasıyla ve cavum uteri yoluyla harici alemle iştirak halindedir. Keza tuba’lar ovarium’la cavum uteri arasında birleştirici bir yol olup ovum, fekonde olduktan sonra bu yol vasıtasıyla uterus boşluğuna yuvarlanır, gu hale göre normal bir frQb ip[in jnıjiiir.
Prensip, cervix’den doğru, cavum uteri ve tuba uterina’lar yoluyla karın boşluğun aıava veya CO2 vermekten ibarettir.

Akut süpüratif tiroidit sık değildir ve boyun bölgesinde ani başlayan ağrıya eşlik eden disfaji, ateş ve titremeyle karakterizedir. Genellikle bir üst solunum yolu hastalığını takib eder ve cerrahi drenajla tedavi edilir. Etken genellikle streptokok, stafilokok, pnömokok ve koliform basillerdir. Ayrıca piriform sinüs fistülüyle birlikte olabilir. Persistan veya tekrarlayıcı vakalarda baryumlu özafagus grafisi gerekebilir.

Subakut tiroidit noninfeksioz bir hastalık olup tiroidde büyüme, baş ve göğüs ağrısı, halsizlik, yorgunluk, palpitasyon ile karakterizedir. Subakut tiroiditli bazı hastalarda ağrı yoktur ve bu durumda Graves hastalığından ayırdedilmelidir. Subakut tiroiditte sedimentasyon ve serum gamma globulini tüm olgularda yükselmiştir ve radyoaktif iyot uptake’i çok düşüktür veya yoktur ve normal veya artmış tiroid hormon seviyesi vardır. Hastalık genellikle sınırlıdır ve aspirin, steroid semptomları azaltır. Bu hastalar sonunda ötiroid olurlar.

Hashimato tiroiditi tiroiditlerin en sık görülen formudur ve genellikle ağrılı veya ağrısız, hassas tiroid büyümesi ile karakterizedir. Kadınlarda daha sıktır ve bazen disfajilere neden olabilir.

Hashimato tiroiditinin hastaların kendi tiroidlerine hassaslaşıp antitiroid antikorların oluşmasıyla karakterize otoimmün bir hastalık olduğuna inanılmaktadır. Antimikrozomal ve anti tiroglobulin antikorların yüksek serum seviyeleri tanıda yardımcıdır. Birçok hasta için uygun tedavi supresif dozda yeterli tiroid hormonu verilmesidir. Cerrahi tedavi belirgin bası semptomları olduğunda, malign tümör şüphesi olduğunda ve kozmetik nedenlerle endikedir. Bası belirtileri olduğunda ıstmusun cerrahi olarak kesilmesi semptomları geriletir. Eğer tiroid büyük veya asimetrik ve eksojen tiroid hormonu verilmesine rağmen gerileme olmazsa veya bir nodul içeriyorsa tiroidektomi gereklidir. İğne biyopsisi tanı koyulmasında yardımcıdır.

Riedel tiroiditi nadir görülen bir formdur. Tiroid içinde ve çevresinde belirgin fıbrozis ve kronik inflamasyon bulunduğu çok sert bir tiroid kitlesiyle karakterizedir. İnflamatuar olay kasları infiltre eder ve trakeal bası belirtilerine neden olur. Hipotiroidizm genellikle mevcuttur ve cerrahi tedavide trakeal veya özofageal obstruksiyonu düzeltmek için gereklidir.