Basur ( Hemoroit )

Hemoroitler anüs damarlarındaki basıncın artmasından dolayı meydana gelirler. Bu basınç da genellikle olarak dışkının atılması ve zor dışkılamadan kaynaklanır. Bunların yanı sıra hamilelik sırasında ve doğum yaptıktan sonra da oluşabilirler.

basur

SEMPTOMLAR
Dışkılarda veya tuvalet kağıtla¬rının üzerinde, parlak kırmızı kan lekeleri, dahili hemoroitin ilk belirti siyon kapabilirler ve sulu cerahat akıntısına sebep olabilirler.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Rektal kanamanız varsa doktorunuza başvurmanız gereklidir. Hekiminiz olası anormalliklere karşı rektal bir muayene yapar ve endsokopi adı verilen ve ucunda ışık olan bir tüple olası hemoroit riskini denetler. Kolon kanseri riskini veya kanamanın diğer nedenlerini elemek için sigmoidoskopi veya kolonoskopi de uygulayabilir.

Hemoroiti önlemek için günlük lif miktarınızı 25-30 gram arasında arttırınız ve günde en az 8 bardak su içiniz. Ayrıca katı dışkı atma dürtülerinize anında cevap verin ve bu atım sırasında gerilmeyi bırakın. Son olarak, Kegel alıştırmalarını uygulayarak anüsteki kasların güçlenmesini sağlayın.

Hemoroitin belirtilerini azaltmak için doktorunuz size, oturarak istirahat etmenizi, 10 ila 15 dakika boyunca günde birkaç defa sıcak su uygulamanızı ve yatağınızda kalçanızın altında bir yastıkla otururken enfekte olmuş bölgeye donmuş su uygulamanızı önerecektir.
Ağrıyı kesici olarak rahatlamak için lidokain içeren hemoroid kremleri, yansıyı ferahlatmak için hidrokortizon preparatlar ya da kaşıntıyı azaltmak için ıslak pamuklu pedler, reçetesiz satılan yardımcı maddelerdir. İç hemoroit vakalar için ameliyat gerekebilir. Bu ameliyatta lastik bantlar şişmiş hemoroitlerin etrafına yerleştirilir. Bu da hemoroitteki kan akışının, büzüşmenin ve damlamanın kaybolmasını sağlar.

Proktit

Doktorunuz protoskopi sayesinde teşhisi tam olarak gerçekleştirir (görüntülü bir tüple rektumun muayenesi). Hekiminiz ayrıca biyopsi de uygulaya bilir (rektal bir doku alınarak mikroskopik araştırma yapılması). Proktitin tedavisi, hastalığa sebep olan etmenlerin iyileştirilmesi ile olur. Belirtiler ise, reçeteli lavmanlar ya da iltihaplanmayı düşüren ve kortikosteroid içeren fitillerle azaltılır.

5

Uçuk

Nadir rastlanan durumlarda virüs parmağa sıçrar ve dolama denilen ağrılı bir şişkinliğe neden olur. Genital herpese, çocuklarda sık rastlanmayan farklı bir virüs neden olur.

ucuk

SEMPTOMLAR

İlk belirti diş etleri ile ağız içindeki ve çevresindeki diğer dokuların şişmesi ile ağrıdır. Tükürük salgılanmasında da bir artış görülebilir. Dudaklarda etkilenen bölge acılı olmadan Önce kaşınabilir ve karıncalanabilir. Birkaç gün sonra ağzın içinde ya da dudaklarda küçük su kabarcıkları görülebilir, bunlar daha sonra patlar, içindeki sıvıyı akıtır ve 3-4 gün içerisinde iyileşir.

Virüsün bulaşmasını engellemek için virüsün etkin olduğu aşamada çocuğunuzun diğer çocuklar ile doğrudan temas içinde olmaması gerekir. Diğer belirtiler arasında salgı bezlerinin şişmesi, asabiyet, baş ağrısı ve ateş sayılabilir. İlk defa görüldüğünde çok ağrılıdır, sonraki uçuklar daha az ağrılı geçer.Çocuk parmağını ağzındaki yaralara sürdüğünde dolama olabilir. Dolama, parmak uçlarında kırmızı, şiş ve oldukça ağrılı apselere neden olur.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktora uçuk belirtilerini anlatın. Doktor genelde bu belirtileri dinleyerek ve görsel bir muayene ile teşhis koyabilir. Tedavi, hastalığın beraberinde getirdiği rahatsızlığı azaltmaya yöneliktir ve bolca sıvı almayı, asitli yiyecek ve içeceklerden kaçınmayı, ağrı için asetaminofen almayı ve bazen de ağızdaki acıyı geçirmek için özel bir gargara kullanmayı içerir. Çocuğunuzun bol bol dinlenip uyumasına özen gösterin.

