Cilt Kanserini Önlemek

■ Geniş kenarlı bir şapka ve güneş gözlüğü kullanınız.
■ Gözlerinizi ultraviyole (UV) ışınlara karşı koruyan bir güneş gözlüğü kullanınız.
■ Uzun kollu kıyafetler ve uzun pantolonlar giyiniz.

RİSK AZALTAN STRATEJİLER
Cilt kanserinin gelişmesini önlemek için almanız gereken bazı önlemler şunlardır:

■ İlaçlarınızı kontrol ediniz. Reçeteyle satılan bazı ilaçlar ve reçetesiz satılan bazı preparatlar, cildi­nizin güneşten daha kolay hasar görmesine neden olabilir. Bunlar; alfa hidroksil asitler, tretinoin gibi akne ilaçları, antidepresanlar ve idrar söktürücüler ile bazı antibiyotikleri, antihistaminleri ve sakinleştirici­leri kapsar. Doktorunuza, kullandığınız ilacın güneşte riski arttırıp arttırmadığını sorunuz.

■ Geçmişiniz (Öykünüz) hakkında bilgi sahibi olunuz. Açık renk ten ve saç, çocukken güneşe maruz kalma ve ailede cilt kanseri öyküsü, cilt kanserinize yakalanma riskinizi arttırır (bkz. Melanom Riski,

■ Benlerinizi gözlemleyiniz. Mevcut benleri­nizi, habis (kötü huylu) melanom belirtisi olabilecek herhangi bir değişikliğe karşı dikkatle takip ediniz

cilt2

■ Cildinizi düzenli olarak kontrol ediniz.Yüzünüz (her yüz kılının altını kontrol ediniz), boynunuz, kollarınız, sırtınız, kalçalarınız, ayakla­rınız (tabanlarınız da dahil olmak üzere) ile el ve ayak tırnaklarınızın altı da dahil olmak üzere tüm vücudu­nuzu tetkik etmenize yardımcı olması için bir ayna kullanınız. Başınızı tetkik edebilmek için saçlarınızı ayırmak üzere birfön makinesi kullanınız. Yeni bir ben ya da şüpheli görünen bir alan fark ederseniz, hemen doktorunuzu görünüz.

■ Düzenli olarak kontrol yaptırınız. Eğer risk altındaysanız , düzenli sağlık kontrolü (check-up) yaptırmayı aksatmayınız.
■ Güvenli bir şekilde güneşleniniz.
■ Özellikle sabahlO ila öğleden sonra2 arasında, güneşe doğrudan maruz kalmaktan kaçınınız.
■ Kışın ve bulutlu günlerde bile koruyucu bir güneş kremi kullanınız.

GÜNEŞİ ENGELLEMEK
Cilt kanserini önlemek için çaba gösterirken bronzlaşmaktan da vazgeçmelisiniz. Koruyucu güneş kremleri bunun için gerekli bir araçtır. İki farklı türde koruyucu güneş kremi mevcuttur:
Kimyasal güneş koruyucular, deri pigmenti olan melanini (cilt kanserine karşı vücudun kendi savun­ması) taklit eden maddeler içerir ve hatta güneşin neden olduğu bazı hasarları yok edebilir. Güneş ışınları, cilde zarar veren UV ışınlar içerir. UV-A ışınları tenin bronzlaşmasına ve uzun süreli cilt hasarına neden olur ama güneş yanığına neden olmaz. UV-B ışınları ise tenin bronzlaşmasına, ciltte hasara ve güneş yanığına neden olur. Güneş koruma faktörü (5PF), bir ürünün etkinli­ğini gösteren standardize edilmiş bir ölçüdür.

