Egzersizlerin Yapılışı

Hafif tempolu yürüyüş ve koşu, bisiklet, dans, yüzme, kürek ve merdiven çıkma gibi şekillerde yapılan aerobik egzersiz, en iyi egzersiz türlerinden biridir, çünkü kalbinizi ve akciğerlerinizi düzenler, kemiklerinizi ve kaslarınızı güçlen­dirir. “Aerobik” terimi, kaslara enerji sağlamak için oksijen kullanılan, en az 12 dakika boyunca yapılan hafif yoğunluklu her tür aktiviteyi tanımlar. Hafif tempolu yürüyüş, kasları geliştirir, yağ yakar ve genel kardiyovasküler sağlığınızı iyileştirir.

Kuvvet Egzersizi

Her iki elinize de yaklaşık yarım kiloluk bir el ağırlık aleti (veya bir konserve kutusu) alın. Sırtınız dik, dizleriniz hafif bükük ve ayaklarınız birbirinden hafifçe ayrık olarak ayakta durun. Avuçla­rınız yukarı bakacak şekilde, ağırlık­ları kalça hizasında tutun. Ağırlıkları yavaşça göğsünüze doğru kaldırın ve tekrar kalça hizasına indirin. Bu egzer­sizi, kontrollü ve yavaş hareketlerle yapın. Bu hareketi 12 kez tekrarlaya­bilir duruma geldiğiniz andan itibaren, ağırlığı yarımşar kilo artırarak devam edin.

Esneklik Egzersizi

Esneklik egzersizleri, çalışmanızdan önce ısınmanıza ve çalışmanızdan sonra gevşemenize yardımcı olur. Hafifçe esneyin ve kendinizi asla acı hissedecek noktaya kadar zorlamayın.

KOL KASLARI İÇİN

Sağ kolunuz, belinizin arka kısmında mümkün olduğunca yukarıda duracak biçimde oturun veya ayakta durun. Sol elinize rulo haline getirilmiş bir havlu alın, sol kolunuzu başınızın üzerinden sırtınıza doğru bükün. Sol elinizden sarkan havluyu sağ elinizle tutun. Havluyu, aynı anda sol elinizle yukarı, sağ elinizle aşağı doğru çekerek gerin ve bu şekilde 10 saniye durun. Daha sonra kolları değiştirerek hareketi tekrarlayın.

BEL İÇİN

Sırtüstü uzanın. Her iki dizinizi de bükün ve ayaklarınızı poponuza doğru yöneltin. Ellerinizle uyluklarınızdan tutarak ve kalçanızı hafifçe yukarı doğru iterek bacaklarınızı göğsünüze doğru çekin. 30 saniye bu şekilde bekleyin. Bacaklarınızı teker teker yavaşça bırakarak hareketi tamamlayın.

BALDIR VE ASİL TENDONU İÇİN

Bir duvarın önünde, duvardan bir bacak boyu uzaklıkta dik bir biçimde ayakta durun. Sol bacağınızı düz tutarak sağ bacağınızı öne alın. Dirseklerinizden aşağısı duvara dümdüz dayanacak şekilde duvara doğru yaslanın. Sol (arkadaki) ayağınız ile, topuğunuz tamamen yerle temas edecek biçimde ve ayak parmaklarınız öne doğru bakacak şekilde yere basın. 10 saniye bu şekilde bekleyin ve sonra rahatlayın. Bacakları değiştirerek hareketi tekrarlayın.

Çocuklarda Formül sütü ile karışık beslenme

Formül sütler genellikle toz şeklinde kutu lanmıştır. Ülkemizde piyasada bulunmamakla birlikte bu sütlerin sıvı ve hiçbir hazırlama ge­rektirmeyen şekilleri de vardır. Tablo 7.6.10 da bu süt formüllerinden bazı örnekler verilmiştir.

Görüldüğü gibi bu formüllerin bileşimleri küçük farklılıklarla birbirine yakındır ve tüm formül­ler anne sütüne benzer bileşimdedir.

Süt formülleri, ev koşullarında kaynatılarak sterilize edilmiş emzik şişelerine gerekli miktar kaynamış su konulması ve buna tarifine uygun ölçüde tofformül katılması ile hazırlanır. İdeal olarak süt formüllerinin hazırlanmasında kul­lanılacak suyun kurşun, nitrit gibi maddeler açısından kontrol edilmesi gerekir. Suyun kire­cini azaltmak amacıyla kullanılan filtrelerden geçirilmesi, ayrıca uzun süre kaynatılması, sod­yum konsantrasyonunu belirgin olarak arttırabi. Lir.