Bazı çocuklar antiviral ilaçlarla tedavi edilir; ancak bu belirtiler genelde birkaç gün sonra kendiliğinden geçer. Uçuk’un belirli bir tedavisi ve ileride nüksetmesini önlemenin bir yolu yoktur. Uçuk genelde stresli zamanlarda, çocuk güneşe çıktıktan sonra ya da çok fazla yorulduğunda görülür.

Genel Semptomlar ve Öneriler

DEPRESYON
Depresyon, üzüntü, ümitsizlik veya çaresizlik gibi duygu­lara yol açar. Çoğu kişi için, depresyon geçici bir ruh halidir. Diğerleri içinse, gerek fiziksel gerekse duygusal belirtileri olan, güçsüz bırakan bir hastalıktır.

BAŞ DÖNMESİ
Baş dönmesi, sersemlik veya sarsaklık hissetme gibi bir denge­sizlik halidir. Baş dönmesi, birçok sağlık sorununun belirtisidir. Baş bölgesindeki bir yaralanmadan sonra oluştuğunda veya baş dönmesi ile birlikte hareket edememe, nefes alıp vermekte zorlanma veya bulanık görme de söz konusu olduğunda, durum, aciliyet teşkil eder.

UYUKLAMA
Uyuklama, uyanmada veya uyanık kalmada zorluk çekme halidir. Kısa süreli uyuklamaya, yeterince uyuyamama gibi, yaşam tarzından kaynaklanan faktörler yol açıyor olabilir. Uzun vadeli uyuklamanın temelinde, fizyolojik veya psiko­lojik nedenler yatıyor olabilir.

BAŞ AĞRISI
Baş ağrıları, kaslarda gerginlik veya aşırı alkol tüketimi gibi, çok çeşitli faktörlerden kaynaklanıyor olabilir. Baş ağrıları, grip gibi genel hasta­lıklarda da meydana gelebilir. Sersemlik veya yüksek ateş gibi belirtileri beraberinde getiren baş ağrıları, ciddi bir sağlık sorununun haber­cisi olabilir ve en kısa sürede doktorunuzun dikkatine sunulmalıdır.

İŞİTME KAYBI
İşitme kaybı, işitme yetisinin tamamen yok olması veya az işitme şeklinde baş gösterebilir. İşitme kaybı ile birlikte, kulak ağrısı, basınç veya akıntı da oluyorsa, bu genellikle bir enfeksiyonun habercisidir. Baş dönmesi, denge kaybı, mide bulantısı veya kusma da söz konusuysa, sinirsel veya kemik­lerle ilgili bir bozukluğa işaret edebilir ve doktorunuzun dikkatine sunulması gerekir.

KULAKLARDA ÇINLAMA
Etrafta hiç ses yokken gürültü işitme halidir. Ses, ıslık, tıslama, uğultu veya vuruş sesi gibi olabilir. Genel­likle, ciddi bir sağlık sorunu söz konusu değildir. Ancak, çınlama başka belirtileri de beraberinde getiriyorsa, ciddi sorunların habercisi olabilir.

KULAKTA AĞRI VEYA BASINÇ
Kulağın içinde veya çevresinde meydana gelen her türlü ağn, hassa­siyet zonklama veya basınç, bu kapsamda incelenebilir. Kulaklarda oluşan ağrı, genellikle soğuk algınlığı veya alerjinin beraberinde getirdiği bir durumdur. Kulak ağrısı, aynı zamanda, kulak kirinden veya çenedeki bir problemden kaynaklanıyor da olabilir. Bebeklerde ve çocuklarda görülen kulak ağrısının sebebi genellikle kulak iltihabıdır.

DIŞ AĞRISI
Bir veya daha fazla dişinizde veya diş etlerinizde meydana gelen hafif veya şiddetli ağrı, çürük, apse veya diş eti hastalığından kaynaklanıyor olabilir. Yaygın olarak görülen bu rahatsızlıklarda diş dokto­runuza görünmeniz gerekir. Diş ağrısı, yüz, boyun veya göğüs bölgesinde ağrıyı veya nefes alıp vermede güçlük çekmeyi de beraberinde getiriyorsa, daha karmaşık ve potansiyel olarak ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir.

