TEFARIKYAGI

Pogosîemon patchouly Pellet. (Syn: P heyne-anus Benth.) (Labiatae) türünün kısmen kurutulup fermente edilmiş yapraklarından elde edilen uçucu yağdır. Bu uçucu yağ veren bitki 60-100 cm yükseklikte, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir türdür. Doğu Hint adalarında bol miktarda yetiştirilir.

Kıvamlı, sarımsı yeşil renkli ve kuvvetli özel kokulu bir sıvıdır.

Böcek kaçırıcı ve antiseptik özellikleri vardır. Halen bilhassa parfümeri endüstrisinde kullanılır.

Bitkinin kurutulmuş ve toz edilmiş yapraklan, elbiseleri böcekler (güve gibi)’den korumak için, keseler içinde sandık ve dolaplara konulmaktadır.

Diğer isimler: Tefarük yağı

TOLU PELESENGİ

Benzoik ve cinnamik asitlerin benzil alkol ile esterleri, serbest organik asitler, rezin, vanilin taşımaktadır. Hafif antiseptik, balgam söktürücü ve göğüs yumuşatıcı olarak dahilen toz 0.1-0.3 gr, hap halinde günde birkaç defa veya tolu şurubu halinde kullanılır. Zehirli bileşikler taşımayan iyi bir göğüs yumuşatıcıdır.

Diğer isimler: Kabak pelesengi, Tolu balsamı.

TUTUN YAPRAĞI

Nicoîina tabacum L. (Solanaceae) türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Bu tür 1 m kadar yükseklikte, pembe, yeşilimsi beyaz çiçekli, bir yıllık otsu bir kültür bitkisidir, Vatanı Amerika olup İspanyollar tarafından Avrupaya getirilmiş ve 17. yüzyılın başından beri de Türkiyenin muhtelif bölgelerinde yetiştirilmektedir.

Dış görünüş: 20-30 cm uzunlukta, tam kenarlı, saplı veya sapsız yapraklardır. Özel ve kuvvetli bir kokusu, acı ve yakıcı bir lezzeti vardır.

Bileşim: Alkaloitler (% 0.40-4.5) taşımaktadır (1). Alkaloitler içinde miktarı en yüksek olan niko-fin’dir. Bu alkaloit fena kokulu bir sıvıdır. Tohum-ar % 35-44 arasında sabit yağ taşır (2).

Etki ve kullanılış: Tütün yaprağından hazırlanan nfusyon (% 1) haricen vücut parazitlerine karşı, vücuda sürülmek suretiyle kullanılır. Nikotin’in ülfat tuzu, tarımsal mücadelede, böcek öldürücü >larak geniş mikyasta kullanılmıştır. Zehirliliği yüksek olan bir maddedir. Çok dikkatle kullanılmalıdır.

Tütün Osmanlı İmparatorluğuna 1605 yılında Hollandalı ve Venedikli tacirler tarafından sokulmuş ve kullanılışı kısa bir sürede yayılmıştır (3). Tütün içmeyi yasaklayan fetvalara ve Sultan Murat IV döneminde uygulanan, ölüm cezasına (1635) rağmen kullanılmasının önüne geçilememiştir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde tütün içenler dumandaki zararlı maddelerin bir kısmını tutmak için uzun “Çubuk”‘lar kullanırlardı. Tütün çubukları yasemin, kiraz, mahlep, gül ve fındık gibi az çok kokulu bitkilerin dallarından yapılırdı, Aynı amaç

için Yakın Doğu’da, tütün dumanını sudan geçirerek, zararlı maddelerinden kurtarmak: için “Nargile” denilen apareyler kullanılırdı (4).

Tanınmış İtalyan edibi seyahatnamesinde (5), tütün için kahve, afyon ve şarap’tan sonra “Şehvet çadırının dördüncü direği” veya “Zevk ve sefanın dördüncü minderi’dir”, dedikten sonra yüz yıl kadar önce tütün satıcılarının îstanbulda, Mısır çarşısı ile Balık pazarı arasında, dar bir sokakta toplanmış olduklarım bildirerek çarşıyı şöyle tarif etmektedir:

