Gayrimenkulde “yeşil” etkisi!

New York’un meşhur Empire State binası, Brezilya’nın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmış Maracana Stadyumu ve dünyanın en hızlı ikinci asansörüne sahip Tayvan’daki TAIPEI 101 gökdeleninin ortak özelliğini biliyor musunuz? Üçünün de LEED sertifikalı “yeşil bina” olması. Tıpkı ülkemizdeki Palladium Antakya Alışveriş Merkezi, İstanbul Rönesans Tower, Konya Bilim Merkezi  ve  İstanbul Torun Tower gibi… Çevreci hareketin gayrimenkul sektörüne en değerli etkisi olarak da tanımlanabilecek LEED sertifikası, binalar için bir sosyal sorumluluk çalışması ve prestij anlamına geliyor. 

 


Yeşil bina ne kazandırır? 

Binalarda, dünyadaki enerjinin yaklaşık üçte biri kullanılıyor. Yeşil bina uygulamasıyla enerji tasarrufu, doğaya saygı ve konforlu yaşam hedefleniyor. Peki, yeşil binaların faydaları neler? 

• Binanın ve içindeki konutların değerini artırıyor.

• Yapım aşamasında doğal çevre tahribatı en aza indiriliyor.

• Hafriyatla ortaya çıkan atık malzemeler değerlendiriliyor.

• Yeşil çatı uygulamasıyla yağmur suları arıtılıyor.

• Güneş enerjisinden yararlanılıyor.

• Yeşil katmanların güneş ışınlarını yansıtmaması sayesinde sera etkisini oluşturan yansımalar azalıyor.

• Enerji tasarrufu sağlıyor.

• Karbondioksit salınımını azaltılıyor.

 

Türkiye “En İyi 10 Ülke”den biri

LEED, dünyanın en yaygın kullanılan ve tanınan yeşil bina sınıflandırma sistemi… LEED sertifikası, yapılarda çevre duyarlılığını temsil ediyor. ABD Yeşil Bina Konseyi  tarafından LEED kapsamında her yıl açıklanan “En İyi 10 Ülke” listesinde yer almak, aynı zamanda ülkeler için de tatlı bir rekabete dönüşmüş durumda.

LEED projeleri Antartika hariç dünyanın her kıtasında geçerli. 150’den fazla ülkede LEED projeleri hayata geçiriliyor. Bu yıl LEED kapsamında açıklanan “En İyi 10 Ülke” listesinin ilk sırasında Kanada yer alıyor. Türkiye de ilk kez bu yıl sürdürülebilir binalarıyla dokuzuncu sıradan ilk 10’a girmeyi başardı. Listeye girmeyi başaran diğer ülkeler arasında Çin, Almanya, Brezilya, Güney Kore ve Hindistan da var. Liste oluşturulurken yeşil binalar sürdürülebilir tasarım, yapı ve dönüşüm açısından değerlendiriliyor. 

Türkiye’nin bu başarısında, geçtiğimiz yıl LEED sertifikalı mekânların brüt metrekare miktarındaki yüzde 258 oranındaki artış etkili oldu. 2014’te yeni belgelendirilmiş mekân sayısı önceki yılların yaklaşık dört katına çıktı. LEED sertifikası için sürdürülebilir araziler, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, yerleşim ve ulaşım, iç mekân kalitesi, inovasyon ve bölgesel öncelik kredilerinde yüksek puanlar gerekiyor.

Kaynak: http://blog.zingat.com/gayrimenkulde-yesil-etkisi/

Dünyayı kurtaran 7 yeşil bina!

Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri gündelik yaşamı olumsuz etkiliyor. Buna karşın plastik kullanımın azaltılması, arabalarda fosil yakıtların kullanımı ya da karbon ayak izinin azaltımı gibi birçok önlem alınıyor. 

