Proteinlerin işlevleri

Besin proteinlerinin primer işlevi hücre pro­teinlerinin, hormonların, enzimlerin ve nükleik asitler gibi diğer azot içeren bileşimlerin sentezi için gerekli aminoasitleri ve azotu sağlamak, se­konder işlevi ise enerji sağlamaktır. Diyetteki karbonhidrat ve yağlardan sağlanan enerjinin yetersiz olması, alman proteinin gereksinimden çok fazla olması ve amioasit havuzunda (pool) esansiyel aminoasitlerin eksik olması durumla­rında proteinler enerji sağlamak için kullanı­lır.

Proteinler vücutta bütün hücrelerin, hor­monların ve enzimlerin bileşimine girer. Orga­nizmadaki rolleri aşağıda sıralanmıştır.

1. Proteinler, organizmada katabolizma so­nucu yıpranan doku proteinlerinin yenilenmesi

İçin gereklidir. Doku proteinlerinin aminoasit yapıtaşları yalnızca proteinlerden elde edildiği için başka hiçbir besin bu görevi yapamaz.

  1. Proteinler, gerekli aminoasit yapıtaşları nı sağlayarak yeni doku yapımında (anaboliz­mada) kullanılırlar. Yeni doku yapımının fazla olduğu çocukluk çağında ve gebelikte protein gereksinimi yüksektir. Proteinlerin yapı madde­si olarak kullanılabilmeleri için besinin enerji gereksinimini karşılayacak miktarlarda karbon­hidrat ve yağ içermesi gereklidir.
  2. Proteinler, enzim ve hormonların yapımı için gereklidir.
  3. Proteinler ısı ve enerji kaynağıdır. Ener­ji gereksinimi besindeki karbonhidrat ve yağlar ile karşılanamıyorsa, proteinler glükoneogenez süreci ile vücuda enerji sağlamak amacıyla kul­lanılır. Karbonhidratlara kıyasla proteinler da­ha verimsiz  (4 kcal/g)  bir enerji kaynağıdır.
  4. Proteinler, karbonhidratlardan daha faz­la spesifik dinamik aktiviteye sahiptir. Karbon­hidratlar ve yağların yakılması için bu besin öğelerinin sağladıkları kalorinin % 5 inin har­canması gerekirken, proteinler için bu değer % 30 dur.
  5. Protein metabolizmasının son ürünü olan azotun organizmadan atılması da enerji tüketi­mini gerektirir.
  6. Proteinler birçok vücut salgı ve sıvısında bulunur. Müküs, süt gibi vücut.sıvılarının büyük kısmı proteindir. Protein içermeyen vücut sıvı­ları ise yalnızca safra ve idrardır.
  1. Plazma proteinlerinden özellikle albümin osmotik dengeyi sağlamada önemlidir.
  2. Proteinler kan ve dokularda asit baz dengesinin korunmasında rol oynar.
  1. Plazma proteinleri vücutta birçok mad­denin taşınmasında rol oynar. Lipid fraksiyon­ları, yağda eriyen vitaminler, demir, kalsiyum, serbest yağ asitleri, bilirubin proteinlere bağ­lanarak taşman maddelerdir.
  2. İmmunglobülinlerin yapımı için de pro­teinler gereklidir.

Aminoasitlerin işlevleri

Aminoasitler vücut proteinlerinin yapıtaş larını oluşturur. Bunun dışında bazı aminoasit lerin özel fonksiyonları da vardır. Triptofan, nö rotransmitter özelliği olan serotoninin ön mad­desidir. Metionin, kolin ve kreatin gibi madde­lerin sentezi için gerekli metil grubunu sağlar. Fenilalanin, tirozinin ön maddesidir ve her iki aminoasit tiroksin ve epinefrin oluşumunda rol oynar. Tirozin, ayrıca deri ve saç pigmentleri ya­pımı için ön maddedir. Arginin ve sitrullin gibi bazı non esansiyel aminoasitlerin karaciğer­de üre sentezinde özel rolleri vardır. Glisin, ami­noasitlerin en basiti .olmakla birlikte en önemli­lerinden birisidir. Birçok toksik maddeler ile bi­leşim yaparak zararsız şekle geçmelerini ve vü­cuttan atılmalarını sağlar. Glisin ayrıca hemo­globinin porfirin nükleusunun sentezinde kulla­nılır, safra asitlerinden glikokolik asitin de ya­pısına girer. Histidin, histaminin sentezi için ge­reklidir.    Arginin, glisin ve metioninden sentez edilen kreatin, fosfat ile birleşerek kreatin fosfa­tı yapar. Kreatin fosfat, hücrelerdeki yüksek enerjili fosfatın önemli bir deposudur. Glütamin, glütamik asitten, asparagin aspartik asitten olu­şur. Her iki aminoasit vücut gerekli amino grup­larının depoları olarak metabolik olaylarda önemli rol oynarlar. Ayrıca glütamik asit, nö rotransmitter olan gamma aminobütirik asitin bir öncüsüdür.