“Bir zamanlar, kahve gibi, sultan fermanları ve şeyhülislâm hükümleriyle yasak edilen ve iştahı daha da arttırmaktan başka bir şeye yaramayan işkence ve azabın sebebi olan tütün. Bütün sokak tütün tüccarlarının işgali altındadır. Rafların üzerinde, üstüne bir limon konmuş ehram veya değirmen taşı şeklinde tütün mostraları görülür. Antakya’nın Laz-kiye tütünü, sarı ve ipek gibi ince Saray tütünü, sigara yahut çubuk tütünü, Galata’daki iri kıyım hamalın içtiği tütünden saray bahçelerindeki köşklerde odalıkların efkârım dağıtan tütüne kadar her çeşnide ve her sertlikte tütün yığınları vardır. Ağıza nargile suyu ile temizlenmiş dumanı gelmese, en eski tiryakinin bile başını ağrıtacak çok sert bir tütün olan tömbeki ilâç gibi cam kavanozların içinde saklanır. Tütün tüccarlarının hemen hepsi kibar görünmeyen çalışan calî tavırlı Rumlarla Ermeniler-dir; alıcılar bunlarla şundan bundan konuşarak uyuşmaya çalışırlar; Hariciye nezareti ile Serasker kapısı memurları burada görülürler; bazen mühim birisiyle selâmlaşılır. Siyasetten bahsedilir, havadis toplanır, olan biten anlatılır; buf dinlendirici ve sadece içinden geçerken bile, gevezelik etme ve tütün içme zevkini hissettiren kendine mahsus ve asaleti olan ufak bir çarşıdır”.

Bugün memleketimizde çubuk ile tütün içme adeti tamamen terkedilmiştir. Nargile ise meraklıları tarafından bilhassa Batı Anadolu (İzmir) bölgesinde halen de kullanılmaktadır.

Aksu, S. ve Enercan, S.: Türk tütünlerinin kimyasal bileşim karakterleri – inhisarlar Enst. Rap. 6: 256 (1954), 7: 43 (1956) ve S: 185(1958).

4 – Apery, R: Le tabac – Revue Medico – pharmaceutique 25: 123 (19Î2).

2-

3-

Diğer isimler: Duhan (Arapçadan).

Toksikolojik etki: Bitki taşıdığı alkaloitler nedeniyle çok zehirlidir. Bir damla nikotin dil üzerine konulduğu zaman ölüm ile sonuçlanan kuvvetli bir zehirlenme meydana getirir. Tütün yapraklarından hazırlanan hulâsalar (% 1) haricen vücut parazitlerine, ziraatte ise haşere öldürücü olarak kullanılır. Bu şekilde kullanılış bazı kaza zehirlenmelerine sebep olmaktadır. Nikotin’in sülfat tuzu da ziraatte haşere öldürücü olarak kullanılır. Bu bijeşiğin zehirlilik etkisi de çok yüksektir. Kaza sonucu dahilen alınması ile öldürücü zehirlenmeler meydana gelir. Bitki ile meydana gelen zehirlenmeler memleketimizde çok nadirdir. Tütün ile zehirlenerek ölmüş hayvanların etleri de zehirlirdir.

N. glauca R. Graham (Yabani tütün: 200-300 cm yükseklikte, çok senelik bir bitkidir. Yapraklar mavimsi-yeşil renkli, uzun saplı. Çiçekler sarı renkli ve 3-4 cm uzunlukta. Vatanı Amerika olmakla beraber Ege ve Akdeniz bölgelerinde (İzmir, Aydın, Antalya, Mersin) yabani olarak rastlanmaktadır. Alkaloit olarak nikotin ve anabasin taşır. Bu nedenle çok zehirlidir. Yapraklarmdan su ile hazırlanan hulâsalar tanında haşere ilâcı olarak kullanılmıştır.

N. rustica L. (Deli tütün, Hasankeyf tütünü): 150 cm kadar yükseklikte, bir yıllık bir bitkidir. Yapraklar 30 cm kadar uzunlukta ve buruşuk yüzlü. Çiçekler yeşilimsi san renkli ve 1.5 cm kadar uzunluktadır. Güneydoğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde (Gaziantep ve Kahramanmaraş) yetiştirilmektedir.

Yapraklarından çiğneme tütünü, pipo tütünü ve nargile tütünü (Tömbeki) hazırlanmaktadır. Nikotin miktarı N. tabacum türününkinden daha yüksektir.