Doğru kimyasal güneş koruyucuyu seçmek için dikkat edilmesi gereken birkaç nokta aşağıda belirtilmiştir:

■ 15 SPF koruma faktörü çoğu kişiye uygundur. 15 SPF’den daha yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi biraz daha iyidir. Ama nadiren ödenen parayı hak eder. 15 SPF’den daha düşük koruma faktörü, açık tenli kişiler için nadiren yeterlidir.
■ Hem UV-A hem de UV-B ışınlarını engelleyen geniş spektrumlu bir güneş kremi seçiniz.
■ Akneye yatkınsanız, suda çıkmayan jel bazlı bir ürün tercih ediniz. Yağ bazlı ürünler gözenekleri tıkayarak aknenin kötüleşmesine neden olabilir.
■ Alerjik reaksiyonları önlemek ve böceklerin ilgisini çekmemek için kokusuz ürünleri tercih ediniz.
■ Güneş kreminizi dışarıya çıkmadan önce sürünüz ve eğer suda iseniz bir saatte bir tazeleyiniz.
Sunblock olarak da bilinen fiziksel güneş koruyucu kremler, UV ışınlarına karşı opak, bu nedenle de gözle görülebilen, bir bariyer oluştururlar. Çinko oksit içeren ürünler, yaygın olarak bulunabilen sunblock ürünlerden biridir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz Kaposi sarkumu biyopsi (laboratuvarda incelenmek üzere küçük bir parça dokunun alınması) yaparak teşhis eder. Tedavi, hastalığın seyrine bağlıdır. HIV’li kişilerde, bağımsız nodüller alınabilir ya da bu nodüllere antikanser (kanser önleyici) ilaçlar enjekte edilebilir. Tümörler sıklıkla birkaç ay içinde nükset­melerine (yinelemelerine) rağmen, radyasyon tedavisine iyi yanıt verirler. Daha az saldırgan türde Kaposi sarkomu olan birey­lerde bu tedavi genellikle işe yarar.

Zona ( Single )

Suçiçeği nedeniyle vücuda girmiş olan virüs, omurilik sinirinde hareketsiz olarak kalır ve çoğu bireyde hayat boyunca tekrar etkin olmaz. Ancak bazı bireylerde -özellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde ve zayıf bir bağışıklık sistemi olanlarda varisellazoster virüsü “tekrar uyanır” ve zonaya neden olur.Bu virüse karşı bağışıklık geliş­tirmemiş olan kişiler akıntılı kabar­cıklarla doğrudan temas ettik­lerinde, bu virüs onlara bulaşa­bilir. Çocuklar ve suçiçeği geçirmemiş olan bireyler için varisellazoster virüsüne karşı bağışıklama artık tavsiye edilmek­tedir. Bu, çocukları suçiçeği ve zonaya karşı koruyacaktır; ancak, virüsün bulaşmış olduğu birey­lerde işe yaramaz.

zona

SEMPTOMLAR
Zona, cilt yüzeyine yakın çok şiddetli bir ağrı olarak başlar. Birkaç günde kırmızı yaralardan oluşan bir döküntü (raş) ortaya çıkar. Bu yaralar da virüsle dolu kaşıntı yapan kabarcık­lara dönüşür. Kabarcıklar, sinirler boyunca farklı biçimler oluşturur. Genellikle, vücudun bir yarısında, kaburga üzerinde bir şerit (kuşak) şeklinde ya da yüzde görülürler. Genellikle kabarcıklar kabuk , bağlayıp bazen kalıcı izlere neden olarak 7 gün sonra kaybo­lurlar. Ağrı haftalarca, ya da nadiren aylarca, sürebilir. Zonadan etkilenen bölge bazen o kadar duyarlı bir hale gelir ki hafif yatak örtüleri ya da kıyafetler bile yoğun bir ağrıya neden olur. Bu, posther-petik nevralji (zona sonrası sinir ağrısı) olarak adlandırılır.
Postherpetik nevralji, sinirlerin hasar görmesinin bir sonucudur ve60 yaş üzerindeki bireyler ile zayıf bağışıklık sistemi olan birey­lerde postherpetik nevraljiye daha sık rastlanır. Genellikle kendili­ğinden geçer.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Zona gözlerinizi etkilerse, körlüğe neden olabilir. Bağışıklık siste­miniz ciddi derecede zayıflamışsa, zonanın neden olduğu komplikasyonlar yaşamınızı tehdit edebilir. Zona olduğunuzdan şüpheleni­yorsanız, hemen doktorunuzu görünüz. Doktorunuz, ağnyı en aza indirgemek için analjezik ya da kortikosteroid ilaçlar ; sinirlerin hasar görmesini azaltmak için de antiviral bir ilaç tavsiye edebilir.

