INTERNAL HERNİLER

Klinik Bulgular

İnternal herniler kronik sindirim şikayetleri yanında ağrı, akut veya kronik intestinal tıkanıklıklara yolaçarlar. Hastaların çoğundan yıllarca devam eden kronik semptomlara ait hikaye almak mümkündür. Düz karın grafilerinde içi havayla dolu barsak kümeleri görülür. Tam obstrüksiyonun gelişmediği hernilerde, boğulmuş barsak segmentini ince barsağın kontrast grafilerinde bariz bir şekilde gösterilebilir.

Tedavi

Önce keseyi açmadan veya ön duvarını insize ederek, adezyonları keserek herni redükte edilmeye çalışılmalıdır. Kese boynuna yakın seyreden majör arter ve venlerin zedelenmemesine azami dikkat sarfedilmelidir. Dilate barsak dekomprese edilmelidir. Hernie segmente aşırı basınç ve traksiyon uygulamadan rekte etmeye çalışılmalıdır. Sonra herni kesesi kapatılır veya kese duvarları rezeke edilip çıkarılır.

Periton Mezotelyoması

Hastaların çoğu tanı vaya barsak obstrüksiyonu nedeniyle laparatomiye giderler. Laparotomide ileride oluşabilecek obstrüksiyonları önlemek amacıyla lokalize sınırlı kitle eksizyonu yapılabilir. Karaciğer ve akciğer metastazları geç dönemde oluşur. Radyoterapi ve kemoterapi (Doxorubicin) kombinasyonuna rağmen olguların çok azı uzun yaşama şansına sahiptir. Ortalama yaşam süresi 1 yıl dolayındadır. Benign ve malign tipleri arasında yer alan kistik mezotelyoma sık lokal rekürens eğilimine rağmen prognozu açısından çok iyidir.

Pseudomiksoma Peritonei

Mümkün olan primer lezyon ve jelatinöz materyel çıkarılmaya çalışılmalı, omentum rezeksiyonu yapılmalı, mevcut veya gelişmesi muhtemel barsak obstrüksiyonu cerrahi girişimle giderilmelidir. Bu maksatla sağ hemiko-lektomi çoğunlukla gerekir. Görünür primer bir tümör saptanmamışsa apendektomi ve bileteral ooferektomi yapılmalıdır.

Postoperatif kemoterapi özellikle över karsinomah olgularda etkili olmaktadır. İkinci kez gözlem (second look) için, reküren obstrüksiyonlu olgularda muhtemel nedenin rezidüel tümör olduğu düşünelerek veya aşırı müköz asidi boşaltmak için reeksplorasyon gerekli olabilir. Kemoterapiye cevap alınamayan olgularda genel abdominal ve pelvik radyoterapi denenebilir. Lokal ve rejiyonel hastalık nedeniyle hastaların 2/3’ü kaybedilirler. 5 yıllık yaşam şansı %50,10 yıllık ise %20 dolayındadır.

Mezeter ve Retroperitonun Kistleri

Laparotomide seröz sıvı içeren kistlerin mezokolonda, şilöz veya kanlı sıvı içeren kistlerinse incebarsak mezenterinde lokalize oldukları dikkati çeker. Bu lezyonların çoğu benign karakterde olduklarından, cerrahi tedavide sadece enükleasyon yeterlidir. İncebarsak duvarına veya damarlarla yakın komşulukta olan kistlerde segmental rezeksıyon gerekir.

Asit Sekresyonun İnhibe Edilmesi:

1.Antral inhibisyon: Antrumda pH değerinin 2,5’un altında olması (uyaran ne olursa olsun) uyarana bağlı olmadan gastrinin serbest bırakılmasını inhibe eder. pH 1,2 ye vardığında gastrinin serbest bırakılması hemen hemen tamamen bloke edilir. Parietal hücre mukozasının antral mukoza ile normal ilişkisi, asitin, gastrin üretilen bölgenin civarından akmasına engel olacak şekilde değiştirilirse serum gastrini ehemmiyetli asid dürtüleriyle yüksek miktarlara çıkabilir. . Gastrik antral hücrelerde bulunan somatostatin gastrinin serbest bırakılmasında inhibe edici olarak fizyolojik bir rol oynayabilir (Parankim fonksiyonu).

2.1ntestinal inhibisyon: Barsaklar asid sekresyonunun kontrol edilmesine gastrinin salgılanmasını ve parietal hücreler üzerindeki etkileri inhibe eden hormonları serbest bırakarak katkıda bulunurlar. Sekretin ve CCK-PZ asit sekresyonunu deneysel şartlar altında bloke ederler, fakat şu anda bunların etkisinin fizyolojik bir faaliyet olmadığı düşünülmektedir. Barsaklardaki yağ, gastrinin salgılanmasına ve uyarılmasına etki eden en güçlü inhibisyon metodudur. Yağ tarafından serbestleştirilen CCK-PZ ve GIP, yağın inhibe edici tüm husisiyetlerini açıklamaya yetemketedir. Ve burada etkili olduğu farzedilen hala tanımlanmamış hormon için de enterogastron terimi kullanılmaktadır.