Kongenital malformasyonlarm etiolöjik nedenlerinin saptanması, bu hastaların prognoz larının belirlenmesi ve aile içi risklerin hesaplanması genetik danışma yönünden çok önemlidir.
Kongenital malformasyonlu çocuklarda izlenecek tanı yöntemi:
Tek majör malformasyonu ya da üçten fazla minör malformasyonu olan bütün çocuklar incelemeye alınmalıdır. Bu inceleme öncelikle 1) dikkatli bir aile öyküsü, 2) ayrıntılı fizik muayene, 3) ailede aynı malformasyonu gösteren kişilerin taranması ve muayene edilmesi, 4) ayrıntılı prenatal ve natal öykü alınmasını içermelidir.
Genelde tek bir malformasyon durumunda bile dikkatli bir araştırma, vücuttaki ek malfor masyonları ortaya çıkarabilir. Etiolojide kromozom anomalisi düşünülen durumlarda bantlama yöntemleri ile kromozomların incelenmesi, minör yapısal değişiklikleri tanımaya olanak verir. Mültipl malformasyonlar ve/veya. Zekâ geriliği olan ve etiolojisi belirlenemeyen bütün hastalarda kromozomlar sitogenetik yöntemlerle incelenmelidir.
Malformasyonlarm, aile içi yineleme risklerini belirlemede genetik ve genetik olmayan nedenlerin ayırt edilmesi çok önemlidir. Genelde malformasyonlarm’yaklaşık 2/3 ünde yineleme riski yüksektir.
Değişik etiolöjik faktörler aynı tip malformasyona yol açabilir. Örneğin yarık dudak ve damak izole ise mültifaktöryel kalıtıma bağlıdır. Dudağın iç kısmında çöküntülerle birlikte ise otosomal dominant bir mütasyon düşünülür. Çeşitli iç ve dış organ anomalileri ile birlikte olan yarık dudak ve damak ise trisomi 13 olgularında görülmektedir.
6. Genetik danışma
Genetik danışma genel anlamda, özgül bir genetik hastalık hakkında hasta olan kişiye ve ailesine bilgi verilmesidir. Bu eğitimin klinik genetik eğitimi görmüş uzman doktor, temel genetik uzmanı, sosyal hizmet uzmanı ve psikologdan oluşan bir ekip tarafından yapılması en uygundur. Böyle bir ekip üniversite hastaneleri veya tıp merkezlerinde oluşturulabilir. Ayrıca tıbbın özel dallarında uzmanlaşmış kişiler, temel genetik ilkelerini iyi bilmek koşulu ile kendi uzmanlık alanlarına giren genetik hastalara, örneğin hematoloji uzmanı talasemi ve orak hücre anemili ailelere, genetik danışma yapabilir.
Genetik hastalıkların en çok görüldüğü yaş grubu sütçocukluğu ve çocukluk çağıdır. Bu nedenle genetik danışmanın çocuk sağlığı ve hastalıkları dalında uzman olması büyük yarar sağlar.
Genetik danışmada ilk koşul «tanının doğru olması»dır. İkinci koşul ise sözkonusu hastalıklarla ilgili ayrıntılı bilgi toplanması ve hastalığın hangi gruba girdiğinin saptanmasıdır.
Bugün genetik danışma daha çok tedavi edilebilen veya prenatal tanı yöntemleri ile önle nebilen genetik hastalıklar için kitle taramalarına yönelmiştir.
Günümüzde kitle taramalarının en çok uygulandığı durumlar aşağıda sıralanmıştır:
1— yenidoğanlarda fenilketonüri ve hipoti
Roidi taraması
2— riskli gebelerde alfa fetoprotein tayini
İle nöral tüp defektleri yönünden tarama
3— 35 yaşın üzerinde gebeleri amniosentez
İle down sendromu ve diğer kromozom anomalileri yönünden tarama
4— akdeniz bölgesinde talasemi ve orak
Hücre taşıyıcılarının taranması.
Bu taramalarla toplumda riskli veya hasta kişiler erken olarak saptanabilmekte ve genetik danışma ile ailelere gerekli öneriler verilebilmektedir.
Hastalığın yineleme riskinin belirlenmesi genetik danışmanın esasını oluşturur. Bunun için tanının doğru olması çok önemlidir. Nadir
Hastalıkların bir çoğunda ortak klinik belirtiler vardır. Ayrıca çevresel etmenlerle oluşan bazı bozukluklar genetik hastalıkları taklit edebilir. Genin ekspresivite farklılıkları da ailedeki bütün hasta kişileri belirlemede güçlüklere yol açabilir. Tanıda rutin medikal yöntemler yanında, ancak genetik merkezlerinde uygulanabilen kompleks bazı tanı yöntemleri de gerekebilir.
Riskin belirlenmesinde aile öyküsü de yol göstericidir. İnanılır kişilerden alman iyi bir aile öyküsü çok önemlidir. Düşükler, sağlıklı çocuklar, dede ve nineler ile kan akrabalığı ayrıntılı biçimde kaydedilmelidir. Uzak akrabalarla ilgili bilgiler bile yararlı olabilir. Bazı durumlarda hastalığın spesifik tanısı konulamasa bile, aile ağacından elde edilen bilgi, kalıtım örneğini ortaya çıkarabilir ve böylece yineleme riskleri belirlenebilir.
Genetik hastalıklara ilişkin bilgi birikimi her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle genetik hastalık ve/veya nadir bir sendrom düşünülen hastalarda kısa sürede ve doğru tanı konulabilmesi için. Literatür kaynaklarına başvuru gerekir. Genetik danışma ile ilgili diğer önemli konu belirlenen risklerin, kişilere anlaşılır bir biçimde aktarılmasıdır. Bu yaklaşım ailelerin eğitim ve zekâ durumlarına uygun bir şekilde yapılmalıdır. Olasılık hesapları ile daha önceden karşılaşmamış kişiler için bu güç olabilir. Aile risk rakamlarını öğrendikten sonra çocuk yapıp yapmamak, anne gebe ise prenatal tam yöntemlerinin uygulanıp uygulanmaması ve tedavi olanağı olmayan durumlarda abortus kararı sosyal, ailevi, dini, ekonomik ve yasal pekçok faktöre bağlıdır. Bütün bu durumları aile ile tartışıp gerçekçi bir biçimde karar verilmesine yardımcı olmak genetik danışmanın görevidir.