Bu tür assitler çoğunlukla preterminal dönemde ortaya çıktıklarından, diüretik (özellikle spironolakton) kemoterapi ve parasentez gibi konservatif tedavi yöntemleri tedavide tercih edilmelidir. Bir kısım olgularda intrape-ritoeal Bleomycin ve Cisplatin uygulamasının asit kontrol ettiği gösterilmiştir. Son zamanlarda intraperitoneal streptokok antijen ekstrelerinin (OK-432) olguların 2/3’ünde asiti kontrol altına aldığı aynı zamanda bağışıklığı sitimüle ederek yaşam süresinide uzattığı bildirilmektedir.
Konservatif tedaviye dirençli ve semptomlu olgularda peritoneo-venöz şant (Den-ver)m yararlı olduğu, hastaların yaşam sürelerini ortlamala 2 ay kadar uzattığı bildirilmiştir. Viskozitesi yüksek, karın içinde belirli bir bölgede sınırlı (loküle), aşırı kanlı ve çok sayıda hücre içeren assitlerde şant iyi sonuç vermektedir. Şant için en iyi adaylar meme ve över adenokarsinomaları ile sitolojik olarak negativ olan olgulardır. Bu tedavi metodunun başlıca komplikasyonları şantın tıkanması, dissemine intravaksüler koagülasyon ve aşırı sıvı yüklenmesidir. Tümörün yayılması son derece nadir bir komplikasyondur.