Hepatit E

Sağlığı ile ilgilenen hemen herkes Hepatit A ve Hepatit B’yi ( A ve B Tipi Sarılık) bilir, çoğu kişi Hepatit C’yi ( C Tipi Sarılık) duymuştur. Ama eminim ki çok azınızın Hepatit E hakkında bilgisi vardır. Bugün size bu konudan bahsedeceğim.

Karaciğerde hastalık yapıp, sarılığa sebep olan virusler incelenirken belirleniş sırasına göre Hepatit A Virüsü, Hepatit B Virusu diye sınıflanmış. Bir gurup sarılıkta bakılmış ki, hastalık sebebi bu iki tür etkende değil. Bu guruba da henüz etkenleri belirlenmediği için A ve B Olmayan Hepatit denilmiş. Bulaşma yollarına göre de ikiye ayrılmışlar ve kan yolu ile bulaşan ve ağız yolu ile bulaşan diye alt guruplarda toplanmışlar. Zaman içinde etkenler belirlenince birine Hepatit C, diğerine de Hepatit E denilmiş. Hepatit D nereye gitti derseniz, o başka bir yazı konusu.

Hepatit E aynı Hepatit A gibi gıdalar yada dışkı ile kirlenmiş su ile bulaşır. Bu hastalıkta da hemen hemen hiç kronikleşme görülmez ve taşıyıcılık yoktur. Virus vücuda girdikten 2 ila 9 hafta sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Başlangıçta hastada ateş, halsizlik, iştahsızlık, bulantı-kusma, karın ağrısı bulunabilir. Ateşin düşmesini sarılık takip eder; idrar rengi koyulaşmıştır. 8-10 gün sonra sarılık ortadan kalkar ve hasta iyileşmeye başlar.

Yalnız farklı olarak, Hepatit A daha çok çocukluk hastalığı iken Hepatit E’ye ergenlik çağında ve genç erişkinlerde daha sık rastlanır. Klinik olarak asıl önemi bu hastalığa yakalanan gebe kadınlarda ölüm riskinin %20 olmasındadır. Gebe kadınlarda bu hastalık nedeni ile ağır karaciğer yetmezlikleri kolay gelişmekte, hayatı tehdit eden yoğun kanamalar görülebilmektedir. Tüm çabalara rağmen ölüm oranı oldukça yüksektir. Tedavi için gebeliğin sonlandırılmasına gidilebilmektedir.

Daha çok gelişmekte olan ülkelerde görülür ve Çin, Hindistan gibi Asya ülkelerinde önemli sağlık sorunları yaratır. Güneydoğu bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızda yapılan bir araştırmada Hepatit E geçirme oranı %10 civarlarında bulunmuştur. Benimde içinde bulunduğum bir gurup tarafından 1994 yılında İstanbul banliyölerinde yapılan araştırmada ise bu oran %2 olarak tespit edilmiştir.

İnsanlarda hastalık yapan virusa çok benzeyen formların domuzlar ve maymunlarda da tespit edilmiş olması Hepatit E’ nin insana da bulaşabilen bir hayvan hastalığı olduğunu akla getirmektedir. Son dönemlerde etkili şekilde koruma sağlayan bir aşı geliştirilmiştir ve Nepal’ de düzenli olarak kullanılmaya başlanılmıştır.