Lupus Hastalığı Nedir Belirtileri Tedavisi

Lupus hastalığı canlının bağışıklık sisteminde meydana gelen bozulmalar ve mutasyon gibi olaylar sonucunda ortaya çıkan bir rahatsızlık grubudur. Lupus hastalığı ölümcülmüdür konusu bu hastalığın korkutucu boyutlara ulaşmasından dolayı merak edil edilmektedir. Özellikle orta yaşta olan kadınların büyük bölümünde ortaya çıkan lupus hastalığı ilk başlarda yalanılan eklem ağrıları ile kendisini göstermektedir. Tarih boyunca özellikle kadınların korkulu rüyası olan lupus hastalığı uzun yıllardan beri üzerinde çalışmalar yapılıyor olmasına rağmen hangi durumunda ileri geldiği tespit edilememiştir.

Lupus hastalığının son zamanlarda bu kadar fazla gözlemlenir hale gelmesinin en büyük nedenleri arasında zararlı ilaçların yaygınlaşması ve temininin kolay olması yer almaktadır. Lupus özellikle kalp ve böbreklerde iltihap oluşumuna neden olduğundan dolayı öldürücü bir etkisi de bulunmaktadır. Kimisi lupus hastalığını zehirli mantar gibi görmektedir. Lupus hastalığı sonucunda oluşan iltihap aynı bir mantar gibi yayılır ve kısa süre içerisinde kana karışır. Bu durumda kişinin hayatını kaybetmesine neden olmaktadır.

Lupus hastalığı iltihaplı hastalık türleri arasında yer aldığından yüksek ateşin meydana gelmesine neden olmaktadır. Oluşan yüksek ateşte özellikle böbreklerin ciddi manada olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Lupus hastalığı hiçbir şekilde ev ortamında tedavi edilmez. İlgili hastalığın tamamen ortadan kaldırılması için alanında uzman bir doktoradan destek alınmalıdır.

Lupus Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Lupus hastalığı ilk etapta kendisini deride göstermedik. Deride meydana gelen dökülmelere paralel olarak yüksek ateş meydana gelmeye başlar. Oluşan iltihap nedeniyle eklem bölgelerinde ciddi ağrılardan yakınılır. Lupus hastalığında deride meydana gelen döküntüler özellikle yüz bölgesinde çıkmaktadır. İlk başlarda kızamık gibi görünen deri döküntüleri tedavi edilmez ise zaman içerisinde uzuv kaybının meydana gelmesine neden olabilir.
lupus belirtileriLupus hastalığı ile mücadele eden kişiler aşırı derecede halsizlik ve isteksizlik problemi ile uğraşır. Ayrıca iştah hastalık vücuda yerleştiği andan itibaren baş gösterdiğinden kişi hızlı bir şekilde kilo verir.

Lupus hastalığının tehlikeli bir hal almasına neden olan en büyük etmen kişinin bağışıklık sisteminin zayıf olmasıdır. Güçlü bağışıklık sistemine sahip olan kişilerin çeşitli ilaçlar kullanarak ilgili hastalığı kısa süre içerisinde atlattığı bilinmektedir. Hastalık tedavi edilmediği zaman oluşan iltihap kalp ve böbrek gibi organları tahrip ettiğinden ölüm kaçınılmaz bir sondur. Her hastalık türünde olduğu gibi bu hastalık türünde de erken teşhis hayat kurtarmaktadır.

Lupus Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Lupus hastalığı erken teşhis edilmesi durumunda ya da kişinin bağışıklık sisteminin güçlü olması durumunda çeşitli ilaçlar ile tedavi edilmektedir ancak hastalık ilerlemişse ya da kişinin bağışıklık sistemi zayıfsa bu hastalık ancak kortizon ile tedavi edilebilir.

Lupus ciltte meydana gelen ve sonrasında vücudun her yerine yayılan bir hastalık olduğundan bu hastalığın en büyük düşmanı güneştir. Güneş ışınları hastalıklı bölgeye gelecek olursa hastalık kısa süre içerisinde ilerler ve en şiddetli belirtiler gözlemlenmeye başlar. Beslenmenize dikkat ederek ve periyodik olarak spor yaparak bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. Güçlü bir bağışıklık sistemi de lupus gibi hastalıklara karşı dirençli olmanızı sağlar.