ŞİŞ BEZELER
Boyunda, koltuk altında veya kasıklarda oluşan şiş bezeler, genellikle grip gibi rahatsızlık­lardan kaynaklanır ve genel­likle geçicidir. 2 aydan uzun süre şiş kalan bezeler, daha ciddi bir sağlık sorununun habercisi olabilir ve şiş bezelerin doktora gösterilmesi gerekir.

BOĞAZ AĞRISI
Boğazda ağrı, acıma, hassa­siyet, yanma veya rahatsızlık, birçok farklı viral ve bakte­riyel enfeksiyonun belirtileridir ve her yaştan insanda ortaya çıkabilir. Boğaz ağrısı aynı zamanda birçok çocuk hastalı­ğında da ortaya çıkar.

GÖRME KAYBI VEYA BOZUKLUĞU
Görme yetisinde meydana gelen ani bir değişim veya görme kaybı, doktorunuza görünme­nizi gerektirir. Bulanık görme, özellikle de yaşın ilerleme­siyle birlikte, olağan dışı bir durum değildir; genellikle yavaş yavaş ilerler ve gözlük, kontakt lens kullanarak veya ameliyat (katarakt vakalarında) yoluyla düzeltilebilen bir odaklanma sorunundan kaynaklanır.

SAÇ DÖKÜLMESİ
Saçlarınızın veya vücudunuzun diğer bölgelerindeki tüylerin aniden veya zaman içinde, gittikçe dökülmesi veya zayıflaması durumudur. Başka belirtileri beraberinde getirmeyen yavaş saç dökülmesi veya zayıflaması yaygın bir durumdur. Ancak, genel sağlık sorunlarıyla birlikte saç dökülmesi söz konusu olduğunda, doktora görünmek gerekir.

KALÇA AĞRISI
Kalçada ağrı, şişlik, morluk veya hassasiyet genellikle kemiklerinizde, tendonlarınızda veya bağlarınızda bir incinmeye işaret eder. Ağrı ile birlikte ateş, uyuşma veya karıncalanma da varsa, belirtileriniz kemikler, eklemler veya sinirlerle ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Doktorunuza görünün.

DİZ AĞRISI
Dizde ağrı, şişlik, morluk veya hassasiyet genellikle kemiklerinizde, tendonlarımzda veya bağlarınızda bir incinmeye işaret eder. Ağrı ile birlikte ateş, uyuşma veya karıncalanma da varsa, belirtileriniz kemikler, eklemler veya sinirlerle ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Doktorunuza görünün.

BİLEKLERDE VEYA ELLERDE AĞRI
Bileklerde veya ellerde ağrı, şişlik, morluk veya hassa­siyet genellikle kemiklerinizde, tendonlarınızda veya bağları­nızda bir incinmeye işaret eder. Ağrı ile birlikte ateş, uyuşma veya karıncalanma da varsa, belirtileriniz kemikler, eklemler veya sinirlerle ilgili bir hasta­lıktan kaynaklanıyor olabilir.

AYAK BİLEKLERİNDE VEYA AYAKLARDA AĞRI
Ayak bileklerinde veya ayaklarda ağrı, şişlik, morluk veya hassa­siyet genellikle kemiklerinizde, tendonlarınızda veya bağları­nızda bir incinmeye işaret eder. Ağrı ile birlikte ateş, uyuşma veya karıncalanma da varsa, belirtileriniz kemikler, eklemler veya sinirlerle ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir.

OMUZ AĞRISI
Omuzda ağrı, şişlik, morluk veya hassasiyet genellikle kemiklerinizde, tendonlarınızda veya bağlarınızda bir incinmeye işaret eder. Ağrı ile birlikte ateş, uyuşma veya karıncalanma da varsa, belirtileriniz kemikler, eklemler veya sinirlerle ilgili bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Doktorunuza görünün.

BOYUN AĞRISI
Boynunuzda meydana gelen her türlü ağrı, tutulma, şişlik, yumrular veya kasılmalardır. Boyun ağrısı ve katılığı çoğunlukla kas kasılma­larının sonucu olarak ortaya çıkar. Ancak, başka belirtilerle birlikte ortaya çıkan boyun ağrısının tıbbi değerlendirmeye tabi tutulması gerekir.

