Şişmanlık erişkin yaşlarda diabetes mellitus için predispozan bir faktördür. Şişmanlarda hipertansiyon ve iskemik kalp hastalıklarından ölüm oranı normal popülasyona oranla daha yüksektir. Şişman erişkinlerde dejeneratif ar-trit, tromboflebit, solunum yolu hastalıkları, safra kesesi hastalıkları ve fıtıklara sık rastlanır.
TEDAVİ
Kilo vermek ve bunu korumak gerçekte oldukça zor bir iştir. MacDonald’a göre şişmanlık tedavisinde aşağıdaki özelliklerin akılda tutulması gerekir.
- Obesite hayat boyu süren ve gerçekte tedavi edilmeyip ancak kontrol altına alınabilen bir hastalık durumudur.
- Kalori kısıtlaması olmaksızın şişmanlık, tedavisi düşünülemez.
- Kilo kaybı, yalnızca semptomların ortadan kaldırılmasıdır.
- Psikolojik bozukluklar ve sorunlar öncelikle tedavi edilmelidir.
Şişman bir çocuğun tedavisinde en önemli sorun çocuğun ve ailenin kilo kaybının gereği konusunda motive edilebilmesidir.
Sütçocukluğu dönemindeki diyet çocuğa yağsız süt verilmesi ve muhallebi gibi unlu gıdalardan kaçınılması şeklinde uygulanır. Daha büyük çocuklarda diyetin tüm aile fertlerince benimsenmesi ve beraberce uygulanması ölçüsünde tedavide başarılı olunabilir.
Diyetin temeli, düşük enerjidir. Çocuğun istekleri de dikkate alınarak diyet, olabildiği kadar çeşitli besinlerden oluşturulmalıdır.
Bazı yazarlar çok düşük kaloriyi ve keto-jenik bir diyeti önermektedirler. Bunlara göre 48 saat gibi uzun bir açlık döneminden sonra başlatılan diyet daha etkili olmakta ve daha kolaylıkla uygulanabilmektedir. Bu yazarlar 3-8 yaş arasında 300 kalori/gün, 8 yaş-püberte arası 800 kalori/gün, daha sonra ise 700 kalori/ günlük bir diyeti önerirler. Diyetin % 15 i karbonhidratlardan, % 40-45 i yağlardan, % 40-45 i de proteinlerden oluşur.
Uzun açlık ve ketojenik diyet, metabolik düzensizliklere yol açabileceğinden çocuklarda ve ergenlik yaşlarında uygulanması sakıncalıdır. Genellikle günde 800-1000 kalorilik (3.4-4.2 mj) bir diyet birçok çocuk için uygun bir zayıflama diyetidir. Bu diyette proteinlerin kilogram başınaen az 1 g olması gereklidir. Bu şekilde çocuğun lineer büyümesi etkilenmez. Haftada 250-300 g lık tartı kaybı amaçlanır.
Diyetin yanısıra çocuğun aktivitesini arttıracak önlemlerin alınması diyetten beklenilen tartı kaybını kolaylaştırır. Diyetin uygulanması için çocuğun desteklenmesi, küçük hediyeler ile ödüllendirmesi özendiricidir. Diyetin düzenlenmesinde değişik besinlerin kalori içeriklerinin, besin değişim tablolarının çocuğa ve aileye öğretilmesi, diyeti düzenlemede ve çocuğun tartısının izlenmesinde çocuğa da sorumluluk verilmesi özendirici önlemlerdir.
Obesite genellikle psikolojik sorunlar yaratan veya sorunlar sonucu ortaya çıkan bir durum olduğu için çocuğun bu yönden tedavisi ve çevre koşullarının düzeltilmesi çok önemlidir.
Amfetamin grubu ilaçların çocukluk çağında tedavide yeri yoktur. Metilselüloz gibi midede şişerek tokluk hissi yaratan preparatlarm etkisi de tartışmalıdır. Çok aşırı şişman erişkinlerde ince barsaklarda yapılan by-pass ameliyatları çocukluk çağında geçerli bir yöntem değildir.
Şişmanlığın tedavisi vakaların çoğunluğunda yüz güldürücü değildir. Kaybedilen tartı, diyet bırakılınca genellikle tekrar kazanılır. Bu nedenle sütçocukluğu döneminden başlatılan uygun beslenme ile obesitenin önlenmesi çok önemlidir. Özellikle şişman anne baba çocuklarında şişmanlık riskinin yüksek olduğu bilinmeli, çocuğun tartısı sürekli izlenmeli, diyet kalori içeriği yönünden iyi düzenlenmeli, çocuk düzenli yemeye ve aktiviteye özendirilmelidir.