Difteri, kızamık, poliomyelit antikorları IgG grubundandır ve transplasenter olarak anneden çocuğa geçer. Çocuğa geçen bu antikorlar her 3-4 haftada bir yarılanarak azalır. Erişkinlerin büyük çoğunluğu bu hastalıkları klinik veya subklnik olarak geçirmiş veya bunlara karşı aşılanmıştır. Bu nedenle sütçocuklannın büyük çoğunluğu da sözü edilen hastalıklara bağışık olarak doğarlar. Bu bağışıklık çocuğu ilk 3 ay tam olarak koruyacak düzeydedir. Antikor titresinin giderek azalması ile yaklaşık 6 ncı ayda bağışıklık ortadan kalkar. Boğmacaya karşı transplasenter bağışıklık kazanılmaz.
PASİF EDÎNSEL BAĞIŞIKLIK
Belirli infeksiyonlara karşı aşılanmış hayvanlardan elde edilmiş serum veya bu serumdan elde edilmiş gammaglobülinlerin iheterolog pasif bağışıklık) veya insan serumundan elde edilmiş gammaglobülinlerin (homolog pasif bağışıklık) uygulanması ile sağlanan kısa süreli bağışıklıktır.
HETEROLOG PASİF BAĞIŞIKLIK
Allerjik reaksiyonlara yol açabilmesi nedeniyle uygulama alanı sınırlı olan bir yöntemdir. Bu yöntemde toksin verilerek antikor yanıtı oluşturulmuş at veya sığırlardan elde edilen serumlar kullanılır. Antidifterik serum, antiteta-nik serum, yılan ve akrep zehirlerine karşı kullanılan serumlar heterolog pasif bağışıklık sağlayan preparatlardır.
Standart gamma globülin
Standart gammaglobülin için immun serum glo “stilin ClSg), human immunoglobülin, pooled gammaglobülin terimleri de kullanılır.
Toplumda bireylerin büyük çoğunluğu, klinik veya subklinik olarak kızamık, kızamıkçık ve A hepatiti geçirmiş olduklarından bu hastalıklara karşı antikor taşırlar. Bu nedenle bireylerden rastgele alman kanlardan hazırlanan standart (pooled) gammaglobülin, bu infeksiyonlara karşı homolog pasif bağışıklık sağlar. Standart gammaglobülin, immun yetersizliği olan hastaların tedavisinde de homolog pasif edinsel bağışıklık sağlamak amacıyla kullanılır.
Standart gammaglobülin, kızamıklı bir hasta ile karşılaşmayı izleyen 5-7 gün içinde yapılırsa koruyucu etki sağlar. Bu uygulama ile kızamığa karsı aşılanmamış çocuklarda geçici bir bağışıklık sağlanır. Gammaglobülin, 0.25 ml/kg dozda, kas içi CİM) injeksiyon olarak uygulanır.
Standart gammaglobülinin bir diğer kullanılma yeri, A tipi (infeksiyöz) hepatit profilak-sisidiF. Doz 0.02-0.06 ml/kg İM dir. A tipi infeksiyöz hepatitin kuluçka süresi 15-55 gün olduğuna göre gammaglobülinin ilk 15 gün içinde uygulanması uygundur. Gammaglobülinlerin yarılanma süreleri 3-4 haftadır. Bu nedenle 0.06 ml/kg dozda verildiğinde yarılanmaya karsın infeksiyöz hepatitten koruyuculuk 5 ay devam edebilir.
Kızamıkçıklı bir hasta ile karşılaşmış, gebeliğin ilk 3 ayındaki anneye gammaglobülin 0.2-0.3 ml/kg olarak (60 kg üzerindeki kadınlar için toplam doz 20-30 mi) kas içine uygulanır. Ancak, standart gammaglobülin bugün kızamıkçık için etkin bir koruma yöntemi olarak kabul edilmemektedir.