UYUŞMA VEYA KARINCALANMA
Uyuşma veya karıncalanma, ciltte az his olması veya hiç his olmaması veya iğne batıyor gibi bir his olması halidir. Uyuşma veya karıncalanma pek çok hastalığın belirtisidir. Ancak hareket edememe ile birlikte meydana geldiğinde, her iki belirti de aciliyet teşkil edebilir.

TIRNAKLARLA İLGİLİ SORUNLAR
Ayak ve el tırnaklarında meydana gelen sorunlar genel­likle tırnağın etrafındaki ciltte bir iltihaplanma veya bir enfeksiyon olmasından kaynak­lanır. Sürekli olarak ağrı yapan iltihaplı bir tırnağın doktora gösterilmesi gerekir.

ÖKSÜRÜK
Öksürük, en yaygın olarak görüleni solunum yolu enfek­siyonu olmak üzere, bir çok hastalığın belirtisidir. Kanlı öksürük, nefes darlığı ile birlikte gelen öksürük veya ateşle birlikte uzun süreli öksürme, doktora başvurul­ması gereken bir hastalığa işaret edebilir.

NEFES DARLIĞI
Zor ve hızlı nefes alıp verme veya akciğerlerden içeri ve dışarı hava alıp verememe, nefes darlığına işaret eder. Hemen her zaman doktorunuzun dikkatine sunul- ması gereken bir rahatsızlığın habercisidir. Göğüste ağrı ya da yüz veya karın bölgesinde şişliği de beraberinde getirdiğinde, acilen tedavi edilmesi gerekir.

HIRILTI
Hırıltı, garip bir ses çıkararak veya zor nefes alıp verme kapsamında ele alınır. Nefes alıp verirken hafif bir rahatsızlık duymadan hava giriş çıkışının hayati tehlike arz edecek şekilde kısıtlanma­sına kadar değişik şekillerde gözlemle­nebilir. Nefes alıp vermede zorlanma söz konusuysa doktora görünmek gerekir. Bronşiyolit ve kuş palazı, bebeklerde ve çocuklarda hırıltıya yol açabilir. Bronşiyolit berabe­rinde hızlı ve az nefes alıp vermeyi de getirir. Seste çatallaşma ve gürültülü öksürük kuş palazının belirtileridir. Bu iki durumdan herhangi biri söz konusuysa çocuğunuzun doktoruyla konuşun.

GOGUS AĞRISI
Boyun bölgesinin altında ve karın bölgesinin üstünde oluşan her türlü ağrı göğüs ağrısı olarak nitelendirilir. Göğüs ağrısına, ciddiyeti bakımından hafif rahatsızlık verenlerden hayati tehlike arz edenlere kadar, bir çok hastalık sebep olabilir. En ciddi olanlar, kalp ve akciğer rahatsızlıklarıdır. Çoğunlukla, en kaygı veren göğüs ağrısı, ağrıdan ziyade bir şişkinlik, baskı, daralma veya yırtılma hissi olarak algılanan bir rahat­sızlığa yol açar. Sindirim sistemi, kas, kemik veya sinir bozukluk­larından kaynaklanan göğüs ağrıları da yaygındır ancak genellikle o kadar ciddi değildir.

TEKRAR EDEN KARIN AĞRISI
Karın bölgesinde (göğsün altı ile kasıkların üstü arasında kalan bölge) aylardır veya yıllardır tekrar eden ağrılar bu kapsamda ele alınır. Tekrar eden karın ağrısı, hafif olanlardan hayati tehlike arz edenlere kadar pek çok farklı hastalıktan kaynaklanabilir.

ŞİDDETLİ VEYA ANI KARIN AĞRISI
Karın bölgesinde (göğsün altı ile kasık­ların üstü arasında kalan bölgede) aniden bir ağrı hissetmek, genellikle ciddi bir duruma işaret etmez. Ancak, ağrı şiddetliyse hayati tehlike arz eden bir durum söz konusu olabilir.

KABIZLIK
Kabızlık – az, ağrılı, kuru, sert veya rahatsızlık verici biçimde dışkılama – lif bakımından yetersiz kalan bir beslenme biçiminden, yeterince su içmemekten, egzersiz yapmamaktan, bağırsaklardaki bozuk­luklardan, anüs veya rektum iltihaplanmalarından, hormonal değişimlerden ve ilaçlardan kaynaklanabilir.