Astral Seyahat Nedir Nasıl Yapılır Teknikleri

Astral seyahat, halk arasında beşinci boyut yolculuk olarak bilinen ruhun bedeni terk etmesi ile birlikte ruh aracılığıyla yapılan seyahat olarak tanımlanmaktadır. Astral seyahat nasıl yapılır konusu birçok macera tutkunu tarafından merak edildiğinden internet aleminde astral seyahat teknikleri hakkında çok sayıda paylaşım yapılmaktadır. Astral seyahat esnasında bilincin açık olması bu işlemi uygulayan kişinin her şeyi hatırlamasını sağlamaktadır.

Astral seyahat olayı maalesef herkes tarafından gerçekleştirilememektedir. Ruh bedeni terk ederken ruh geriye bakınca korkar ve geri döner. Bu durum da kişi maalesef astral seyahat seyahate çıkamaz. Ancak birçok kişi ruhun bedenden ayrıldığının farkına dahi varamaz. Astral seyahat işlemi sonlandığı zaman ayık haldeyken meydana gelen olaylar bu seyahatin gerçekleştirildiğini kanıtlar. Halk arasında rüyasında malum oldu gibi olaylar aslında astral seyahatin gerçekleştirildiğinin bir kanıtı olabilir.

Kimisi cinlerin bu olayın gerçekleşmesini sağladığını düşünse de henüz bilimsel açıdan bir kanıt bulunamamıştır. Birçok kişi daha önceden gitmediği bir mekana bu seyahat sayesinde gitmiş ve o mekanda yer alan şeyleri kusursuz bir şekilde anlatmıştır. Yaşanan bu tarz olaylar sonucunda astral seyahat en çok merak edilen hususlardan birisi haline gelmiştir. Özellikle savaş alanlarında üstünlük sağlamak isteyen ülkelerin, diğer ülkelerin planlarına çalmak ve bu planları bozmak adına astral seyahat üzerinde ciddi çalışmalar yapıp bu çalışmalara yüksek bütçeler ayırdıkları da bilinenler arasında yer alıyor.

Astral Seyahat Teknikleri

Astral seyahat nasıl yapılır sorusunu kendisine soran bilim insanları yaptıkları çalışmalar sonucunda birçok yöntem bulmuştur. Bulunan bu yöntemler arasında en çok tercih edilen yöntem yani teknik gevşeme tekniğidir. Seyahatin gerçekleştirilmesi için konforlu bir yatak seçilmeli ve bu yatağa uzanılmalı. Yatağın yer aldığı mekanın gürültüden yoksun yani sessiz bir yerde bulunmasına özen gösterilmeli. Daha sonra bir objeye odaklanılmalı ve ruhun bedeni terk edip uzaklaştığı düşünülmeli. Birçok kişi uzak mekanları düşündüğünden dolayı maalesef astral seyahat yapamaz. Seansın başlaması için maksimum 5 metre uzaklıkta yer alan bir mekanı düşünün.
Astral Seyahat Ruhunuz bedenden uzaklaşınca ruhunuzu göreceksiniz. Eğer korkup panik yaparsanız seyahat sonlanır ve bedeniniz bir daha bu seyahate karşı olumlu yanıt vermez. Bu yüzden derin bir nefes alın ve korkularınızı bir kenara bırakıp astral seyahatin keyfini çıkarmaya bakın. Olayın kısa süre içerisinde gerçekleşmesini sağlamak adına kendinize çeşitli pozitif telkinlerde bulunabilirsiniz.

Astral seyahat üzerinde çalışmalar yapan kişiler bu olayın ölümcül bir sonuç doğurmadığını belirtmektedir ancak kalp ritminde değişimlerin olması ve tansiyon değerlerinin ciddi manada değişmesi sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca kalp problemi olan kişilerin kalp krizi geçirip ölmelerine neden olabileceğinden astral seyahat uygulamasını sadece sağlıklı insanların yapmasında yarar var.

SSK‘lı eşi olan memur yaşadı

Eş durumundan yer değiştirmek isteyen memurlar için yeni bir imkân var. Memurun eşi SSK’lı çalışıyor ya da Bağ-Kur’lu olarak kendi işini yapıyorsa o şehre tayin fırsatı olacak. Ancak bazı şartlar var.

