17 Ağustos depreminin üzerinden 16 yıl geçti. Peki İstanbul’da tam anlamıyla depreme karşı güvenli bir yapılaşmaya kavuşmada ne kadar yol alındı?
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Keten Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Keten, İstanbul’un olası bir depremde güvenilir bir şehir haline gelebilmesi için 25 yıla ihtiyaç olduğunu belirtti. Bugüne dek İstanbul’daki binaların yenilenmesinde büyük bir stok olmakla birlikte, bunun sadece yüzde 10-15’i yenilendi.
“Deprem riski ortadan kalkacak ama yaşam kalitesi azalacak”
Türkiye’deki kentsel dönüşümü, parsel bazında kuvvetlendirme olarak değerlendiren Ferhat Keten, “Şu an Türkiye’deki kentsel dönüşüm çalışmalarında; şehir, ilçeler ve bölgeler bir bütün olarak ele alınıp altyapı ve donatı ihtiyaçları dikkate alınmadan yapıldığı için, uzun vadede deprem riski ortadan kalkacak ancak şehirlerimizdeki yaşam kalitesi azalacaktır” dedi. Depreme dayanıksız binaların yeniden yıkılıp yapılmasının daha sağlıklı olacağını söyleyen Keten, “Bina tarihi değilse ve niteliği yoksa kesinlikle yıkmak lazım. Güçlendirmek, topal bacağa protez takmaktan başka bir şey değil. Öbür türlü binayı tamamen depreme dayanıklı hale getiremiyorsunuz” diye konuştu.
Kentsel dönüşümde 2 temel sorun
Kentsel dönüşüm sürecinde yaşanan temel sorunları Kat Mülkiyeti Kanunu’nun getirdiği kısıtlamalar ve bürokrasi olarak özetleyen Keten önerilerini şöyle sıraladı: “Büyük ölçekli dönüşüm projelerinin kamu yararına yapılabilmesi, sosyal donatılar eklenebilmesi, altyapının geliştirilebilmesi için KMK ve planlama süreçlerinin daha hızlı, şeffaf ve objektif kriterlerle tüm vatandaşlara aynı olanaklar tanınarak yapılabilmesi gerekli. Bürokraside ise tek elden, şeffaf, hızlı ve objektif süreçler oluşturulmalı.”
Kaynak: http://blog.zingat.com/dogru-bir-kentsel-donusum-nasil-yapilmali/