Kala-azar Hindistan ve çevresinde, Afrikanm doğusunda, bazı Akdeniz ülkelerinde ende-miktir. Kırsal kesimlerde ve kötü sosyoekonomik koşullarda yaşayanlarda infeksiyon riski yüksektir. Hastalık tatarcıkların sokması ile bulaşır. Köpek, tilki ve çakallar önemli infeksiyon kaynaklarıdır.
İnfekte tatarcıkların sokması ile leptomonad-lar deriye inoküle olur. Makrofaj lar tarafından tutulan parazitler leishmanial forma dönüşür ve dalak, kemik iliği ve lenf bezlerinde çoğalır. Retiküloendotelyal sistem hücrelerinde leishmania varlığı makrofajların proliferasyonuna, kırmızı kemik iliğinin genişlemesine, karaciğer ve dalağın progresif büyümesine neden olur. LenÇ bezleri, akciğer, barsak ve derinin retiküloendotelyal hücreleri de infekte olabilir. Kas ve sinir dokusu infekte olmaz. Parazitler karaciğerin Kupffer hücrelerinde prolifere olur. Küçük bir fibroz doku oluşur. Çok belirgin olabilen anemi patogenezinde kronik hastalık ve buna bağlı besin eksikliği yamsıra kemik iliğinde myeloftizi, eritrositlerin yaşam sürelerinin azalması ve hipersplenizm de rol oynar.
İnisyal sokmadan 2-3 ay (2 hafta-2 yıl) sonra hastada infeksiyon belirtileri gelişmeye başlar.
Klinik bulgular.- Hastalık küçük çocuklarda ve daha büyüklerde farklı klinik tablolar yapar (infantil kala-azar ve kronik kala-azar). İn-” fantil kala-azarda hastaların çoğunluğu 1-2 yaşlarındadır. Hastalık yavaş yavaş yükselen ateş, kusma ve toksemi ile akut başlar. Ateş 1-2 haftada belirginleşir, sonra remittant veya sürekli olarak devam eder. Lenf bezleri, dalak ve karaciğer büyür. Hafif generalize ödem, lökopeni ve anemi vardır. Tedavi edilmezse agranülositoz gelişerek cancrum oris, septisemi, pnömoni, gastroenterit gibi ağır komplikasyonlar ortaya çıkar, prognoz kötüleşir.
Gebelikte infekte olan annelerin bebeklerinde nadiren kongenital kala-azar gelişebilir.
Kronik kala-azar büyük çocuklarda görülür. Başlangıç sinsidir. Erken dönemde halsizlik, sağlıksız görünüm, zayıflık ve sölukluk dikkati çeker. Ateş genellikle subfebrildir ve gün içinde iki kez normale inerek intermittant özellik gösterir. Bazı vakalarda hastalığın ilk 2-6 haftasında ateş sürekli yüksektir, subfebril ve intermittant özellik daha sonra görülür. Çocukta karın gerginliği ve progresif splenomegali gelişir. Dalak başlangıçta yumuşaktır sonra sertleşir. Hızla büyüyen dalak pelvise kadar uzanabilir. Karaciğer büyümesi daha sonra başlar ve ilerlemiş vakalarda büyük boyutlara ulaşır. Hassasiyet yoktur. Karaciğerdeki histolojik değişiklikler safra stazma neden olabilir. Lenfade-nopati oluşabilir. Deri kaba ve kurudur. Büyük kemiklerin, şakakların, el, ayak ve karın derisinin üstünde toprak rengi pigmentasyonlar oluşur. Ayak sırtında ve yüzde ödem olabilir. Saçlar seyrekleşir ve kolay kırılır. Kronik hastalığa karşın genellikle iştah iyidir. Dil soluktur. Böbrek, kalp ve akciğerlerde de infiltrasyon olabilir. Akciğer infiltrasyonu Leishmania pnö-monisine neden olur. Lökopeni belirgindir^ Nötropeni agranülositoza kadar ilerleyebilir. Kemik iliği tutulması ve hipersplenizm trombositopeniye ve anemiye neden olur. Sedimantasyon hızı artmıştır. İndirekt bilirubin yükselebilir. Serum protein düzeyi düşüktür. Albü-min/globülin oranı tersine dönmüştür. Hiperglo-bülinemi IgG nin artmasına bağlıdır ve kala-aza-nn en belirgin belirtisidir.
İnfantil şekilde olduğu gibi kronik kala-azarda da hastalığın ileri dönemlerinde sekonder bakteriyel infeksiyonlar oluşur. İshal ve pnömoni ölüm nedeni olabilir. Ağızm septik infeksiyonları cancrum oris’e ve dişlerin kaybına yol açabilir. Purpura, gingivit ve stomatit sıktır.
Hindistan’da görülen kala-azar vakalarının bazılarında tedaviden sonra post kala-azar der-mal leishmaniosis gelişir. Bu vakalarda deride parazitin yerleşimine bağlı değişiklikler görülür. Burun ve yaltaklarda eritematöz kısımlar ve hi-popigmente makûller veya nodüller oluşur.
