Etiyolojisi, malign Reed-Sternberg (RS) hücrelerinin kaynağı gibi belirsizdir. Ancak, RS hücreleri etkilenmiş olan lenf nodunun yalnızca küçük bir kısmını oluşturur, nodun büyük kısmı reaktif lenfositler, plazma hücreleri, histiositler ve eozinofillerden oluşur.
HD vücudun, gözle görülebilecek bölgelerinde özellikle vücudun üst yarısındaki (örn. servikal ve aksiller) lenf nodlarının büyümesiyle klinik olarak saptanır. Başlangıçta tek bir periferik lenf nodu bölgesine lokalize olan hastalık lenfatikler yoluyla komşu lenf nodlarına ve dalağa yayılır dalak tutulumunu takiben de kan yoluyla diğer organlara ulaşır. Yayılım paterni genellikle hep bu şekildedir.
Hastaların üçte biri, özellikle kilo kaybı ve iştahsızlık gibi sistemik semptomlar tarifler. Semptomlar şunlara bağlıdır:
• büyüyen lenf nodlarının mediastene baskı yapması ve lenfödeme neden olması.
• Hematoloji: normokromik normositer anemi, nötrofili, eozinofili, lenfopeni (ilerlemiş hastalıkta), artmış eritrosit sedimentasyon hızı (ESR)
• immünoloji: T lenfosit fonksiyonlarının azalması sonucu infeksiyonlara eğilim.
Hastalığın evresi (yayılım derecesi) tedavi ve prognozu belirlemede önemlidir. Halen kullanılmakta olan evreleme sistemi, Ann Arbor evreleme sistemidir ve ilk kez önerildiği yerin adıyla anılmaktadır.
Hodgkin hastalığının tanısı ancak lenf nodu biopsisilerinin incelenmesiyle konulabilir:
• Makroskopik olarak etkilenen lenf nodu büyümüştür, yüzeyi düzgündür ve lenf nodunun kapsül bütünlüğü nadiren bozulmuştur.
• Mikroskopik olarak Hodgkin hastalığının 4 alttipi vardır ve Rye sınıflamasına göre sınıflandırılırlar
Tedavi, hastalığın evresine bağlı olarak lokalize (radyoterapi) veya jeneralize (sistemik kemoterapi) şeklindedir. Hodgkin hastalığı nedeniyle tedavi almış hastaların yaklaşık %75’i en az 5 yıl yaşar.
Hodgkin hastalarının prognozu artan evre ve sistemik semptomların bulunmasıyla kötüleşir.