ÇAYIR SEDEFİ KÖKÜ

Thalicirunfflavum L. (Ranunculaceae) ve buna yakın diğer türlerin kurutulmuş kök ve rizomudur. Bu tür 100 cm kadar yükseklikte, sarı çiçekli, parçalı yapraklı, rizomîu, otsu ve çok yıllık bir bitkidir. Bataklık kenarları ve sulak çayırlarda yetişir. Memleketimizde bilhassa Kuzey ve Doğu Anadoluda bulunmaktadır.

Acı madde, flavon türevleri ve alkaloitler (berberin, palmatin, jatrorrhizin, magnoflorin ve diğerleri) taşımaktadır.

Müshil ve idrar arttırıcı etkilere sahiptir. Müshil etki için 25 gr drog 300 gr suda kaynatılır ve elde edilen dekoksiyon içilir.

Zayıf bir zehirlilik özelliği vardır. Toprak üstü kısımlarını hayvanların yemesi zararsız ise de kökleri hayvanlar için tehlikelidir..

Anadoluda 9 kadar Thalictrum türü yetişmektedir. Bunlar arasında T. îucidum L., T. foetidum L., T. aquilegifolium L. ve T. minus L. türleri taşıdıkları kuaterner alkaloitler yönünden incelenmiş ve

i- Hatipoğlu, Ş.R.: Türkiye’de çay iktisadiyatı, Ankara (1939).

2 – Tekeîi, S.: Rizede çay yetiştirme işleri ve Rize çayları – Ankara Y. Zir. Enst. Derg 1: 66 (1943).

3 – Tekeli, S.: Rizede çay yetiştirilmesi ve Rize çayları üzerinde araştırmalar – Ankara Y. Zir. Enst. Derg. 5: 347 (1946):

4 – Tekeli, S.: Rize çayları üzerine araştırmalar – Ankara Üniv. Ziraat Fak. Yıll. 1: 80 (1951).

5 – Tekeli, S.: Rize çaylan üzerine araştırmalar – Ankara Univ. Ziraat Fak. Yıl. 4: (1955).

6 – Tekeli, S.: Rize bölgesinde çay yetiştirme ve işletmesinin bugünkü durumu ve meseleleri – Ankara Üniv. Ziraat Fak Yıll. 7:

7 – Açıl. A.F.: Türkiye çay işletmeleri – Ankara Üniv. Ziraat Fak. Çalışmaları No. 79. Anakara (1957). S- Rosenthaler, L. und Göknar, N.: Über Teekultur in der Türkei – Pharm. Açta Helv. 18: 649(1943).

Univ. Fen Fak. Mecm. seci C, 23: 173 (1958).

10  – Bigat, T.: Türk çay tohumu yağı – hanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. seri C. 28: 62 (1963).

11  – Bigat, T.: Türk çay tohumu yağının kimyasal ve spektrai özellikleri – İstanbul Üniv. Fen Fak, Mecm. serî C, 29:170 (1964).

12  – Bilecan, L., Bigat, T.: Türk çay tohumu yağının kağıt kromatografi ile tetkiki-îstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. seri C, 29:

181 (1964).

13  – Yazıcııoğîu. T.: Memleketimizde çay tohumundan yağ üretilmesi ve bu yağın kullanılması olanakları – 1974 Türkiye Yağ

Semineri 145. İstanbul (1974).

14  – Sezik, E.: Çay artıklanndaki kafein’in değerlendirilmesi – Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, proje TBAG –

146, Ankara (1975).

15  – Ülkütaşjr T.: Ülkemizde çayın milli servet olarak kabulü ve yetiştirilmesi – Belgelerle Türk Tarihi Derg. 9 (52):20 (1972).


dördünün de palmatin, jatrorrhizin, berberin ve magnoflorin taşıdığı saptanmıştır (1). T. minus L. var. microphyllum Boiss. türü de yukarıdaki alkaloitleri ve ayaca 25 kadar alkaloit taşımaktadır (2, 3).