 Biliyorsunuz memurların eş durumundan tayin hakları bulunuyor. Eşlerin ikisi de memur ise aile birliği mazeretiyle aynı şehirde çalışma imkânları var. Fakat eşlerden birisi özel sektörde çalışıyor ya da kendi işini yapıyorsa, yani esnaf ise durum bu kadar kolay olmuyordu. Geçtiğimiz günlerde devlet memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik Resmi gazete’de yayımlandı. 

 
SON 3 YIL PRİM ŞARTI 
Birçok konuyu düzenleyen yönetmeliğin dördüncü maddesi eş durumundan tayinle ilgili yenilikleri içeriyor. Burada çok önemli bir detayı hatırlatmakta yarar görüyorum. O da memur olmayan eş için yapılacak tayin konusu. Değişikliğe göre memur SSK’lı ya da Bağ-Kur’lu olan eşinin bulunduğu şehre tayin isteyebilecek. Burada ölçü ise memur olmayan eşin son 3 yıl içinde kesintisiz olarak sosyal güvenlik primi ödemesi. Konuyu bir örnekle açıklayalım. Devlet memuru Ahmet Bey Kayseri’de bir bakanlığın taşra teşkilatında görev yapıyor. Eşi Ayşe Hanım ise Bolu’da özel bir şirketin muhasebe biriminde çalışıyor olsun. Eğer Ayşe Hanım bu işyerinde en az 3 yıl kesintisiz sigortalı çalışıyorsa, Ahmet Bey Bolu’ya eş durumundan tayinini isteyebilecek. Aynı şekilde Ayşe Hanım’ın Bolu’da bir kırtasiye dükkânı bulunsa ve 3 yıldır Bağ-Kur sigortalısı olarak esnaflık yapıyor olsa yine tayin gerçekleşecekti. Aynı durum milletvekili, belediye başkanı, muhtar veya noter olanların memur olan eşleri için de geçerli. 
 
FARKLI MADDELER VAR 
Düzenlemede her 2 eşin de memur olma durumunda yer değiştirme şartları da sıralanıyor. Bunun yanında kendisinin ya da bir yakınının can güvenliği ile ilgili bir problemi olması durumunda memurların yine yer değiştirme talep edeceği de yönetmelikte yer alıyor. 
 
MEVZUAT DEĞİŞİYOR
 
Torba yasa ile özellikle sosyal güvenlik mevzuatında çok önemli değişiklikler de gündemimize girdi. Örneğin, doğum borçlanması. Daha önce 2 olan çocuk sayısı 3’e çıktı. Borçlanacak hak sahibi kapsamı da tüm sigortalıları kapsadı. Bunun gibi çok örnek var. Dolayısıyla çalışma hayatıyla ilgili daha önce yazılmış birçok Kitap da geçerliliğini yitirmiş olacak. Mevzuatların yeniden yazılması gerekecek. Değişikliklerle ilgili yeni yönetmelikler çıkarılacak, uygulamalar değişecek. Bunların hepsini takip edip, sizinle paylaşmayı sürdüreceğiz.
 
31 TEMMUZ ÇAĞRISI
 
Torba tasarının 126 maddesinin kabul edilmesinden sonra, 22 madde görüşülmeden Meclis tatile girmişti. 20 milyonu ilgilendiren bu yasanın ertelenecek olması, başta borcu bulunanlar olmak üzere vatandaşları tedirgin etmişti. Yasanın kalan kısmının 28 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanı’nın yemini dolayısıyla toplanacak Meclis’te kolayca çıkarılabileceğini söylemiş ve bu konuda çağrıda bulunmuştuk. Çağrımız yankı buldu ve 28 Ağustos’tan sonraki dönemde öğretmen atamalarıyla birlikte kalan maddelerin de çıkarılması kararı alındı. Böylece milyonların beklediği Torba Yasa ekime kalmadan çıkarılıyor. Burada ikinci bir talep, borçlar için getirilen 30 Nisan 2014 tarihinin de temmuz sonuna kadar uzatılması. Umarız bu da çözülür…

SABAH

Damlaya Damlaya Göl Olur Atasözü İle İlgili Hikaye

Damlaya damlaya göl olur atasözü ile ilgili hikaye, damlaya damlaya göl olur atasözü ile ilgili hikaye

Ahmet, içine kapanık uslu bir çocuktur. Ahmet, annesi ile birlikte yaşamaktadır. Ahmet’in babası Ahmet bir yaşındayken vefat etmiştir. Annesi çalışarak oğlunu okutmaya çalışmaktadır.

