DEFNE KABUĞU

Daphne mezereum L. (Thymelaeaceae) türünün kurutulmuş kabuklandır. Bu tür 50-150 cm yükseklikte, çalı görünüşünde, çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar kısa saplı, 3-9 cm uzunlukta, tam kenarlı ve tüysüz. Çiçekler 3-6 tanesi bir arada, koyu veya açık pembe renkli ve kuvvetli kokulu. Meyva bir bezelye büyüklüğünde ve kırmızı renklidir. Kuzeydoğu Anadöhı (Artvin, Trabzon) dağlarında yetişmektedir.

‘ Tanen, yağ, kumarin türevleri ve etkili madde olarak bir rezin taşımaktadır, ,

İdrar arttırıcı, terletici ve müshil etkilere sahiptir. Taşıdığı rezin çok tahriş edici olduğundan dikkatle kullanılmalı ve tıbbi miktarlan açmamalıdır. Dekoksiyon (%1) bal ile tatlandınldıktan sonra günde bir iki bardak içilir.

Diğer isimler: Mezeriyon, Yabani taflan (Trabzon).

Anadoluda 7 Daphne türü yetişmektedir. Bunlar taşıdıkları tahriş edici rezin sebebiyle tehlikeli bitkilerdir. Bilhassa meyvatarını yiyen çocuklarda zehirlenmeler görülür. 10-12 meyva ile öldürücü zehirlenmelere rastlanmıştır. Bu nedenle bu türlerin dahilen kullanılmasından çekinilmelidir.

D. oleoides Schreber (Havadana, Develikotu): 20-60 cm yükseklikte, genç dallan tüylü, çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar heme’h hemen sapsız, derimsi, genç iken tüylü, oval biçimde ve 1-2.5 cm uzunlukta. Çiçekler süt beyazı renkli, kuvvetli kokulu. Meyva yumurta biçiminde, 4-6 mm uzunlukta, tu-runcu-kırmızı renkli. Anadolu dağlarının yaygın bir bitkisidir.

Orta Anadolu (Konya) köylerinde bu türün taze dallan, ağır yük taşımaktan topal olmuş, hayvanların tedavisinde kullanılmaktadır. Tedavi için, güneş

1 – Evliya Çeîebi: Seyahatname (Türkçeleştiren: Z. Danışman) 5: 119, İstanbul (1970).

doğmadan bu bitkiden alınan bir dal, hasta hayvanın göğüs derisinde açılan bir deliğe sokulur. Bir müddet sonra dal sokulan delikten san renkli bir sıvı akmaya başlar ve genellikle hayvan iyi olur.

Bu etkinin kabuklarda bulunan tahriş edici rezinden ileri geldiğini düşünmekteyiz.

D. pontica L. (Kurtbağı, Sınmağu, Sınmbağı): 50-100 cm yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, tüysüz, sarımsı yeşil ve küçük çiçekli, çok yıllık bir bitkidir. Meyva 7-8 mm uzunlukta ve siyah renklidir. Kuzey Anadolu bölgesinde, orman açıklıklarında, bol olarak bulunur.

ÇINAR KABUĞU

Pîaîanus orientalis L. (Platanaceae) türünün kurutulmuş gövde ve dal kabuklarıdır. Çınar yaprakları 5-7 parçalı, çiçekleri küremsi durumlarda toplanmış, çok gösterişli ve büyük bir ağaçtır. Batı Anadoluda yabani olarak yetiştiği gibi, park ve bahçelerde ve yol kenarlarında yetiştirilir. Bazı ağaçlar çok yaşlı olup bir kısmı tarihe geçmiştir. Bazıları ise tabiat abidesi olarak muhafaza edil-

1  – Baytop, T. ve Berghmans, M.: Sur İes alcaloides quaternaires du Thalictrum lucidum L.  İstanbul Ecz. Fak. Mecm. 11: 58

(3975J.

2 – Başer, K.H.C.: Thaîictrum minus L. var. microphylium Boiss. alkaloitleri  Doğa Bilim Derg., Temel Bilim 5: 163 (1981).