Ezilmiş mey valar çıban üzerine konarak çıbanın açılması ve cerahatin dışar çıkması sağlanır.

Diğer isimlej: Burç, Çekem tohumu, Gevele, Gökçe, Gövelek, Güvelek, Ökseotu.

Sedef Hastalığı ( Psöriyazis )

Sedef hastalığının neden olduğu karakteristik pullu, kırmızı deri yamalan; her yaştan erkek ve kadınları eşit ölçüde etkiler ve vücudun herhangi bir yerinde görülebilir; bir anda aylarca yok olabilir ve sonra tekrar görülebilir. Yaygınlık (prevalans) yaşla artar. Strep boğaz enfeksiyonu, yoğun alkol tüketimi, stres, (beta blokörler ve lityum gibi) bazı ilaçlar, cildin hasar görmesi ve insan immun yetmezlik virüsü (HIV) enfeksiyonu sedef hastalı­ğını tetikleyebilir.

SEMPTOMLAR
Sedef hastalığı; gümüş rengi pullarla kaplı deri yamalan olarak ortaya çıkar; bunlar, rahatsız edici olabilir de olmayabilir de. Sedef hastalığının pek çok biçimi vardır. En yaygın olanı; yamaların gövde, kol ve bacaklar -özellikle dirsek ve dizlerde ile başta görüldüğü plak tip sedef hastalığıdır (plak psöriyazistir). El ve ayak tırnak­ları kalınlaşabilir, el ve ayak tırnaklarında çukurlar oluşabilir ve tırnaklar tırnak yataklarından ayrılabilirler.

sedefellerde

Püstüler tip sedef hastalığı (püstüler psöriyazis) ; tüm vücuda yayılan küçük püstüllerle karak-terizedir. Guttat tip sedef hastalığı (guttat psöriyazis); vücutta, yüzde olduğundan daha belirgin olan gözyaşı damlası büyüklüğünde birçok alana neden olur. Genel­likle strep bir boğaz enfeksiyo­nundan ya da üst solunum yolları enfeksiyonundan sonra gelişir.Sedef hastası olan kişilerin %15’inde, eklemlerin iltihaplan­masına yol açan otoimmun bir hastalık olan psoriyatik artrit gelişir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Sedef hastalığı, tedavisi olmayan kronik bir rahatsızlıktır. Ancak, azmasını engellemeye yardımcı olacak birçok tedavi mevcuttur. Güneşe ve ultraviyole lambalara maruz kalma, sedef hastalığının yok olmasına yardımcı olur; ancak, kötü bir güneş yanığı semptom­ları daha da kötüleştirebilir. Eğer semptomlarınız hafif ya da orta düzeydeyse, koıtikosteroid ya da katran içeren reçetesiz atılan merhemlerden birini deneyiniz.Daha şiddetli durumlarda amaç; yeni deri hücrelerinin üreti­mini yavaşlatmaya yardımcı olmak ve iltihaplanmayı tedavi etmektir. Doktorunuz, reçeteyle satılan güçlü kortikosteroidler ve/veya D vitamiyle ilgili ve göreceli olarak yeni bir ilaç olan kalsipotrieni tavsiye edebilir. Her ikisi de son derece etkili olabilir.

Deriyi ışığa karşı hassas hale getiren ajanlar olan psoralenler, ultraviyole tedavisiyle birlikte (PUVA olarak adlandırılan bir bileşim), sedef hastalığını tedavi etmek için sıklıkla kullanılır. Hücre bölünmesini yavaşlatan kanser Önleyici (antikanser) bir ilaç olan metotreksat, esasen şiddetli psoriyatik artriti olan kişilere yazılır. Retinoid ilaçlar da etkili olabilir; ancak, ciddi doğum kusurlanna neden olabileceklerinden dikkatli bir şekilde kullanılmalıdırlar.Bu tedavilerden her biri, yan etkilerin gözlenlenmesi için doktorunuz tarafından dikkatle izlenmelidir. Sedef hastalığından muzdarip çoğu kişi, bu hastalığın hayatları boyunca bir kaybolup bir çıktığını görürler.