Doku redoks potansiyelinde düşme ise, kan akımının azalması, kas harabiyeti, alçıların yaptığı baskı, şiddetli lokal ödem, yabancı cisimler veya oksijen sarf eden organizmaların balunması sonucu ortaya çıkar. Klostridyal infeksiyonlar diğer bakterilerin ve bilhassa gram negatif basillerin bulunması halinde de sık oarak görülür. Kanser hastaları bu infeksiyona özellikle hassastır.
Klostridyalar çoğalırlar ve çevre dokuya diffüze olan toksinler çıkarırlar. Toksinler hücreleri öldürür ve lokal mikrosirkulasyonu tahrip eder. Bu da şaşırtıcı bir hızla gelişen daha ileri bir invazyona neden olur. Bir nekrotizan lesitinaz (Necrotizing lecithinase) olan alfa toksinin bu olaylar zincirinde özellikle önemli olduğu düşünülmekle birlikte diğer toksinler örneğin, collagenase, hyaluronidase, leukocidin, protease, lipase ve hemolysinin de katkıları olduğu bilinmektedir. Hastalık ilerleyince toksinler sistemik dolaşıma girer ve solukluk, anksiyete, huzursuzluk, deliryum, şiddetli taşikardi, sarılık ve şok gibi sistemik belirtilere yol açar. Neticede ölüm kaçınılmaz olur. Lokal lezyonun ilerlemesi hastanın genel durumu kadar lokal bulguların da yardımı ile değerlendirilir.