Akne

Aknenin ciddiyeti farklılık gösterir. Bazı bireylerde sadece tek tük siyah ya da beyaz noktalar görülürken, bazı bireylerde ise kalıcı izler bırakabilen oldukça yoğun sivilce ya da kistler görülür. Akneler erkeklerde genellikle onlu yaşların sonlarında ya da yirmili yaşlann başlannda; kadınlarda ise biraz daha geç bir yaşta kendi kendine geçer.Akne, sebasöz bezlerde ve kıl foliküllerinde oluşur. Sebasöz bezler, sebum adı verilen bir yağ üretirler. Normalde bu yağ, ölü deri hücreleriyle birlikte, bezin alt kısmından cilt yüzeyin­deki gözeneklere (açıklıklara) doğru deriye yayılarak ilerler ve buradan dışarı atılır.

kimyasal peeling

Aknede sebum ve ölü hücreler, sebasöz bezini ve içinde bulun­duğu kıl folikülünü tıkar. Bu tıkaç, komedo olarak adlandırılır. Bazen komedolar cilt yüzeyine erişip açılmaz; sadece cilt altında bir şişlik olarak kalır. Bu, kapalı komedo olarak adlandırılır. Bazen de komedolar cilt yüzeyine erişip açılırlar ve gözle görülebilirler (açık komedo).

Sebum ve hücrelerden oluşan tıkaç beyaz olduğunda, bu beyaz başlı enfeksiyon olarak adlandırılır. Bazen ölü hücrelerdeki melanin pigmenti tıkacın rengini koyulaş-tınr (ki bu da bazen kirle karıştı­rılır). Bu da siyah başlı enfeksiyon olarak adlandınlır. Genellikle, kapalı komedolardaki tıkaç koyu renkli değilken, açık komedolarda koyu renkli bir tıkaç görülür.Propiyonibakterium akne bakterileri kıl foliküllerinin içinde yaşar. Beslenmek için sebum kullanırlar. Bakteriler sebumu sindirdiklerinde, cildi oldukça rahatsız edebilen atık maddeler (yağ asitleri) üretirler. Çoğu zaman bu yağ asitleri cilt yüzeyine itilir ve dışarı çıkarlar. Ancak, bezler tıkanıp sebumla dolduğunda, bu yağ asitleri sebasöz bezin içinde birikerek iltihaba neden olurlar.

SEMPTOMLAR
Akne, iltihaplı ve iltihapsız olmak üzere iki kategoriye ayrılır. Her iki tür akne de genellikle yüzde oluşur. Ama göğsün üst kısmında, sırtta, boyunda ve kalçalarda da görülebilir. Çoğu insanda, çevre­sinde kızanklık bulunmayan ve hassaslığa neden olmayan akneler olarak ortaya çıkan iltihapsız akne enfeksiyonu görülür. İltihaplı akne enfeksiyonu, yağ asitlerinin tıkanmış foliküllerin iltihaplanıp sivilce ve irin (pü) dolu nodul oluşumuna yol açtığı durumlarda oluşur. Şiddetli derecede iltihaplı akne enfeksiyonu, derin çukur­lara yol açan nodüller oluşmasına neden olabilir. Bu da şekil bozuk­luğuna sebep olabilir.