Gayrimenkul sektörü de tüm bu gelişmelere kayıtsız kalmıyor… Gayrimenkulde yeşil binalar gün geçtikçe daha çok adından söz ettiriyor. Yeşil binalar hem içinde yaşayanlara hem de çevreye birçok fayda sağlıyor. Peki yeşil binaları bu kadar önemli kılan özellikleri neler?

 

Yeni yeşil binalar

Son yıllarda gün ışığından daha fazla yararlanan, elektrik ihtiyacını güneş panelleriyle sağlayan, yağmur ve atık suyunu arıtarak tekrardan kullanan yeşil binalar ön planda. İşte dünyayı kurtaran yeşil binalar…

 

1) The Crystal Londra – İngiltere

Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Siemens’in Londra’da hayata geçirdiği The Crystal binası zarf şeklinde tasarlandı. Binada akıllı aydınlatma sistemiyle gün boyunca doğal ışık kullanılıyor. Elektrik ise güneş panelleriyle destekleniyor. Bu yeşil binanın bir diğer özelliği, yağmur suyunu ve atık suyu dönüştürerek tekrar kullanılmasını sağlaması.

2) The Change Initiative – Dubai

Dubai’de konumlanan The Change Initiative, 2013 yılında kendi kategorisindeki yapılar sıralamasında 110 puan üzerinden 107 alarak “dünyanın en sürdürülebilir ticari binası” oldu.

3) Wat Pa Maha Chedi Kaew Tapınağı – Tayland

Wat Pa Maha Chedi Kaew Tapınağı ya da diğer adıyla “1 Milyon Şişe Tapınağı”nın yapımında 1 milyon bira şişesi kullandı. Tapınağa çok fazla bira şişesi bağışı yapılınca, yetkililer şişeleri bu şekilde değerlendirmek istemiş. İnşasına 1984 yılında başlanan tapınağın yapımı 32 yıldır devam ediyor.

4) Bullitt Center – ABD

2016 yılında hayata geçirilen bu 6 katlı ticari merkez Bullitt Foundation’nun Başkanı Denis Hayes tarafından tasarlandı. Binanın en ilginç özelliklerden biri de 250 yıl ayakta kalacak şekilde yapılması. Bullitt Center’de yağmur ve atık suyunu işleyerek geri dönüştüren sistem de mevcut. Elektrik için fotovoltaik (güneş pili) paneller kullanılıyor.

5) ACROS Fukuoka Foundation Building – Japonya

Fukuoka’da bulunan ACROS Fukuoka Foundation Building (ACROS Fukuoka Vakfı Binası) Nisan 1995’te açıldı. Bina yeşil mimari konseptiyle iyi bir eko-mimarlık örneği olarak kabul ediliyor. Doğal aydınlatma kullanılarak enerji tasarrufu sağlanıyor. ACROS Fukuoka’nın ilginç özelliklerinden biri de su drenaj sistemi. Bu sistemle binanın atık suyu arıtılarak çevredeki yeşil alanlar sulanıyor.

6) Phipps’ Center For Sustainable Landscapes – ABD

Phipps’ Center For Sustainable Landscapes (Phipps’ Sürdürülebilir Peyzaj Merkezi) güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi farklı enerji kaynakları kullanıyor. Kendi enerjisini üreten bina, yağmur suyunu arıtıp yeniden kullanılmasını sağlıyor. Ayrıca binanın çatısında ziyaretçiler için bitkilerle dolu yeşil yürüyüş yolları da yer alıyor.

7) Bahrain World Trade Center – Bahreyn

Bahrain World Trade Center (Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi) dünyaca ünlü mimarlık firması Atkins tarafından 2008 yılında inşa edildi. İkiz kule şeklinde tasarlanan binanın 50 katı bulunuyor. Bina rüzgâr tribünleriyle birleştirilmiş ilk gökdelen olma özelliğine sahip. İki kuleyi birbirine bağlayan bu rüzgâr tribünleri iki kulenin ihtiyacı olan enerjinin bir bölümünü karşılıyor.

Kaynak: http://blog.zingat.com/dunyayi-kurtaran-7-yesil-bina/