3  – Başer, K.H.C.: Thalimicrinone – Thalictrum minus L. var. microphyllum Boiss, yapraklarında yeni bir alkaloit – IV. Bitkisel

İlâç Hammaddeleri Toplantısı, bildiriler 111, Eskişehir (1983). 4- Baytop, T: Izgın ve Burç hakkında-Farmakolog 18: 19(1948);“. .‘


mektedir. ;

Bunlar arasında en tanınmışı İstanbul’un Bü-yükdere çayırında yetişmiş olan “Büyükdere çma-rı”ldır. Bu çınar dünyanın tanınmış ağaçlarından biri olup 4000 yıl kadar yaşadığı tahmin edilmektedir. Alt taraftan birbirleriyle birleşmiş 3 grup halinde 9 büyük (sonraları 7) gövdesi bulunuyordu. Kapladığı sahanın çevresi 112 metre kadardı. Bu çınara Türkler “yedi kardeşler”, Rumlar “hepta adelphia” Avrupalılar ise “Platane de Godefroy” ismini vermişlerdir. Çınarın Avrupalılarca “Godefroy çınarı” diye isimlendirilmesine sebep; birinci haçlı ordularının İstanbula gelişinde haçlı orduların kumandanı Godefroy de Bouillon’un karargâhını bu ağacın altında kurmuş olmasıdır (1096).

XVII. asırdan itibaren Büyükdere çınarının bulunduğu çayır “Kırkağaç” ismiyle tanınmaya başlamış ve Osmanlı Padişahları bu çayırda birçok av eğlenceleri tertip etmişlerdir. Ecnebiler ise burada sportif oyunlar (bilhassa polo) yaparlardı. II. Mahmut bu çınarın bulunduğu çayıra sık sık gider, yaz günlerinde burada dinlenir ve yeniçeriler tarafından yapılan oyunları (tokmak oyunu) seyrederdi. Bu çmar altında II. Mahmut bazı resmî merasimler de tertiplemiştir. Meselâ, 1829 yılı Kurban bayramı merasimi bu çayırda yapılmış ve aynı sene İngiliz elçisi sultana burada takdim edilmiştir.

Çınarın bulunduğu mahal “Çayırbaşı” ismiyle Birinci Dünya harbi başlarına kadar bir mesire yeri olarak kalmıştır. Bu sıralarda çınarın gövdesinin oyuğunda bir kahve ocağı bulunuyordu. Bu ocaktan çıkan bir yangın sonunda çınar kısmen harap olmuştur. Birinci Dünya harbi esnasında çınarın bulunduğu mıntıka asker ta: rafndan işgal edilmiş ve burada barakalar inşa edilmiştir. Bu esnada da çınarda bazı hasar meydana gelmiştir. Nihayet Cumhuriyet devri başlarında çınarın bulunduğu saha hangar yapılmak üzere bir İtalyan deniz uçakları ortaklığına devredilmiş ve bu idarenin baraka ve hangar inşaatı esnasında asırlık çınardan geriye kalan birkaç gövde de ortadan kaldırılmıştır. Halen eski çınarın bulunduğu yerde askerî depo olarak kullanılan barakalar bulunmakta ve bu barakalar etrafında da sonradan dikilmiş 8-10 genç çınar görülmektedir (1).

Diğer isimler: Kavlan.

BARUT AĞACI KABUĞU

Trabzon bölgesi dağlarında yetişen ağaçlardan elde edilen kabuklar dış ülkelere satılır. Kabukları alınmış dallar ise fasulye sırığı olarak kullanılır.

Kabuklar tanen (%10), saponin, şekerler, acı madde ve antrasen türevleri (glikofrangulin, fran-gulin ve diğerleri) taşımaktadır.

Müshil ve midevi etkilere sahiptir. Toz 0.5-1 gr, günde birkaç defa hap halinde veya dekoksiyon (% 10), günde 2-3 bardak içilmek suretiyle kullanılır.

Taze kabuklar tahriş edici özelliğe sahip bulunduklarından iyice kurutulmuş ve eskitilmiş (bir yıllık) kabukların kullanılması tercih edilmelidir.

Diğer isimler: Erkek akdiken.

R. aiaternus L. (Yalancı akdiken): 1-5 m yükseldikte, kışı yaprak dökmeyen, dikensiz bir ağaççıktır. Meyva olgunlukta siyah renklidir. Anadolunun Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin kıyı kısımlarında yetişir.

Meyva ve kabuğu müshil etkilidir. Kökü sarılığa karşı kullanılır.

7?. oieoides L. subsp. graecus (Boiss. et Reut.) Holmboe (Kördiken): 2 m kadar yükseklikte, kışın yapraklanın döken, dikenli ve çak görünüşünde bir bitkidir. Meyva 5-6 mm çapında sarımtırak veya siyahımsı renklidir. Bilhassa Güney Anadolunun kıyı bölgelerinde bulunur.

Kabuklarında, serbest ve glikozit halinde, antrasen türevleri (emodin, fiskiyon ve krisofanol) bulunduğu gösterilmiştir (1).

Kök kabuklan dahilen sarılığa ve vücutta su toplanmasına karşı, suyu boşaltıcı, olarak, kullanılır.