TAFLAN YAPRAĞI

Prunus laurocerasus L. (Syn: Laurocerasus of-fİcinalis Roemer) (Rosaceae) türünün taze ve genç yapraklandır. Bitki Kuzey Anadolu bölgesinde yabani olarak yetişen, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Çiçekler beyaz renkli. Meyva 8-12 mm çapında, kiraz görünüşünde, parlak, koyu kırmızı veya siyah renklidir (Resim: 71).

XVI. asır ortalarında İstanbuldan Avrupaya götürülmüş olup halen park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Anadoluyu gezmiş olan

fransız hekimi P. Belon (1518-1564) bu bitkiye Ce~ rasus trapezııntina (Trabzon kirazı) ismini vermiştir (3).

Dış görünüş: 12-15 cm uzunluk ve 4-6 cm genişlikte, derimsi, kısa saplı, üst yüz parlak, alt yüz açık yeşil renkli ve donuk, tüysüz. Yaprak parmaklar arasında ezildiği zaman özel bîr koku duyulur.

Bileşim: Tanen, emulsin isimli bir ferment ve prunasin isimli bir glikozit taşımaktadır. Bu glikozitin parçalanması ile çok zehirli bir bileşik olan si-yanhidrik asit açığa çıkar.

Etki ve kullanılış: Yapraklar yalnız taflan suyu (Aqua Laurocerasi) elde etmekte kullanılır. Taflan suyu yatıştırıcı bir etkiye sahiptir. Öksürük kesici, bulantı ve karın ağrılarını yatıştırıcı olarak kullanılır. Fazla miktarda alındığı zaman baş dönmesi, kusma ve karın ağrıları ile meydana çıkan bir zehirlenme yapar. Bazı ilâçlara tad ve koku vermek için de kullanılır. Meyvalan yenilebilir.

Kullanılış şekli: Taflan suyu, günde 1-8 gr.

Diğer isimler: Lazkirazı ağ., Lazüzümü, Kara-yemiş ağ.

Toksikoîojik etki: Yapraklar siyanhidrik asit veren bir glikozit taşımaları nedeniyle zehirlirdir. Bu yüzden yaprakların baharat olarak kullanılması tehlikelidir. .

Taflan bitkisinin meyvaları Karadeniz bölgesinde “Karayemiş” veya “Lazkirazı” ismiyle tanınır (4). Taze meyvalar pazarlarda satılmakta ve meyva olarak yenilmektedir. Fırınlarda kurutulmuş mey-vadan elde edilen tohumlar dahilen, acı badem tohumu gibi, şeker hastalığına karşı kullanılır. Tohum toz edilir ve sabahları aç karnına î-2 kahve kaşığı alınır. Taze meyvalann idrar arttırıcı ve taş düşürücü özellikleri vardır.

TARÇIN KABUĞU

Bazı Cinnamomum (Lauraceae) türlerinin kuru-

1 -Turgay, A.Ü.: Ottoman-American trade during the nineteenth century-Osmanlı Araştırmaları 3: 189 (1982).

2-Collas, B.C.: La Turquie en 1864, 225 Paris (1864).

3  -Reutter. L-: Traitc de matiere snedicale 657, Paris (1923)

4  -Özbek, S.: Karayemiş (Prunus laurocerasus L.) – Ankara Üniv. Zir. Fak. Yıll. 2: 309 (1952).

Bileşim: Alkaloitler (% 0.1-0.6) taşımaktadır. Başlıca alkaloit hiyosiyamin olup az miktarda atropin ve skopolamin taşımaktadır (1, 2, 3). -: ,

Tablo 5. Anadoluda Yetişen Datura Türlerinin

Etki ve kullanılış : Spazmları çözücü etkisinden dolayı astma, Öksürük ve kramplara karşı kullanılan bir drogdur. Bütün bitki zehirli alkaloitler taşıdığından ancak hekim tavsiyesine göre kullanılır. Bazan sigara halinde astmaya karşı kullanılmaktadır.

Bu drogun sersemletici ve uyuşturucu etkilerinden de istifade edilmektedir. H. Leclerc Osmanlı İmparatorluğu döneminde kocalarına sadık olmayan ve haremin kapalılığından sıkılan bazı hanımların, kocalarını uyutarak ve dikkatlerini azaltarak haremden çıkabilmek için, bu bitkiden hazırlanan bir iksiri kocalarına içirdiklerini kaydetmektedir (4).

