Ev, insan hayatında ve psikolojisindeki mekan ihtiyacını karşılarken; koşuşturmadan ve şehirden uzaklaştıran bir sığınaktır… Bu yüzden mobilyalardan aydınlatmalara; dekoratif aksesuarlardan örtülere kadar ev dekorasyonu kişinin veya ailesinin enerjisini, hikayesini yansıtmalıdır. Karbon Görsel İletişim ve Mimarlık Hizmetleri’nin Kurucuları Selen Selviler Özüekren ve Barış Akgün Özüekren, hayallerindeki evlere kavuşmak isteyenler için önerilerde bulundu:
1. Eviniz öncelikle sizi yansıtsın
Eviniz sizi anlatmalıdır. Sanat eserleri, kişisel koleksiyonlar, porselenler, desenli duvar kağıtları eve kimliğinizi katmanıza yardımcı olur.
2. Zamansız mobilyalara öncelik verin
Mobilya konusunda dönemlik trendlerden uzak kalmaya çalışın. Hayatınızın her “an”ını paylaşabileceğiniz mobilyaları tercih edin. Siz de göreceksiniz ki klasikler estetik ve tasarım açısından daha değerli.
3. Renk seçimi yaperken…
Bir rengi sevmek, onu her yerde kullanabileceğimiz anlamına gelmiyor. Öncelikle 1 ya da birbirine uyumlu 2 ana renk seçmelisiniz. Ana renkleri destekleyen en fazla 3-4 yardımcı renk seçmek evdeki renk paletini oluşturmaya başlamak için iyi bir adım olabilir. Eğer aklınızda özellikle belirlediğiniz bir renk yoksa, ana renginizi koyu ya da açık doğal renklerden belirleyebilirsiniz. Füme, petrol rengi, haki renk, acı kahve veya beji ana renk olarak kullanabilirsiniz.
4. Doğru malzemeli eşyalar ile evinizi yaşayan bir mekana dönüştürün
Eviniz müze değil, sizinle birlikte yaşayan ve sizin tarafınızdan yaşanan bir mekan. Kirletmekten korkmaktansa doğru malzemelerden yapılmış beyaz ve açık renkli mobilyalarınızın keyfini çıkarın. Ahşap kullanılmış bir sehpa veya mobilya ile ferah bir aurayı yakalarken doğallığı da sağlarsınız. Ayrıca açık renkli ahşabı da beyaz renkli aksesuarlarla birleştirirseniz temiz ve nötr bir hava oluşturursunuz.
5. Evde tüm aile fertlerinin buluştuğu odak noktaları yaratın
Evde bir odak noktası yaratmak önemlidir. Bugün bu odaklar dağılmış görünse de aile için bir araya gelme noktaları tasarlanmalı. Mutfakta veya salonda aile bireylerinin rahatlıkla toplanabileceği alanlar açın.
6. Kendinize boş alanlar bırakın
Her zaman kendinize boş alan bırakın. Tasarımda, tasarım öğelerinin dışında kalan alanı temsil eden negatif alan bırakmak kıymetlidir. Zaman içerisinde beğendiğiniz gerçekten size anlam ifade eden eşyalara yer verin. Bu yaşanmışlık hissi için mekanda yer açın.
7. Asimetrik yerleşimlerle dinamik bir görünüm elde edin
Simetri, insan beyninin doğası gereği aradığı bir durumdur. Kısa süre içerisinde tam simetri monotonluğu beraberinde getirir. Her zaman her şey simetrik olmak zorunda değil, küçük asimetrilerle evinize hareket katın. İster mobilyalarınızı asimetrik yerleştirin, isterseniz bir kanepenin yanına sehpayı veya lambader kullanarak asimetriyi yakalayın.
8. Aydınlatmanızı çeşitlendirin
Doğru aydınlatılmış bir mekan, psikolojinizi en az dekorasyonu kadar etkiler. Bu sebeple tek bir mekan aydınlatması yerine kullanım amaçlarına uygun birden fazla noktadan aydınlatmayı tercih edin.
9. Evinizde bitkilere yer vererek tazelik hissi katın
Bitkileri seviyorsanız, evinize bambaşka bir hava katacaklarından emin olabilirsiniz. Bitkiler, evde yaşanmışlığınızı ve rahat hissetmenizi sağlar.
10. Duvarlarınız boş kalmasın
Duvarlarınızın tamamını boş bırakmak evinizde donuk bir görünüme sebep olabilir. Tek bir duvarınızda bile kullanacağınız, tamamen zevklerinizi yansıtan; sevdiğiniz bir şehir, bir doğa resmi ya da soyut bir tablo ile evinizin havasını bir anda değiştirebilirsiniz.
Kaynak: http://blog.zingat.com/hayalinizdeki-eve-kavusmaniz-icin-atmaniz-gereken-10-adim/