Katı ve Sıvı Yağlar

Kolesterol ve doymuş yağ bakımından zengin yiyecekleri az miktarlarda tüketmek gerekir. Yiyeceklerin üzerindeki besin değerleri tabloları  bir porsiyonda ne kadar kolesterol ve doymuş yağ bulunduğunu göste­rir.

Yine tablo üzerinde bulunan toplam yağ oranından doymuş yağ oranını çıkardığınızda, yiyeceğin ne kadar çoklu doymamış ve tekli doymamış yağ içerdiğini tahmin edebilirsiniz.

Trans yağlar olarak da bilinen trans yağ asidi, gıda kimyagerleri tarafından 100 yıl önce, tereyağına ucuz bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Günümüzde, kura­biye, kek ve cips gibi pek çok paketli ve hazır yiyecekte, lez­zeti artırmak ve tazeliği korumak amacıyla kullanılmaktadır. Doğal trans yağlar, aynı zamanda et ve süt ürünlerinde de küçük miktar­larda bulunurlar. Trans yağ, en kötü yağ türüdür (doymuş yağ­dan bile daha kötüdür) çünkü LDL (“kötü”) kolesterolü artırmak ve HDL (“iyi”) kolesterolü düşür­mek suretiyle, kalp hastalığı, kalp krizi, inme ve erken ölüm riskini artırır.

yag1

1 Ocak 2006 itibariyle, FDA (Food and Drug Administration -Gıda ve İlaç İdaresi), gıda üretici­lerinin tüm ürünlerin üzerindeki besin değerleri tablolarına trans yağ oranını eklemelerini zorunlu tutacak. O zamana kadar, ürü­nün ne kadar trans yağ içerdiğini tahmin etmek için, yine de besin değerleri tablosundan faydalana­bilirsiniz. Eğer içerik kısmının ön sıralarında “nebati yağ”, “kısmen hidrojene edilmiş” ya da “hidro­jene edilmiş sıvıyağ” gibi ifadeler var ise, o üründe çok fazla trans yağ var demektir ve çok az mik­tarda tüketilmesi gerekir.

Katı (paket) margarinde, bu sağlıksız yağ türü, yüksek yoğun­lukta bulunur. Ancak, yumuşak (tub/yayık) margarinde, başlıca, çoklu doymamış ve tekli doyma­mış yağlar vardır.

Bazı yağlar, omega-3 yağ asidi bakımından zengindir. Bu yağ asitleri, başlıca balıkta ve bezir yağında (keten tohumu yağında) bulunur. Bunların damar sertliği ve artrit (eklem iltihabı) gibi bazı iltihaplı hastalıklara karşı koruyucu etkisi olabilir.

Proteinler

Et, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt, peynir, yoğurt ve soya ürünlerinin yanısıra, fasulye­ler, çekirdekler, kabuklu yemiş­lerde ve daha az oranlarda da olsa tahıllı ürünlerde ve çoğu seb­zede protein bulunur. Et ve pey­nir gibi yüksek yağ oranına sahip, protein bakımından zengin yiye­cekler ölçülü tüketilmelidir.

agiztadim_proteinler

Çoğu insan, ihtiyaç duydu­ğundan daha fazla protein tüketir; proteinin, günlük toplam kalori alımının %10 ila %15’inden faz­lasını oluşturmaması gerekir. Bir yetişkin için, bu miktar, günlük 50 grama, ya da bir iskambil kağıdı destesi büyüklüğünde tavuk göğsüne tekabül eder. Fazla protein, egzersiz yapmıyorsanız kas geliştirmeye yaramaz; sadece vücudunuzda fazla idrar birikme­sine yol açar.

Kalsiyum Kaynakları

BESİN KAYNAĞI________________ MİKTAR___________ KALSİYUM(MİLİGRAM)
Somon (kılçıklarıyla) —————————– 90 gr.——————————— 325
Süt tozu ———————————————1/3 fincan—————————- 300
Yağsız veya az yağlı yoğurt (sade) ————–1 kase———————————300
Çedar peyniri —————————————45 gr.———————————300
Yağsız veya az yağlı süt—————————1 fincan——————————-300
Ispanak (pişmiş)———————————–1  kase———————————300
Kara lahana (pişmiş)——————————2 kase———————————-300

Ne Kadar Kalsiyuma İhtiyacım Var?