Hiperimmun spesifik gammaglobülinler belirli bir infeksiyon geçirmiş veya buna karşı aşılanmış insan serumlarından elde edilmiş gammaglobülinlerdir. Spesifik bir hastalığa karşı yüksek düzeyde antikor içeren özel preparatlardır. Bu preparatlar insan kaynaklı olduğu için, anafilaksi ve serum hastalığı gibi reaksiyonlara neden olmamaktadır. Hiperimmun spesifik gammaglobülin uygulanması ile kuduz, hepatitis B, varisella-zoster, tetanos gibi infeksiyonlara karşı pasif bağışıklık sağlanabilmekte, ayrıca yeni doğum yapmış Rh (-) kadınlara Rho (D) immunoglobülin verilmesi için izosensitizasyon ön-lenebilmektedir. Ticarette bulunan hiperimmun gammaglobülin preparatları aşağıda sıralanmıştır:
Hepatitis B immunoglobülin (HBIG) ; 1: 100.000 den daha yüksek titrede anti-HBs antikorları içeren bir preparattır. HBsAg-pozitif annenin çocuğuna aşı ile birlikte bir doz HBIG 0.5 mi İM olarak uygulanır. HBsAg-pozitif kan ile perkütan, permukozal karşılaşmada veya HBsAg-pozitif kişi ile cinsel karşılaşmada doz 0 06 ml/kg İM olarak hesaplanır.
Tetanos immunoglobülin (TIG) : Antitetanik serum uygulanmasında olduğu gibi, bu preparat da yaralanmalarda kişinin aşılanma durumuna ve yaranın durumuna göre (kirli, temiz, baş ve ekstremit elerde) uygulanmaktadır. Yaralanmalarda TIG nin profilaktik dozu 250 Ünite İM olarak önerilmektedir. Aşı ile birlikte TIG kullandığında ayrı enjektör ile ayrı bölgeye uygulanmalıdır.
Zoster immunoglobülin (ZIG) ve varisella-zoster immunoglobülin (VZIG).- ZIG ile varisel-laya karşı pasif bağışıklamada başarılı sonuçlar alınmıştır. ZIG temastan sonraki ilk 72 saatte 5 mi İM olarak kullanılmıştır. Varisella-zoster immunoglobülin de (VZIG) aynı amaçla kullanılmaktadır. Yüksek oranda V-2 antikorları içeren bu preparat, ZIG nin yerini almıştır. Gerek ZIG gerekse VZIG, immun durumu iyi olmayan kişide varisellayı modifiye etmek için kullanılmaktadır. VZIG, her 10 kg için 1.25 mg olarak İM yoldan verilmektedir.
Rabies immunoglobülin (RIG) .* Kuduz profi. laksisinde kullanılan bu preparat hiperimmüni-ze insan donörlerinin plazmasından elde edilir. Bu preperatm kuduza karşı nötralizan antikor içeriği 150 İU/ml dir. Pediatrik kullanım için 2 mi lik (300 İU) ve erişkin için lOmllik (1.500 İU) ampulleri bulunmaktadır. RIG daha önce aşılanmamış ve kuduzla temas eden kişiye 20 ÎU/kg olarak İM uygulanır. Bu dozun yarısı ışınlan yere, kalan yarısı da başka bölgeye enjekte edilir. Aşılanmamış ve kuduz virusu ile karşılaşmış olma şüphesi olan bir kişiye RIG ile aynı anda HDCV (human diploid celi vaccine) kuduz aşısına başlanması ve 0, 3, 7, 14 ve 28. gim olarak beş doz şeklinde uygulanması gerekmektedir. Daha önce aşılanmış bir kişinin kuduz hayvan ile karşılaşması durumunda RIG kullanılmasına gerek yoktur. Bu durumda yalnız iki doz HDCV yapılmalıdır.
Pertussis immunoglobülin: Boğmacayı önlemekte veya şiddetini azaltmakta etkili olmadığı için artık kullanılmamaktadır.
Mumps immunoglobülin; Kabakulağa karşı korunmada özellikle meningoensefalit ve orşiti önleyeceği düşüncesiyle kullanılmış, ancak etkinliği kanıtlanamamıştır. Kabakulak profilaksisin-de standart immunoglobülin de etkisizdir.
Taze dondurulmuş plazma .Sağlıklı kişilerden elde edilen taze dondurulmuş plazma uygulaması da, homolog pasif edinsel bağışıklık sağlamak amacıyla immun yetersizliği olan hastalarda kullanılan bir yöntemdir.