Komplikasyonlar

Kalp seslerinin şiddeti azalmıştır; boyun venleri genişlemiştir ve inspirasyonda daha da artar (kussmaul belirtisi); pulsus paradoksus (normal inspirasyonla sistolik basıncın 10 mmHg dan daha fazla düşmesi) belirlenir. Dolaşım yetmezliğinin periferik bulguları mevcut olabilir ve acil olarak tedavi edilmelidir.

Efüzyonu ortaya çıkarmada ekokardiyografi ve radioisotope scanning gibi non invaziv çalışmalar anjikardiyografiye tercih edilir.

Özellikle azalmış kalp debisinin bulguları saptandığında acil perikardiyosentez yapılmalıdır.

B.Konstriktif Perikardit: Kronik konstriktif perikarditli hastalarda tipik olarak konjestif kalp yetmezliği, hepatomegali, asid ve periferik ödem mevcuttur. Boyun venleri genişlemiş ve dolgundur. Kusmaul işareti genellikle mevcut olup, belirgin bir paradoksal nabız olguların yaklaşık %30’unda belirlenir. Kalp sesleri çok hafiftir ve apeks atımı genellikle yoktur. Erken diyastolde hızlı ventriküler doluşu gösteren bir perikardiyal knock işitilebilir.

EKG’de düşük QRS voltajı görülebilir. Konstriksiyon için diagnostik olmamakla birlikte hastaların %40-50 oranında perikardiyal kalsifikasyon mevcuttur. Kalp kateterizasyonu karakteristik olarak her iki ventriküldeki diastolik basıncın erken, hızlı elavasyonu ile yüksek diyastol sonu basıncını gösterebilir.

Bazı durumlarda, kronik konstriktif perikardit ile kardiyomyopatiyi ayırd etmek için açık perikard biyopsisi gerekebilir.

Tedavi

A.Tıbbi İşlemler: Akut perikarditin tıbbi tedavisi yatak istirahati, ağrı için salisilatlar ve spesifik etyolojik faktörlere karşı tedaviden ibarettir. Bazen, idiyopatik akut perikarditlerde kortikosteroidler uygulanır ancak tedavinin kesilmesi ile nüks sıktır.

Tedavinin sonuçlan nedene bağlıdır. Akut idiyopatik perikardit için tedavi edilen hastaların %10 gibi bir kısmında nüks oluşur.

B.Cerrahi Tedavi: Cerrahi tedavi kalp tamponadı için perikardiyosentez, akut süpüratif perikardit için açık perikardiyal drenaj ve kronik konstriktif perikardit, rekürrant kalp tamponadı ve nüks akut perikarditin geliştiği bazı hastalar için perikardiektomi gerekir.

Kronik kontriktif perikardit için perikardiektomi yapılan hastaların yaklaşık %75 i uzun süre yaşarlar. İşlem %10 dolayında bir operatif ölüm oranına sahiptir. Sonuçlar birlikte bulunan myokard fibrozisi ve atrofinin yaygınlığı ile perikardiektominin tam olarak yapılıp yapılmadığı ile ilgilidir. Kronik konstriksiyonun ortadan kaldırılması için her iki ventrikülün üzerinde perikardiektomi kadar yeterli epikardiektomi de yapılmalıdır. Dekortikasyondan hemen sonra hemodinamik bir düzelme görülmezsede daha sonra yapılan çalışmalarda normal intrakardiyak basınçlar genellikle saptanır. Kronik konstriktif perikarditin gelişmesi beklendiği zaman (gecikmiş tıbbi tedavili tüberküloz perikardit gibi) yoğun fibrozis ve myokard atrofisi görülmeden önce erken perikardiyektomi yapılmalıdır.

KARDİOPULMONER RESSUSİTASYON

Günümüzde artık hastanenede, bu felaketin etkin bir şekilde tedavisi mümkündür. Bundan dolayı her hekim, beklenmedik bir şekilde ölen hastayı kurtarabilen işlemlerden haberdar olmalıdır. Bu sorumluluk; bir laringoskop kullanmayı, endotrakeal bir tüp uygulayabilmeyi, etkili bir ekstrenal kalp masajı yapabilmeyi, elektrikli defibrilasyon yapabilmeyi, verilecek ilaç ve sıvı tedavisi hakkında yeterli bilgi sahibi olmayı gerektirir. Kardiak arrest, asistoli, ventriküler fibrillasyon veya devam eden ancak etkisiz bir kardiak fonksiyon ve derin kardiovasküler kollapsla kendisini gösterir. Bu olguların çoğu önemli pulmoner disfonksiyon ile beraber olabilir. Kalp ile akciğeri vücudun oksijen gereksinmesinin temini açısından tek bir ünite halinde düşünülmesi hastalığa yaklaşımın esasını teşkil eder. Bu yüzden etioloji düşünülürken ve canlandırma işlemi uygulanırken dikkatle dengeli bir şekilde her iki organa yönelinmelidir.

Kalp Durmasının Etiolojisi

İletim anormallikleri, hiperkalemi ve hipermağnesemi ile ortaya çıkarlar. Hipokalemi ile myokard irritabilitesi ve digital toksisitesi artabilir, sedatifler, narkotikler ve anestezik ajanlar sonucu vazodilatasyon ve yetersiz perfüzyon oluşabilir. Narkotiklerin meydana getirdiği respiratuar depresyon, respiratuar asidoz ve hipoksi ile sonuçlanır.

Kalıcı Pacemaker Tedavisi

Tedavinin Sonuçları

Daimi pacemaker implantasyonu yaşlı hastalarda bile çok düşük bir operatif mortalite ile gerçekleştirilir. Sonuçlar semptomların palyasyonu açısından iyidir. Mevcut pace-makerler her 5-7 yılda bir değiştirilmeli ise de elektronik yetersizlik nadirdir. Birçok hasta bugün hekim kontrolundaki servisler tarafından doğrudan veya telefon aracılığıyla izlenebilmektedir. Transvenöz elektrodun yerinden çıkma sıklığı %5 civarında olup, genellikle ilk yerleştirmeden sonraki ilk 48 saat içinde görülür. Tel kırılması, pacemaker çıkması, infeksiyon, kalp tamponadı ile birlikte ventrikül perforasyonu ve pacemaker fonksiyonları ile eksternal interferans gibi komplikasyonlar nadirdir.