Oksidatif öldürme

Bu non spesifik sistem oksijene o kadar bağlıdır ki bu yüzden ona lokal immünite adı da verilmektedir. Bu bilgilerin ışığında, bir bakterinin infeksiyona yol açıp yaygın bir hal alıp almaması, doku perfüzyon derecesi diğer bir deyim ile, oksijen ihtiyacı artmış granulositlerin bu metabolik ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanamaması ile çok yakından ilgilidir. Bu arada kompleman faktörleri ve histaminden gelen inflamatuvar sinyaller damarları dilate ederek infekte bölgelere olan direk kan akımının artmasına yardımcı olurlar. Fakat kan volümü veya bölgesel damarlanma yetersiz ise doku perfüzyonu artamaz ve invaziv infeksiyon mutlaka gelişir.

Dokuların oksijenasyonu kan volümünü ve verilen oksijen miktarını yükseltmek sureti ile arttırılabilir. Buna karşın hipovolemi ve pulmoner yetersizlik hallerinde doku oksijenasyonu azalır. Hayvanlar üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki, arteriyel hipoksinin düzeltilmesi spesifik antibiyotiklerin kullanımı kadar etkin bir şekilde bakteriyel infeksiyonları kontrol etmekte ayrıca fagositlere yeterli oksijen sağlandığında antibiyotikler çok daha fazla etkili olabilmektedir.

Konjestif kalp yetmezliği, akciğer hastalığı, hipovolemisi olan şiddetli travma geçirmiş hastalar ile yüksek vazopressin, anjiotensin (Angiotensin) veya katakolamin (Catecholamines) seviyesi gösteren kimseler infeksiyonlara karşı çok hassastırlar. Bu gibi durumlarda kişinin immün müdafaa sistemini desteklemek için uygun beslenme ve antibiyotik tedavisi kadar dolaşımın düzeltilmesi de büyük önem taşımaktadır.