Çocuklarda Prognöz

Şişmanlık erişkin yaşlarda diabetes mellitus için predispozan bir faktördür. Şişmanlarda hipertansiyon ve iskemik kalp hastalıklarından ölüm oranı normal popülasyona oranla daha yüksektir. Şişman erişkinlerde dejeneratif ar-trit, tromboflebit, solunum yolu hastalıkları, saf­ra kesesi hastalıkları ve fıtıklara sık rastlanır.

TEDAVİ

Kilo vermek ve bunu korumak gerçekte ol­dukça zor bir iştir. MacDonald’a göre şişman­lık tedavisinde aşağıdaki özelliklerin akılda tu­tulması gerekir.

  1. Obesite hayat boyu süren ve gerçekte tedavi edilmeyip ancak kontrol altına alınabilen bir hastalık durumudur.
  2. Kalori kısıtlaması olmaksızın şişmanlık, tedavisi düşünülemez.
  3. Kilo kaybı, yalnızca semptomların orta­dan kaldırılmasıdır.
  4. Psikolojik bozukluklar ve sorunlar ön­celikle tedavi edilmelidir.

Şişman bir çocuğun tedavisinde en önem­li sorun çocuğun ve ailenin kilo kaybının gere­ği konusunda motive  edilebilmesidir.

Sütçocukluğu dönemindeki diyet çocuğa yağsız süt verilmesi ve muhallebi gibi unlu gı­dalardan kaçınılması şeklinde uygulanır. Daha büyük  çocuklarda  diyetin tüm  aile fertlerince benimsenmesi ve beraberce uygulanması ölçü­sünde tedavide başarılı olunabilir.

Diyetin temeli, düşük enerjidir. Çocuğun is­tekleri de dikkate alınarak diyet, olabildiği ka­dar çeşitli besinlerden oluşturulmalıdır.

Bazı yazarlar çok düşük kaloriyi ve keto-jenik bir diyeti önermektedirler. Bunlara göre 48 saat gibi uzun bir açlık döneminden sonra başlatılan diyet daha etkili olmakta ve daha kolaylıkla uygulanabilmektedir. Bu yazarlar 3-8 yaş arasında 300 kalori/gün, 8 yaş-püberte arası 800 kalori/gün, daha sonra ise 700 kalori/ günlük bir diyeti önerirler. Diyetin % 15 i kar­bonhidratlardan, % 40-45 i yağlardan, % 40-45 i de proteinlerden oluşur.

Uzun açlık ve ketojenik diyet, metabolik dü­zensizliklere yol açabileceğinden çocuklarda ve ergenlik yaşlarında uygulanması sakıncalıdır. Genellikle günde 800-1000 kalorilik (3.4-4.2 mj) bir diyet birçok çocuk için uygun bir zayıflama diyetidir. Bu diyette proteinlerin kilogram başınaen az 1 g olması gereklidir. Bu şekilde çocuğun lineer büyümesi etkilenmez. Haftada 250-300 g lık tartı kaybı amaçlanır.

Diyetin yanısıra çocuğun aktivitesini arttı­racak önlemlerin alınması diyetten beklenilen tartı kaybını kolaylaştırır. Diyetin uygulanma­sı için çocuğun desteklenmesi, küçük hediyeler ile ödüllendirmesi özendiricidir. Diyetin düzen­lenmesinde değişik besinlerin kalori içerikleri­nin, besin değişim tablolarının çocuğa ve aile­ye öğretilmesi, diyeti düzenlemede ve çocuğun tartısının izlenmesinde çocuğa da sorumluluk verilmesi özendirici önlemlerdir.

Obesite genellikle psikolojik sorunlar yara­tan veya sorunlar sonucu ortaya çıkan bir du­rum olduğu için çocuğun bu yönden tedavisi ve çevre koşullarının düzeltilmesi çok önemlidir.

Amfetamin grubu ilaçların çocukluk çağın­da tedavide yeri yoktur. Metilselüloz gibi midede şişerek tokluk hissi yaratan preparatlarm etki­si de tartışmalıdır. Çok aşırı şişman erişkinler­de ince barsaklarda yapılan by-pass ameliyat­ları çocukluk çağında geçerli bir yöntem değil­dir.

Şişmanlığın tedavisi vakaların çoğunluğun­da yüz güldürücü değildir. Kaybedilen tartı, diyet bırakılınca genellikle tekrar kazanılır. Bu ne­denle sütçocukluğu döneminden başlatılan uy­gun beslenme ile obesitenin önlenmesi çok önem­lidir. Özellikle şişman anne baba çocuklarında şişmanlık riskinin yüksek olduğu bilinmeli, ço­cuğun tartısı sürekli izlenmeli, diyet kalori içe­riği yönünden iyi düzenlenmeli, çocuk düzenli yemeye ve aktiviteye özendirilmelidir.