Tanı:Leishmaniasis tanısında klinik ve laboratuar bulgularının yamsıra Leishmania’nm identifikasyonu, gecikmiş hipersensivite ve serolojik test sonuçları yardımcı olur.
Kütanöz leishmaniasisde ülser kenarından kazınarak alman materyel giemsa veya Wright boyasıyla boyanıp mikroskopta incelenirse organizmalar saptanır. Viseral leishmaniasisde kemik iliği veya lenf bezi aspirasyonu ile parazit gösterilebilir. Büyümüş karaciğer ve dalakta leishmania bulunur. İğne biyopsisi ile % 95 vakada organizmalar gösterilebilir. Anemi ve kanama eğilimi varsa dalak aspirasyonu tehlikelidir. Mükokütanöz leishmaniasisde organizmalar seyrektir ve genellikle saptanamaz.
Yaymalarda leishmanialar gösterilemezse materyel NNN özel besi yerine ekilir veya bir hamster’in (gelincik) derisine injekte edilir. Üreme için uzun bir süreye gereksinim vardır.
Spesifik ve nonspesifik serolojifc testler . Formol-gel (aldehit) testi hiperglobülinemiyi belirten nonspesifik bir testtir. 1 mi hasta serumuna 1 damla ticari formalin damlatılır. 20 dakika içinde beyaz jel oluşması pozitif reaksiyondur. Bu test globülin düzeyinin yüksek olduğu diğer hastalıklarda da pozitiftir. Kompleman fiksasyon testi, kala-azarm erken dönemlerinde tanıda yardımcı olur. İmmunofluoresans ve mikro ELİSA ise çok duyarlı ve yararlı testlerdir. Mikro ELISA testi % 80-100 vakada pozitiftir. Bu testlerle saptanan antikorlar koruyucu değildir. İmmunitede T lenfositleri rol oynar.
Tedavi ve Korunma.- Leishmaniasis tedavisinde 5 değerli antimon bileşimleri, aromatik diamidinler ve amphotericin B olarak 3 grup ilaç kullanılmaktadır. Bu bileşimler toksiktir ve ekstrasellüler parazitlere etkili oldukları için tedaviye direnç oluşabilir.
Pentavalan antimon bileşimlerinin (sodyum stibogluconate, solustibosan, Stibatin, Pentos-tam) uygulanmasında 100 mg/ml olacak şekilde solüsyon hazırlanır. Bu solüsyonlardan 10 mg/kg/gün Cmaks. 600 mg) kas içine 6-10 gün uygulanır. Kala-azar’da etkin bir tedavi için 30 enjeksiyon gerekebilir. Kütanöz leishmaniasisde tedavi süresi daha kısadır. Ateşin normale inmesi, dalak ve karaciğerin küçülmesi, hematolojik değişikliklerin düzelmesi, serum proteinlerinin normale dönmesi, serolojik testlerin negatifleşmesi tedavinin başarılı olduğunu gösteren kriterlerdir. Tedaviye yanıt yetersiz ise ikinci kür tedavi uygulanır.
Aromatik diamidinler, viseral leishmaniasisde kullanılan diğer bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar kütanöz forma etkisizdir. Stilbamidin işethionate ve pentamidin isethionate bu gruptandır. Pentamidin daha az toksik olmakla birlikte polinörit ve/veya diyabete neden olabilir. Aromatik diamidinler, ancak diğer ilaçların etkili olmadığı durumlarda kullanılmalıdır. Pentamidin 3 mg/kg/gün İV 14 gün uygulanır.
Amphotericin B leishmaniasis tedavisinde kullanılan diğer bir ilaçtır. Pentavalan antimon ve diamidin grubu ilaçlar yetersiz olduğu zaman önerilir. Amphotericin B 0.25-1 mg/kg/gün İV olmak üzere 8 hafta gün aşırı verilir.
Leishmaniasisde monomycin ve rifampicin de kullanılmaktadır.
Araya giren infeksiyonlar uygun antibiyotiklerle tedavi edilmelidir. Yeterli protein ve kalori sağlanarak beslenme durumu düzeltilmelidir. Ağır nötropeni, anemi ve trombositopeni varlığında kan transfüzyonlan gerekebilir. Ağız temizliğine dikkat edilmelidir.
L.tropica’nm neden olduğu şark çıbanı genellikle spontan olarak iyileşir ve tedavi gerektirmez. İlerleyen vakalarda, viseral leishmaniasisde olduğu gibi pentavalan antimon bileşikleri kullanılabilir. İlaç sistemik yol dışında aynı zamanda 400-600 mg günaşırı 2-3 defa lezyon kenarına da injekte edilebilir. Dirençli vakalarda 100 mg mepacrine 3 gün lokal injekte edilir. Le-vamisole’ün 50 mg/gün haftada 2 kez olmak üzere lezyon iyileşmeye başlayana kadar kullanılması yararlı olabilir.
Mükokütanöz leishmaniasis, viseral leishmaniasis gibi tedavi edilmelidir. Amphotericin B tedavisi gerekebilir.
Korunma için konaktatarcıkkonak epide-miolojik siklusunun kırılmasını sağlayan önlemler gerekir. Rusya ve İsrail’de şark çıbanından korunmada etkili bir aşı kullanılmaktadır.