Ahmet’in annesi birden fazla işe giderek hem çocuğunu büyütüp okutmaya hem de evini geçindirmeye çalışmaktadır. Bu koşullar içinde de Ahmet, annesinden harçlık alırken çok almamaya dikkat etmektedir ve aldığı harçlığı da kenara atmaktadır. Bir gün annesine lazım olur diye paralarını bir kenarda annesine söylemeden saklar.

Bir gün Ahmet, annesini dalgın ve üzgün görür. Annesine ne olduğunu sorar ama kadıncağız oğlu üzülmesin diye bir şey olmadığını gün boyuca yorulduğunu söyler ancak Ahmet uslu ve içine kapanık olduğu kadar zeki de bir çocuktur bu nedenle annesinin bu dediğine inanmamıştır. Ahmet, annesini biraz daha zorladığında annesi artık parası kalmadığını çalıştığı yerlerden de para alamadığını bu nedenle borcunu ödeyemeyeceğini söyler. Ahmet ise bu konunun üzerine hemen biriktirdiği parayı getirir ve annesi bir bakar ki ihtiyacından daha da fazla para vardır.

Ahmet’in verdiği para ile annesi borcunu öder ve Ahmet’e teşekkür ederek onunla gurur duyduğunu belirtir.

Bu nedenle hiç bir miktar küçümsenmemelidir çünkü o küçük paralar ya da başka şeyler damlaya damlaya göl olur ve bir gün gerçekten bir işe yarayabilir.

 

İstiklal Marşı Anlamı Açıklaması Bütün Kıtalar

İstiklal marşı açıklaması kısaca, İstiklal marşının anlamı bütün kıtalar

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; 
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. 
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; 
O benimdir, o benim milletimindir ancak. 

Mehmet Akif bu dizede  Türk milletine cesaret aşılamak ve milli duyguları açığa çıkarmak için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin geleceğinin , ülkesinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın kaybedilmesi Türk milletinin istiklalinin yok olmasıdır.. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatan için savaşcağımızı belirtiyor.Kalan tek kişide  son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığı için bayrağı için mücadale edecektir. Bayrağın varlığı ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir sembolümüzdür Türkiye varoldukça şanlı bayrak dalgalanacaktır.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal! 

   Türk vatanının bazı toprakları işgal edilmiştir Bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır.Bu yüzden bayrağımız kızgın ve öfkelidir. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Bu hususta bir şey daha var ki edebiyatta sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır ı ifade ediyor. Kahraman Türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milleti de özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Çünkü Türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş Sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. 

   Şair ‘ben’ den kasıtı Türk milletidir.Türk milleti ezelden beri hür yaşamış ve hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,çünkü böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne ne çıkarsa çıksın her engeli aşacak güçe sahiptir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar? 

    Bu kıtada şair vatanımızı işgale çalışan Avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında Avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bu durumu tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak Avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise onlar kadar güce sahip olmasa da Mehmetçikin iman dolu göğsüyle yeteceğini söyler.

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

    Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk askerine yurdunu alçaklara bırakmaması için gerekirse canını feda etmesini söylüyor. Şehitlerin gereceği siperlerin düşmana engel olmasını istiyor. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu namussuzca işgalin biteceğine Allah’ın Türk milletine söz verdiği zafer gününün olduğunu söylüyor.

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. 

   Şair Türk ordusuna vatanın değerini anımsatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşanların varlığıdır diyor. Toprak dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan Topraklar vatanımız üzerindedir ve bunun değerini bilmeliyiz.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. 

   Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. ”Şehit olanların dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider ve şehitler bu topraklarda yattığı için toprağında cennetten bi farkı yoktur diyor” Şair.Bir avuç toprağı sıksak şehitlerin kanının akacağını sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları  Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. 

    Şair  Allah’a dua ediyor ve  ibadet yerlerinine düşman elinin değmesin istiyor.Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım. 

   Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizin de ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanları değil, ölüleri hatta onların mezar taşlarını bile etkileyen yüce bir anlam taşır. Böylelikle şehit atalarımız huzur bulacaktır.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal! 

   Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşur. Artık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitlerimizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.

İstiklal Marşının Açıklaması ve Anlamı Hakkında