• immünsüpresyon: primer immünsüpresif hastalıklarla birlikte görülme insidansı yüksektir (örn. X’e bağlı agamaglobulinemi)
• lenfotropik virüs infeksiyonları örn. EBV, HTLV-1, HIV
• toksik kimyasallar
• radyasyon
Birçok lenfoma tipinde kromozomal translokasyonair görülür:
• Burkitt lenfoma: 8; 14 translokasyonu
• Folliküler B hücreli lenfoma: 14; 18 translokasyonu
• Küçük veya büyük hücreli difüz lenfomalar: 11;14 translokasyonu
Evrelendirmenin sonuna eklenen “A” sistemik semptomların olmadığını “B” ise olduğunu gösterir, örneğin; MleB diaframın her iki tarafındaki lenf nodlarının yanı sıra lokaiize ekstralenfatik bir bölgenin tutulduğunu ve sistemik semptomlar olduğunu gösterir.
Bu translokasyonlar bir onkogenin ya da onkogen regülatör geninin anormal bir bölgeye taşınmasıyla onkogenin ekspresyonunun artmasına neden olarak neoplazik transformasyona yol açar.
Malign lenfomalarda tümör, gelişim basamaklarının birinde takılıp kalmış bir hücre kionu anlamına gelir.NHL’lerin büyük çoğunluğu (%90’dan fazlası) fol-likül merkez hücresinden köken alan B hücreli lenfomalardır. Bu tümörlerin yapısı folliküler veya difüzdür.
NHL’nin klinik belirtileri Hodgkin hastalığına benzer ancak heterojen yapısı nedeniyle daha çeşitlidir. Hastaların büyük çoğunluğu, periferik lenf nodu bölgelerinin bir veya daha fazlasında asimetrik ağrısız lenf nodu şişliğiyle başvurur. Ancak, HD’ye göre ekstranodal başlangıç daha sıktır, tüm NHL vakalarının %20’sinde ekstranodal başlangıç olur.
En sık karşılaşılan ekstranodal bölgeler orbita, nazofarinks, tonsiller, gastrointestinal sistem, deri ve kemikleri içerir.
Sistemik belirtiler HD’dekiler kıyasla daha az belirgindir ancak ateş ilerlemiş hastalığın göstergesidir.