Bazı Avrupalı yazarlar ise, Osmanlı ordulannda-ki askerlerin harplerdeki korkusuzluğu, muharebelerden önce, bu bitkinin tohumlarının bal ile karıştırılması ile elde edilen bir macunu yemeleri sonucu meydana gelen sarhoşluğa bağlamaktadırlar.

Fransadabazı hırsızların, soymak istedikleri şahıslara Tatula yaprağı karıştırılmış tütün içirdikleri veya şaraplarına Tatula tohumlarından hazırladıkları de-koksiyonu koyarak uyuttukları kaydedilmiştir (4,5).

koyarak uyuttukları ve bu şekilde serbest kaldıkları rivayet edilir (6).

Anadolu’nun bazı bölgelerinde (Aydın, Bigadiç, Çanakkale) Tatula tohumu uyuşturucu madde olarak kullanılmaktadır. Bu etkiyi elde etmek için Tatula tohumu, tütün ile karıştırılarak, sigara halinde içilir. Bu işi adet edinenlere halk “Tatalacı” admı vermektecîir(6)..^ .

Diğer isimler: Abızambak, Abuzambak (Gaziantep), Boruçiçeği, Büyüotu, Cevzi masil, Sehharo-tu, Sihirbazotu, Şeytanelması, Tatala.

Toksikolojik etki: Güzelavratotu gibidir. Tohumları da zehirlidir (7).

Türkiye’de, yukarıdaki türden ayrı olarak, 3 tür daha bulunmaktadır (8, 9). Bunlar da yukarıdaki tür gibi zehirlidir.

D. arborea L. (Syn: Brugmansia candida Pers.) (Ağaç tatulasi): 150-200 cm yükseklikte, büyük (30-40 cm uzunlukta) ve beyaz çiçekli bir türdür. Güney ve Batı Anadoluda, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir.

D, innoxia Miller (Tüylü tatula): 30-200 cm yükseklikte, çok tüylü bir türdür (Resim: 24). Çiçekler beyaz renkli. Meyva küremsi, üzeri dikenli, sarkık. Tohumlar böbrek biçiminde ve esmer renkli, 4.5-5 mm çapında. Vatanı Orta Amerika olup Akdeniz bölgesine yayılmıştır. Türkiyede Batı (İzmir) ve Güney Anadoluda (Dörtyol, İskenderun, Karataş) bulunur.

D. metel L. (Boruçiçeği): 50-200 cm yükseklikte, hemen hemen tüysüz bir türdür (Resim: 25). Meyvalanmn üzerinde diken bulunmaz. Çiçek elde etmek için Gönen (Balıkesir) de yetiştirilmektedir. Çiçekleri (Floş Daturae metel) demetler halinde kurutulur. Bu çiçekler “Boruçiçeği” ismi altında, nefes darlığına karşı, sigara halinde kullanılır.

1 – Gürgen, AR.: Türkiye zehirli nebatİannın en ehemmiyetlileri üzerinde kimyevi araştırmalar – Ankara Y. Zir. Enst.

Çalışmalar, sayı 138, Ankara (1943). 1 – BayEop. T. et Güner, N.: Une etüde sur la teneur en atropine et scopolamine des Solanacees de Turquie – İstanbul Ecz. Fak.

Mecm. 19:47(1983).

3- Baytop, T. ve Saviç. Y: Türkiyede yetişen Datura türlerinin alkaloitleri üzerinde araştırmalar – Baytop, T.: Farmakognozi

ders kitabı 2: 264, İstanbul (1974).

4- Leclerc, H.: PrĞcis de phytoıherapie 306. Paris (1976).

5- Fcc, A.L.A.: Cours d’histoire naturelle phanrtaceutique 2: 434, Paris (1828).

6Baytop, T. ve ark.: Türkiye’de zehirli bitkiler, bitki zehirlenmeleri ve tedavi yöntemleri 50, İstanbul (1989).

7- Pulewlta, P: Tatula (Datura stramomum) ile vukua gelmiş nadir bir halk zehirlenmesi – Türk Hij. Den. Bıyol. Derg. 8:123(1948).

8- Baytop, A.: Anadolunun yabani solanaseleri – Ecz. Bült. 3: 136 (1961).

9- Baytop, A.: Datura L. – Davis, P.H.: Flora of Turkey and the East Aegean İSlands 6: 451, Edinburgh (1978).