Böbrek İltihabı ve Nefrotik Sendrom

Bu zarar iltihaplanmadan kaynaklanıyorsa böbrek iltihabı denir. Böbrek iltihabı genelde idrarda kana neden olur, kan miktan bazen idrar pembeye ya da kırmızıya dönüştürebilecek kadar yoğun olabilir. Boğaz enfeksiyonundan ya da deride streptokoklu bakteri bulunmasından sonra ya da Berger hastalığı (böbreğe saldıran antikorlardan kaynaklanan bir hastalık), orak hücre anemisi ya da deri veremi gibi hastalıkların bir parçası olarak görülebilir.

Bir glomerül rahatsızlığı, kandan idrarın içine albumin denilen yüksek miktarlarda proteinin sızması ile sonuçlandığında nefrotik sendrom görülür. Bu da albümin kan damarlarında sıvı tuttuğu için gelişen su toplaması ile kanda ve vücutta albümin seviyesinin düşmesi ile sonuçlanır. Kandaki albümin seviyesi düştüğünde sıvılar vücuttaki dokulara daha kolay sızar ve şişmelere neden olur.

nf

Nefrotik sendrom erkeklerde kızlardan daha sık görülür. Çoğunlukla 2-6 yaşları arasında gelişir ve 20’li yaşların başına kadar nüksedebilir. Bebeklerin ilk yılında anneden geçen enfeksiyondan dolayı doğuştan olan nefrotik sendrom da görülebilir.Komplikasyonlar arasında kan pıhtısı, kanama sorunları ve enfeksiyonlara karşı zayıflık (karın zarı iltihabı idrar yolu enfeksiyonu ve zatürree gibi) sayılabilir.

Nefrotik sendromun (özellikle 10 yaşından küçük çocuklarda) çok sık rastlanan nedenlerinden biri minimal-change rahatsızlığıdır. Bu hastalıkta böbrek biyopsisi böbreğin en az derecede zarar gördüğünü ortaya çıkarır. Minimal-change rahatsızlığı olan birçok çocuk tedaviye çok iyi cevap verir.Daha nadir rastlanan ve daha ciddi olan böbrek iltihabı ve nefrotik sendrom vakaları tedaviye çok iyi cevap vermez.

SEMPTOMLAR
Böbrek iltihabı ve nefrotik sendrom belirtileri hastalığın nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Nefrotik sendrom görülen çocuklar, genelde normalden çok daha az idrar çıkarırlar. Ayrıca şişerler ve göz çevreleri, karın, eller ve ayaklarda şişlikler görülür. Kilo alma (fazla sıvıdan), karın ağrısı, iştah kaybı ve ishal de sık görülür. Yüksek kan basıncı da yaşanabilir.

Böbrek iltihabı; su toplanması, yüksek kan basıncı ve az idrar çıkışı ile kendisini belli eder. İdrardaki kan, idrarın kola ya da çay gibi görünmesine neden olur ve idrarda kan pıhtıları görülebilir. Bazı vakalarda kan normal görünebilir.

Diğer belirtiler arasında asabiyet, yorgunluk, karında ve yanlarda ağrı ve ateş vardır. Streptokok enfeksiyondan sonra bu belirtiler yaklaşık olarak bir ay sürer; ancak idrar problemleri bir yıl kadar devam edebilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Böbrek iltihabı ve nefrotik sendrom, bazen rutin bir kan ya da idrar analizi sırasında ortaya çıkabilir. Çocuğunuz su topluyorsa doktorunuz idrar tahlili ve kan testleri yapabilir. Ayrıca çocuğunuza böbrek biyopsisi yapılması da gerekebilir.

Yüksek kan basıncını izlemek ve tedavi etmek için bazen hastaneye yatılması gerekir. Böbrek iltihabı ve nefrotik sendromu olan çocuklar enfeksiyona ve şişmeden kaynaklanan nefes alma sorunlarına daha meyillidirler.

Tedavi hastalığa neden olan duruma göre değişiklik gösterir. Nefrotik sendromda çocuklara az tuzlu, yüksek proteinli bir diyet verilebilir. Ayrıca vücuttan sıvıyı atmak için idrar sökücü ilaçlar ile iltihaplanmayı azaltmak için kortikosteroid ilaçlar da kullanılabilir.

Tedaviye rağmen bazı çocuklarda böbrek yetmezliği görülebilir. Çocuğunuz kortikosteroidlere cevap vermezse ya da bu rahatsızlık sık sık nüksederse diğer ilaçlarla tedavi ya da böbrek nakli de gerekebilir.