İnfeksiyondan Korunma

(1) Dikkatli , nazik, temiz cerrahi uygulama

(2) Kontaminasyonun azaltılması

(3) Antibiyotik kullanılması da dahil olmak üzere hastanın müdafaa mekanizmalarını kuvvetlendirmek.

Dokuları travmatize eden, yarada yabancı cisim bırakan veya hematoma yol açan, çok sayıda ligatür kullanan, yaranın korumasına veya ekartörler ile baskı altında tutulmasına neden olan bir cerrah hastasının gereksiz yere infeksiyon riskini arttırır.

Sütürlerin konmasının amacı dokuları yaklaştırmak ve onları emniyetli bir şekilde tutmaktır. Burada esas amaç mümkün olduğu kadar az sayıda sütür ile bunu sağlamaktır. Sütürler dokuları ezdiği için, bunlar yara dudakları yaklaştırmanın imkan verdiği ölçüde gevşek bir şekilde bağlanmalıdır. Deri altı sütürleri nadiren kullanılmalıdır. Bilhassa kontamine yaralarda, mümkünse deri dikişleri yerine deri adheziv bantlarının kullanılması infeksiyon oranını azaltır.

Deri altı infeksiyonu gelişme şansı fazla olan şiddetli kontamine yaralarda takip edilecek en iyi yol başlangıçta yarayı açık bırakmak ve daha sonra geciktirilmiş primer kapamayı uygulamaktır. Bunun manası derin tabakalar kapatılırken deri ve deri altı dokularını açık bırakmak ve yarayı steril bir gaz bezi ile kapatmaktır. Bu uygulamada yara 4. gün gözden geçirilir ve infeksiyona ait bir belirti gözlenmez ise tercihan deri adheziv bantları ile kapatılır. Temiz, granulasyon dokusu ile iyileşen açık bir yara, sonradan gelişebilecek bir yara infeksiyonuna tercih edilmelidir. Sekonder iyileşmede skar doku teşekkülü ekseriya minimaldir.

Daha önce tartışıldığı gibi, ameliyat sırasındaki kontaminasyonun yüksek olabileceği düşünülen durumlarda (Bağırsak ameliyatları gibi) profilaktik antibiyotik tedavisi indikasyonu vardır. Fakat çok aşın olarak antibiyotik kullanılması da akıllıca bir yöntem değildir. Antimikrobiyal ajanları temiz yaralarda kullanmakla yara infeksiyonu insidansı azaltılamamaktadır. Bu nedenle antibiyotiklerin profilaktik kullanılması sadece yüksek infeksiyon riski gösteren seçilmiş vakalara yönelik olmalıdır.

FURONKÜL, KARBONKÜL VE HİDRADENİT

Furonküller multipl ve tekrarlayıcı olabilir. Bu furonkülozis adını alır. Ekseriya genç erişkinlerde görülür, hormonal değişikliklerle birlikte olup neticede derinin fonksiyonu bozulmaktadır. En sık görülen organizmalar stafilokoklar ve anaerobik difteroid bakterilerdir.

Hidradenit (Hidradenitis supurativa) apokrin ter bezlerinin multipl abseleri ile karakterli, koltukaltı ve kasık bölgesininin ciddi bir deri infeksiyonudur. Çok defada kronikleşir ve hastayı düşkün bir hale sokar.

Bazı furonküllerin nedeni geride kalmış yabancı cisimler ve diğer travmalar olmakla beraber, genelde infekte kıl foliküllerinden başlarlar. Kıl folikülleri normalde bakteri içerirler. Eğer pilosebase aparat (Pilosebaceous apparatus) bir deri hastalığı veya bakteriyel inflamasyon nedeni ile tıkanacak olursa, furonkül teşekkülü için şartlar hazır olur. Kıl folikülünün tabanı deri altı dokusuna uzandığı için de, infeksiyon bir selülit şeklinde yayılabilir veya bir deri altı absesi oluşturur. Eğer furonkül çok sayıda infekte kıl foliküllerinin birleşmesinden meydana gelmişse abse drene olduğunda merkezdeki deri kısmı nekroze olarak düşer. Deri altı dokusuna ilerleyen bir furonkül yaygın bir infeksiyona yol açarsa buna da flegmon (Phlegmon) denir. Flegmonlar diğer organlarda da görülebilir.