KOMPLİKASYONLARI ÖNLEME
Akne oluşumunu engellemek zordur, fakat aknenin neden olacağı komplikasyonlan önlemek için bazı önlemler alabilirsiniz. Yüzünüzü günde iki kez su ve sabunla yıkayınız. Bu, temizlik açısından gerekli olan tek önlemdir.Kozmetik kremler ya da yağlar kullanmak gözenekleri tıkayabilir ve cildinizi akneye daha müsait bir hale getirebilir. “Yağsız” olarak etiketlenmiş ürünleri tercih ediniz. Ağızdan alınan (oral) gebeliği önleyici ilaçlar ve yasal olmayan “kas yapıcı” kortizon haplan (stero-itler) (bkz. sf. 1024) kullanmak da akneye neden olabilir.Sivilcelerinizi ya da kistleri­nizi kaşımayınız ya da sıkmayınız. Bu, genellikle kalıcı izlere neden olabilir. Herhangi bir yiyeceğin ya da seksüel aktivitenin akne üzerinde etkisi olduğuna dair hiçbir bulgu yoktur.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Akneniz varsa, doktorunuzla konuşunuz. Akne tedavisi konusunda üç genel yaklaşım mevcuttur: Gözeneklerin sebumla tıkanmasını önlemek; siyah nokta­ların ve beyaz noktaların daha çabuk kurumasını sağlamak ve P aknes (propiyonibakterium akne) bakterilerini öldüren antibiyotikler kullanmak. Aknenin iyileşmesi genellikle zaman alır. Bazı birey­lerde iyileşme görülmeden önce kötüleşme görülür.
Göreceli olarak oldukça az açık komedonun görüldüğü orta iltihapsız akne, genellikle gözenek­lerin açık kalmasına yardımcı olan benzoil peroksid içeren bir krem ya da losyon ile tedavi edilir. Eğer çok sayıda beyaz ve siyah nokta­larınız varsa, tretinoin içeren ilaçlar (krem, losyon ya da jel şeklinde bulunur) bu noktalan açıp cerahatin cilt yüzeyine çıkıp akmasına yardımcı olabilir. Dokto­runuza, hangi ilacın aknenize en iyi geleceğini sonınuz.

Eğer akneleriniz iltihap-lıysa (siyah ya da beyaz noktaların çevresinde kızarıklık ve hassaslık mevcutsa), doktorunuz antibiyotik kullanmanızı tavsiye edebilir. Daha az iltihaplı durum­larda, antibiyotik içeren kremler, losyonlar ya da jeller kullanılabilir.Daha şiddetli iltihaplı durum­larda; tetrasiklin, doksisiklin, minosiklin ya da eritromosin gibi hap şeklindeki antibiyotikler kullanılır. Antibiyotikler temelde yeni akne oluşumunu engeller; mevcut akneye pek faydası olmaz. Bu nedenle de, tedavi aylar alır. Antibiyotikler genellikle en az 6 ay için verilir; ancak zamanla dozajı zamanla azaltılabilir.

Kist ve yoğun iltihabın gözlen­diği ve yukarıda bahsedilen tedavilerin etkili olmadığı en şiddetli akne enfeksiyonlarında, iki ek tedavi yöntemi uygulana­bilir. Doktorunuz iltihaplı kistlere doğrudan iltihaplanmayı önleyici kortikosteroid ilaçlar enjekte edebilir.İçeriğinde isotretinoin olan tabletler de akne tedavisinde son derece etkilidir. Ancak, isotre­tinoin asla gebe ya da gebelik olasılığı olan bayanlar tarafından kullanılmamalıdır; çünkü ciddi doğum sakatlıklarına ya da düşüğe neden olabilir.

Kuru Cilt

■ (Sıcak değil) ılık suyla duş yapınız.
■ Yoğun yağ içeren sabunlar, gliserinli sabunlar ya da benzer ürünler kullanınız.
■ Yüksek oranda alkalen içeren sabunlar kullanmaktan kaçınınız.

kuru ciltler icin

Nemlendiriciler, en çok cildiniz nemliyken uyguladığınızda işe yararlar. Tüm nemlendiriciler ya yağ içinde suyun ya da su içinde yağın emülsiyonudur. Bazı ürünler gliserin, üre, piroglutamik asit ve sorbitol gibi cildi nemlen­diren maddeler içerirler. Laktik asit, laktat tuzlar ya da alfa hidroksil asitler içeren diğer ürünler özellikle aşırı derecede kuru ve pul pul ciltler için iyidir. Yağ içeren nemlendiriciler sadece cildin üst tabakasının (epidermis) su içeriğini korumakla kalmaz, aynı zamanda arttırabilir de.
Reçetesiz satılan ürünler satın alırken hangi katkı madde­lerini içerdiğine bakınız. Alkol içeren ürünleri almaktan kaçınınız; çünkü alkol, cildinizi kurutur. Linolin, bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bazen cilt o kadar kurur ki reçete ile satılan güçlü bir losyon ya da krem kullanmak gerekebilir. Doktorunuzun ne tavsiye ettiğini sorunuz.