Hiperkalemik hastayı değerlendirirken bir kaç etken hızlıca gözden geçirilmelidir. İlk olarak potasyum seviyesinin gerçek metabolik bir anormalliğe mi bağlı olduğu yoksa hemoliz, lökositoz veya trombositoz sonucu mu olduğu bulunmalıdır. 1 milyon mL üstünde trombosit sayımları pıhtılaşma sırasında potasyum serbestleştiğinden hiperpotassemi yapabilir. İkinci olarak etkisini önlemek için asid-baz durumu tayin edilmelidir. Son olarak yükselmiş serum potasyumunun ne kadar zamanda düzeltilebileceği hesaplanmalıdır.
Hiperkalemi tedavisine yaklaşımda 3 temel prensip vardır. İlk olarak 20 ünite kristalize insulin içeren 100 mi %50 dextroz solüsyonu verilerek glikozun hücre içine taşınırken K+ da sürükleme yoluyla hücre dışı K* düşürülmeye çalışılır. İntravenöz NaHCO3 solüsyonları asidozu düzelterek K* u düşürür. Kalsiyum potasyumun doku etkilerini antagonize eder. Kalsiyum glukonat infüzyonu serum K seviyelerini değiştirmeden hiperkalemiye bağlı kalp depresyonunu geçici olarak ters çevirir. Hiperkalemiyi kontrolde daha yavaş bir metod ağızdan veya lavman yoluyla 40-80 g/gün hızında katyon değiştirici reçine olan sodyum polystyrene sulfonate (kayexalete) kullanmadır. Bu ilaç bağırsaktaki potasyumu sodyum ile değiştirerek bağlar. Osmotik ishal yaratarak potasyum uzaklaşma hızını artırmak için genellikle sorbitol ile birlikte kullanılır. Son olarak hiperkalemi böbrek yetmezliğine bağlı ise periton dializi veya hemodializ gerekli olabilir.