Sütün hazırlanmasında kullanılan tüm araç­ların temizliği ve steril olması çok • önemlidir. Biberonlar ısıya dayanıklı camdan yapılmalı, iç yüzleri düzgün olmalı ve üzerinde miktar işaret­leri bulunmalıdır. Geniş ağızlı biberonlar daha kolay temizlenir. Formüllerin hazırlanması için kullanılan bütün araçlar 10 dakika süre ile kay­natılarak sterilize edilmelidir. Lastik emziklerin ve biberon kapaklarının 5 dakika kadar kaynatıl­ması yeterlidir. Bazı ülkelerde kimyasal sterili zasyon da uygulanmaktadır.  Bu amaçla geneliikle hipoklorit solüsyonları kullanılır ve araçlar solüsyonda birkaç saat bırakılarak sterilize edi­lir. Her beslenmeden sonra biberon ve biberon emziği su ile kuvvetlice çalkalanarak yıkanmalı, su ve deterjan ile yıkanıncaya dek biberonlar su dolu şekilde bırakılmalıdır.

Karışık beslenmede beslenme yöntemine de dikkat edilmesi gerekir. Emzik şişesi verilirken çocuk aynen anne sütü ile besleniyor şekilde tu­tulmalı ve rahat pozisyonda olmalıdır. Biberon dikçe pozisyonda, lastik memesi havanın geçe­meyeceği, yalnızca sütün geçebileceği şekilde tu­tulmalıdır. Biberondaki sütün genelde vücut ısı­sında olması önerilmekle birlikte sütün soğuk verilmesinin bir sakıncası olmadığı gözlenmiştir. Özellikle kusma alışkanlığı olan bebeklerde sü­tün soğuk verilmesi ile kusmaların azaldığı bil­dirilmektedir. Süt ısısı el bileğine bir damla süt damlatılarak kontrol edilebilir. Emzik delikleri sütün yavaşça damlayabileceği büyüklükte ol­malıdır. Biberonla beslenen çocuklarda, anne sü­tü alanlara oranla regürjitasyon (alman besinin, bir bölümünün çıkarılması) daha sık görülür. Bu nedenle öğünlerden sonra bebeğin dik tutu­larak gaz çıkartılmasına özen gösterilmelidir. Hiçbir zaman çocuğun istediğinden fazlasını ver­meye çalışmamalıdır. İnfeksiyon açısından bibe­ronda artan süt atılmalıdır.

Karışık beslenme, başlangıçta günde 2 öğüne (sabah ikinci öğün ve akşam öğünü) ilâve yapı­larak denenebilir, bu yeterli olmazsa her öğün, 5 10 dakika emzirmeden sonra formül süt verile­rek uygulanır. Verilecek miktarları çocuğun is­teği belirler. Beslenmenin yeterliliği çocuğun tar­tısı kontrol edilerek değerlendirilir.

4 ncü aydan sonra başlatılan karışık beslen­mede tablo 7.6.10 «la verilmiş süt formülleri kul­lanılabileceği gibi bu dönemde protein, karbon­hidrat ve demir içerikleri daha yüksek olan for­mül sütleri de verilebilir. Tablo 7.6.11 de bu tip sütlere örnekler verilmiştir.

Karışık beslenen :bebeğe verilecek ek besin­ler, doğal beslenmede olduğu gibidir. Bu tip bes­lenmede ek besinlere daha erken başlanabilir. İlk haftalardan başlayarak karışık beslenme uy­gulanan bebeklerde 4 haftalıkta meyve suları, 4 aylıkta muhallebi ve sebze mamaları verilebi­lir.

