Narkotikler

Narkotikler adet olduğu üzere kas içine yapılırlar. Bu şekil bir kullanılış çoğu zaman memnuniyet verici ise de ilacın plazma seviyesinde dalgalanmalara yol açar. Bu sakınca narkotiğin küçük dozlar halinde damara verilmesi ile ortadan kaldırılır. Ağrının ortadan kaldırılması için gereken doz hastadan hastaya ve aynı hastada zamana göre değişir. İstenilen etkinin elde edildiğinden emin olmak için hasta sıkı bir şekilde takibedilmelidir.

Müşahedeler gerekli dozların umumiyetle gayet küçük olduğunu ve çok aralıkla verildiğini göstermiştir. Doktor ve hemşirenin tavrı bunların ağrıyı kontrol psikolojisini ve farmakolojisini daima yanlış anladıklarını göstermektedir. Narkotik kullanılması yalnız ameliyat sonrası ağrısının tedavisine münhasır tutulduğunda(7-10 gün) ilaç alışkanlığı gayet nadiren husule gelir ve burda gerçekten bir fizik bağımlılık riski yoktur.

Şiddetli ve daimi ağrısı olan hastalarda veya narkotik kullanma hikâyesi olanlarda saat başı analjezik vermek gerekir. Bu, mükerrer injeksiyonlar veya yavaş i.v. infüzyonlarla sağlanabilir. Ağrı o derece şiddetli değilse veya hemen geçerse ilaç ihtiyaç oldukça talep üzerine verilebilir. Herhangi bir derecedeki ağrı için ilacın verilmesi sıklığı, kan ilaç seviyelerinde büyük dalgalanmalar önlenmek üzere ilacın yarılanma ömrüne göre belirlenir. Narkotikler talep üzerine verildiğinde hastaya, injekte edilen dozun etkisi azalmaya başlayınca haber etmesi tenbih edilir ve du durumda hemşire hemen cevap vermelidir.

Hastanın kontrolü altında çalışan bir injeksiyon tertibatı ile kendi kendine analjezik verilmesi de denenmiştir. Şöyle ki hasta bir düğmeye basar ve bu da içinde ilaç bulunan enjektörün belirli bir dozda narkotik vermesini sağlar. Tertibat belirli bir zamanda maksimum doz geçilmeyecek şekilde ayarlanır. Bu husustaki tecrübeler sınırlı ise de işlem ağrıyı daha iyi kontrol altında almakta ve 24 saatlik bir devrede verilen total narkotik dozunun azaltmaktadır.

Narkotikler doğrudan doğruya epidural veya subaraknoidal aralığa verilmekle de etkili olurlar. Morfin topik olarak arka boynuzdaki getirici yolları deprime etmez fakat opium reseptörleri aracılığıyla sadece ağrı duygusunu ileten nöronlara tesir eder. Bunun için epidural aralığa morfin verilmesi solunum depresyonu veya sempatik motor ya da başka herhangi bir bozukluk yapmadan fevkalade ve uzun süren bir segmental analgesia sağlar. Parenteral kullanılışla karşılaştırıldığında epidural teknikte de ağrıyı kesmek için aynı doza ihtiyaç vardır, ancak etki biraz geç başlar fakat ağrıyı çok uzun bir süre ortadan kaldırır (mesela epidural aralığa 10 mg morfin verilmesi hastaların %90 mda 15-16 saat memnuniyet verici bir analjezi sağlar) ve akciğer fonksiyonlarına dokunmaz. İlacı kullanmak için epidural aralığa bir kateter sokmak gerekir. Epidural aralığa 24-48 saatten fazla narkotik verilmemelidir.