Beslenmenizde, ihtiyacınız olan minerallerin arasında demir ve kalsiyuma özellikle önem vermelisiniz. Bu tablo, günde ne kadar kalsiyum almanız gerektiğini göstermektedir.

Önerilen miktarlara ulaşabilmek için kalsiyum içeren yiyecek ve içeceklerden yeterince tüketemediğinizi görürseniz, kalsiyum takviyesi kullanın. Kalsiyum takviyeleri, hangi elementlerle birleştirildiklerine bağlı olarak değişen miktar­larda saf (elemental) kalsiyum ihtiva ederler. Kutunun üzerindeki elemental kalsiyum miktarına bakın; oradaki sayıyı aşağıda gösterildiği gibi, sizin gerek­sinim duyduğunuz miktarla eşleştirmeniz gerekir.

YAŞ VEYA DURUM______________________KALSİYUM (mg/gün)

6 ila 10 yaş  ———————————————————–800-1,200
11 ila 24 yaş ——————————————————–1,200-1,500
25 ila 65 yaş arası erkekler ————————————–1,000-1,000
25 ila 50 yaş arası kadınlar ——————————————1,200
Hamile ya da emziren kadınlar ————————————–1,000
Menopoz sonrası dönemde olan,
estrojen alan kadınlar————————————————–1,500
Menopoz sonrası dönemde olan,
estrojen almayan kadınlar 65 yaş ve üstü————————–1,500

Sağlıklı Beslenmede Öneriler

Tüm yağlar kötü değildir. İki sağlıksız yağ türü -doymuş ve trans yağlar- kolesterolünüzü yük­seltir. Bu yağlar en fazla oranda, kırmızı ette, tereyağında, tüm süt­ler ve süt ürünlerinde, biftekte ve kurabiye ve kek gibi paketli ürün­lerde bulunur. Doymuş yağın sağ­lıksız olduğunu yıllardır duyuyor olabilirsiniz. Trans yağın daha da kötü olduğunu duymamış olabilir­siniz, ancak öyledir.

Tüm yağlardan kaçınmamalısı­nız. Bazı yağların sağlık üzerinde oldukça kuvvetli olumlu etkileri vardır. Aslında, bazı yağlar, vücu­dunuz onlara gereksinim duydu­ğundan ancak üretemediğinden, sağlığınız için gereklidir. Bu “iyi” yağlar – çoklu doymamış ve tekli doymamış yağlar – sebzelerde, balık ve deniz mahsullerinde bulunur. Dolayısıyla, bir gün içeri­sinde aldığınız kalorinin %30’u iyi yağlardan oluşuyorsa, bunda bir sakınca yoktur.

Omega 3 (ya da n-3) ve omega 6 (ya da n-6) yağ asitlerinin özel önemi vardır, n-3 yağ asitleri baş­lıca balıkta, kabuklu yemişlerde, keten tohumunda, kanola yağında ve hidrojene edilmemiş soya fasul­yesi yağında bulunur. Omega 3 yağ asitlerinin damar sertliğine (ve dolayısıyla en fazla ölüme yol açan iki rahatsızlık olan kalp has­talıklarına ve inmeye), ani ölüme yol açabilecek kalp ritim bozuk­luklarına ve muhtemelen, lupus ve romatoid artrit gibi otoimmun has­talıklara karşı koruma sağladığına dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Omega 6 yağ asitleri de sizin için sağlıklıdır.

Az yağ içeren bir beslenme biçimi benimseme konusuna 1980’ler ve 1990’lar boyunca yapılan vurgu, pek çok kişinin, kabuklu yemişler gibi iyi yağ içe­ren yiyeceklerden kaçınmalarına ve daha fazla karbonhidrat içeren cips gibi yiyeceklere yönelmelerine yol açtı. Bu büyük bir hataydı, çünkü çoğu kişinin aşırı miktarda tükettiği karbonhidratlar, çoğun­lukla kötü yağlarla kaplı, işlenmiş tahıl ürünleriydi.

İşlenmiş tahd (“kötü”) karbonhidratlarından daha az ve tam tahd (“iyi”) karbonhid­ratlarından daha fazla tüketin.

