Çocuklarda Potasyum Eksikliği ve Tedavisi

Klinikte potasyum eksikliği halsizlik, kuv­vetsizlik, abdominal gerginlik, dispne ve aritmi belirtileri ile dikkati çeker. EKG de tipik bulgu­lar saptanır. Potasyum eksikliğinin tanısı ve te­davi ilkelerine uygun olarak tedavisi yaşamsal önem taşır.

Kan potasyum düzeyi ile hücre içi potasyum düzeyi arasındaki ilişki pH ya bağımlıdır. Asidoz durumunda ekstrasellüler – intrasellüler sıvı ara­sında [H+] ve [K+] değişimi olur. Hidrojen iyo­nu hücreye, potasyum da hücreden ekstrasellüler sıvıya geçer. Alkalozda aksi olur. Asidozda serum potasyum düzeyi düşükse vücut potasyu­mu çok azalmış demektir. Her 0.1 ünite pH azal­ması için serum potasyum düzeyi 0.7 mEq/l ar­tar (tablo 8.3.19).

Asidozda potasyum düşüklüğünün önemli bir potasyum eksikliğini yansıttığı unutulmamalı­dır. Örneğin kan pH sı 7.2 olan bir hastada potasyum düzeyinin 3 mEq/l olması, pH 7-4 de 1.6 nıEq/l lik bir potasyum düzeyine eşdeğerdir. Po­tasyum eksikliği düzeltilmeden asidozun teda­visi, hastanın hipopotasemiden kaybedilmesi ile sonuçlanabilir. Asidozda hipopotasemi mutlaka tanınmalı ve bikarbonat verilmeden önce potas­yum eksikliği yerine  konulmaya çalışılmalıdır.

Genellikle 100 mEq/mVgün (3 m£q/kg/gün) KCl verilmesiyle hipopotasemi düzelir. Parente-ral sıvılarda 30-40 mEq/l KCl bulunması yeter­lidir. Belirgin hipopotasemide parenteral sıvının KCl konsantrasyonu 80 mEq/l ye kadar arttırıla­bilir. Bu uygulama ancak kan potasyum düzeyi­nin ve EKG nin sürekli izlenebildiği durumlarda yapılır.

Serum K+ değerinin aşırı düşük olduğu na­dir durumlarda t