İnek sütü ile karışık beslenme

Karışık beslenmede inek sütü, ancak eko­nomik veya ba,şka nedenlerle formül sütlerin ve­rilmesine olanak yoksa kullanılabilecek bir be­sindir. İnek sütü protein ve mineral içeriği yük­sek, proteinlerinin bileşimi anne sütündekinden çok farklı, esansiyel yağ asitlerinden ve demir­den fakir bir süttür. Karbonhidrat içeriği de anne sütüne kıyasla düşüktür (tablo 7.6.9). Bu neden­lerle özellikle ilk 6 ayındaki bebekler için inek sütü uygun bir besin değildir. Küçük bebeklere inek sütünün verilmesi ile sindirim güçlükleri, kabızlık veya ishal, hiperozmolar dehidratasyo na ve tetaniye eğilim görülebilir. Sütçocuğu ko liklerine ve allerjik belirtilere inek sütü alanlar­da daha sık rastlanır. Fazla verildiğinde gastro intestinal kanamalara da yol açabilmektedir.

Küçük bebeklere inek sütü ancak kayna­tılma, su ve şeker ilâve edilme gibi bileşimi de­ğiştirilmek koşulu ile verilebilir. Bu şekilde ka­zeinin sindirimi biraz kolaylaştırılmış, tuz ve proteinleri azaltılmış, karbonhidrat içeriği arttı­rılmış ve bileşimi bir ölçüde anne sütüne yak­laşmış olur.

Sulandırma ■ ilk 4 5 ayında olan sütçocuk larma verilecek inek sütü, protein ve tuz konsan­trasyonlarını azaltmak amacı ile sulandırılır. Sü­tü sulandırmak için kaynatılmış su kullanılır; su­da yüksek miktarda nitrat veya nitritlerin bu­lunmamasına dikkat etmelidir. Sulandırma, yeni doğan çağında (ilk 4 haftada) yarı yarıya (1:1); 1 4 ay arası sütçocuklarmda 2:1 oranında (2 kı­sım süt, l kısım su)  yapılır. 4 aylıktan büyük

Karbonhidrat ilavesi.  İnek sütündeki şeker azlığı kabızlığa yol açabilir. Dışkı açık renk, pis kokulu ve sert olur (inek sütü dispepsisi). İnek sütü,dispepsisini önlemek ve kaloriyi arttırmak amacıyla inek sütüne % 5 oranında karbonhidrat ilave edilir c100 g süte veya sulandırılmış süte 1 çay kaşığı toz şeker). Şeker olarak adi bakkal şekeri (sakkaroz) kullanılır. Bebek 9 aylık olduk­tan sonra inek sütüne şeker eklemeye gerek yok­tur. Bu aydan sonra çocuğu diş çürüklerinden ko­rumak amacıyla, olabildiğince şekersiz besinlere alıştırmak amaçlanır.

İnek sütü piyasada çiğ süt (sütçü sütü), pas­törize süt (şişede veya kutulanmış) ve sterilize süt (havası alınarak kutulanmış) olarak bulunur. Çiğ ve pastörize sütler sütçocuğunda kaynatıl­madan kullanılmamalıdır. Bu sütler buzdolabın­da 48 saatten fazla bekletilmemelidir.

İnek sütünü daha iyi bir emülsiyon durumu­na getirmek ve midede sindirimini kolaylaştır­mak amacıyla asit ilâvesi denenmiştir. Asitli sütler önceden kaynatılmış ve soğutulmuş sü­te % 10 luk laktik asit, sitrik asit gibi asitlerin eklenmesi ile hazırlanır. Asit ilâve edilmiş sütler küçük bebeklerde asidoza yol açabilir. Bebek bes­lenmesinde asitli sütler günümüzde pek kullanıl­mamaktadır.

Stres

Stres, egzersiz yapmanın veya bünyeyi zayıf düşüren bir hasta­lığın verdiği streste olduğu gibi fiziksel olabileceği gibi, üzerinizde çok baskı kuran bir işin veya bo­şanma sonucu yaşanan duygusal acının verdiği streste olduğu gibi durumsal veya duygusal olabilir.

Stresin birçok çeşidi olumlu olabilir. Egzersizin getirdiği stres, sporda, okulda veya işte mücade­le gerektiren bir ödevin getirdiği stres gibi, tetikleyici ve kuvvet ve­rici olabilir. Bir kişiyi motive eden stres, bir diğeri için sinir bozucu olabilir.

Stres üzerine çalışmalar yapan bilim insanları, büyük sorumluluk sahibi olup işlerin nasıl yürüye­ceği konusunda çok az kontrol sahibi olduğunuz bir iş ortamında çalışmak gibi, tahmin veya kont­rol edemeyeceğiniz durumların yarattığı stresin zarar verici olma ihtimalini yüksek görüyorlar.