Tıpkı yağlar gibi, karbonhidratların da iyi ve kötü türleri vardır. Sağlıklı olan ve günlük karbon­hidrat alımınızın çoğunu oluşturması gereken karbonhidrat, tam tahıllı ürünlerde, sebzelerde ve meyvelerde bulunur.

Beyaz ekmek, beyaz pirinç, makarnaların çoğu ve patates, kötü karbonhidratla doludur. Yük­sek glisemik yoğunluğuna sahiptir­ler ve bu yüzden çok çabuk emi­lip kanda ani şeker yükselmesine sebep olurlar. Düzenli olarak yük­sek glisemik yoğunluğuna sahip yiyecekler tüketilen bir beslenme biçimi, diyabet ve kalp hastalıkları riskini artırır, aynı zamanda kilo almaya daha yatkın hale getirir.

Daha sağlıklı protein kaynakları seçin.

Kırmızı et, çok fazla doymuş (“kötü”) yağ içerdi­ğinden, bir protein kaynağı olarak sık sık kırmızı et tüketmenin kötü bir fikir olduğu uzun süredir bilin­mektedir. Bilim insanları, bitkisel kaynaklardan -soya, mercimek ve fasulye çeşitleri ve kabuklu yemiş gibi – alınan proteinin, etten alınan proteinden daha sağlıklı olup olmadığını araştırmaktadırlar. Bitkisel proteinin etteki proteinden daha iyi olduğunu kanıtlamaya yetecek kadar bulgu olmasa da, protein bakımından zengin bitkisel yiyecekleri tercih etmek için sebepler vardır.

Bol bol meyve ve sebze tüketin — Ama patates değil!

Meyve ve sebze bakımından zengin bir beslenme biçiminin, daha düşük kan basıncı, düşük kalp krizi ve inme riski ve pek çok kanser türüne karşı koruma gibi sayısız faydası vardır. Ancak, patates aynı faydaları sağlamaz, çünkü patatesin glisemik yoğun­luğu yüksektir.

Araş­tırmalar, kadınlar için günde bir, erkekler için de günde bir veya iki kadeh içkinin, kalp kirizi geçirme veya kalp rahatsızlıklarından ölme riskini üçte bir oranında azalttığını öne sürmektedir. Ancak, düzenli olarak, belirtilen miktarlardan fazla alkol tüketmek, kanser, yüksek kan basıncı, inme ve kalp hastalığı riskinizi artırabilir.

Şişmanlık ve Dengeli Beslenme ile Kilo Verme

Son 20 yıldır insanlar şekersiz tat­landırıcı kullanımını artırmış ve yağdan gelen toplam kalori yüz­desini azaltmıştır. Buna ek olarak, yağ yerine geçen ürünler mevcut hale gelmiştir. Tüm bunlara baka­rak, nüfusun ortalama kilosunun düştüğünü düşünebilirdik. Aksine, artmaya devam ediyor.

Peki bunun sebebi nedir? En basit açıklama şu ki, daha fazla yiyoruz. Yenen yiyeceklerin çoğu şekersiz veya düşük yağlı olabi­lir, ancak tüketilen toplam kalori miktarı gittikçe artıyor. Çokça şekersiz ürün kullanmamıza rağmen, daha fazla şeker yiyo­ruz; daha düşük yağlı yiyecekler yememize rağmen, tükettiğimiz toplam yağ daha fazla oluyor.

Kilo Vermek

Sağlıklı bir kiloya ulaşma ve bunu korumaya ilişkin en iyi yöntem, sağduyunuza başvurmaktır. Kilo vermek için, yakabildiğinizden daha az kalori tüketmeniz gerekir.

Egzersiz yapmayı günlük yaşan­tınıza dahil etmek ve çoğunlukla sağlıklı yiyeceklerden – çeşitli, den­geli ve ölçülü olarak seçilmiş seb­zeler, meyveler ve tahıllı ürünler­den – oluşan bir beslenme biçimi benimsemek, sağlıklı bir kiloda kal­manıza yardımcı olacaktır.

Kilo vermeniz gerekiyorsa, yavaş kilo vermeye (haftada 1 kilodan fazla olmayacak şekilde) vurgu yapan bir program araştırın.