Ayrıca, stres, sosyal destek alamadığınız veya kişisel, maddi veya diğer baskı unsurlarının getir­diği kaygının sizi hakimiyeti altına aldığı durumlarda, daha fazla ters etkiye yol açabilir.

Dövüş ya da Kaç Tepkisi

Kaynağı ne olursa olsun, stres, dövüş ya da kaç tepkisi diye bi­linen hormonal bir reaksiyonu tetikleyebilir. Bu tepkide, beyin, böbreküstü bezlerine, onların adrenalin ve noradrenalin hor­monları salgılamalarına yol açan sinyaller gönderir. Bu hormonlar kasların gerilmesine, kalp atışları­nın hızlanmasına ve kan basıncı­nın artmasına ve nefes alıp veriş­lerin hızlanmasına yol açar.

Cildinize daha fazla kan gider ve terleme artar. Topluluk önün­de konuşma gibi stresli bulduğu bir durumla karşılaşan her birey, vücudun durum karşısında verdiği otomatik tepki olarak, bu özellik­leri kendinde gözlemleyecektir.

Dövüş ya da kaç tepkisi, ilk olarak hayvanların tehlike karşısın­da verdikleri tepkiden ortaya çık­mıştır. Biz insanların, bir tehlikeye fiziksel olarak verdikleri tepki -dövüş ya da kaç- ile de geliş­miştir. Ancak bugün, çoğumuz, atalarımızın karşılaştıkları kadar yaşamı tehdit eden durumlarla sık sık karşılaşmıyoruz. Dövüş ya da kaç tepkisi, fiziksel bir tehlike ile hayatın günlük stresleri arasında ayrım yapmaz.

Bazı insanlarda, gerçekten tehlike unsuru içermeyen durum­larda, sık sık dövüş ya da kaç tep­kisi vermek, stresten kaynaklanan sağlık sorunlarına yakalanma riski­ni artırmış olur.

Bu tepkinin zararlı yönlerini kontrol etmenin yollarını bulmak ve modern hayatın getirdiği stre­sin, sağlığınız ve esenliğiniz üze­rindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak önemlidir.

REJYONAL ANESTEZİNİN HASTA SEÇİMİ

Ruhsal yönden labil erişkin hastalar genellikle genel anestezi isterler, tecrübeli cerrah ve anestezistler zaman zaman küçük müdahalelerde bundan vazgeçirmeye çalışmak için konuşurlar.

İleri derecede kardiak veya pulmoner rahatsızlığı olan hastalarda karar için klinik muayene gereklidir. Bu tip hastalar eğer vaka kısa ve cerrahi sınırlı bir alanda tutulabilirse genel anestezide lokal anesteziyle olabileceğinden daha fazla riskle karşılaşabilirler. Eğer işlem geniş ve uzun süreliyse veya hasta rejyonal anesteziden rahatsızlık duyuyorsa genel anestezi daha az riskli olabilir.

Hicretin Sonuçları Nelerdir

Müslümanlık tarihinin en önemli olayı hicretin sonuçları nelerdir kısaca bilgi verelim.

Hicretin sonuçları;

  • Müslümanlar, Mekkeliler Karşısında güç kazandılar.
  • Hicretin ardından Hz. Muhammed 53 maddelik hazırladığı bir anayasa ile Medine yerleşen Müslüman, putperest ve Yahudiler arasındaki ilişkileri kanunla belirledi.
  • Bu hazırlanan anayasa ile İslam devletinin ilk aşamaları kuruldu.
  • İslâm dininin geniş alanlara yayılması sağlanmıştır.
  • Hicri takvimin başlanmasına neden olmuştur.
  • Hz. Muhammed, islâmiyeti geniş alanlara duyurmak amacıyla Mekke ve çevrede şehirleriyle Taif, Hayber, Tebük, Yemen’de çalışmalar başlatmıştır.
  •  Şam-Mekke ticaret yolunun kontrolunu elinde tutmak ve Mekke’den Medine’ye göç eden muhacirlerin geride bıraktıkları mallarının bedelini almak amacıyla Mekkelilerle Bedir, sonra Uhud ve Hendek savaşlarında mücadele etmişlerdir.
  • Mekke’ye senelik haclarını ifa etmek için 628 yılında giderken, Mekkelilerle Hudeybiye Antlaşması’nı imzaladı.

Hicretin Sonuçları Hakkında