Çocuklarda Candida İnfeksiyonları

Candida cinsleri dimorfiktir, kültür orta­mında klamidospor oluşumu, dokuda ise miçelyumlarla maya fazlı bir üreme gösterir.

Mukozalarda Candida’nm sıklığı diyet, sos­yal düzey ve iklime göre farklılık gösterir. Vaginada normal kadınlarda % 10-20, gebelerde ise % 40 oranında kolonizasyona rastlanır.

Etioloji

Çocuklarda pişik, bronkopulmoner infeksi-yon ve dissemine hastalığa en sık neden olan Candida türü Candida albicans’dır. Diğer tür­ler C. tropicalis, C. pseudotropicalis ve C. parasilosis’dir. Konağın immünolojik durumu hastalık bakımından en önemli faktörü oluştu­rur.

Yenidoğanda kolonizasyon, annenin kontamine doğum kanalından geçerken olmaktadır. Yüzeyel invazyon ve proliferasyon gastrointestinal traktusda meydana gelmektedir. Yenidoğanların % 50’sinde bu lokalize infeksiyon ağız mukozasında ülserasyonlu kifal elemanlar ve blastosporların çoğalması sonucu oluşan ülserasyonlar şeklinde görülür. Püberte ile vagina mukozasında oluşan pH ve epiteliyal glikojen miktarı değişiklikleri candidanm çoğalması için uygun bir ortam hazırlar ve candida vulvovagi-niti oluşabilir. Diyabetik çocuklarda ve ender olarak diyabetik olmayan çocuklarda püberte öncesi yaşlarda da candida infeksiyonu vagina-da yerleşebilir.

Mukoza ve deride kronik candidiasis hemen immünolojik defekt ile ilişkilidir. Hücresel bağı­şıklıktaki bozukluk candida antijenine karşı yanıtın bozulmasına neden olur ve «kronik mukokütane candidiasis» görülebilir.

Patogenez

Candidanm üremesi için epidermis ve der­mişte uygun lokal çevre koşullarının olması ge­rekir. Örneğin derinin idrarla sürekli ıslak kal­ması ve pişikler candida infeksiyonu için uygun bir ortam sağlar. Koltuk altları, boyundaki deri kıvrımları gibi vücut bölgelerinde de benzer lo­kal koşullar oluşabilir.

Akciğerlerde candida kolonizasyonu, predispozisyona bağlıdır. Daha önce var olan bir akciğer hastalığı candidanm buraya yerleşmesi­ni kolaylaştırır. Ağır immun yetersizlik durum­larında parenkimal yayılma sıktır.

Akciğer dokusunun histolojik incelemesinde polimorfonükleer infiltrasyon ile mikro apse for­masyonu saptanır. Bu mikro apselerin yayılma­sı septisemiye yol açabilir. Böbrekler, kemikler, akciğerler ve meninksler hastalığa tutulabilir.

Girişimlerde kullanılan cihazlara bağlı ola­rak da candida sepsisi gelişebilir. Damar içi per-füzyon için kullanılan kateter bu infeksiyondan sorumlu olabilir.

Klinik bulgular

Pamukçuk (oral candidiasis) .• Yenidoğan-İarda hayatın ilk 3-4 gününde başlar. Gri-beyaz bir yalancı zar ağız mukozasında bölgesel veya yaygın şekilde görülür. Dildeki lezyon kazınır­sa altından sızıntılı yüzeyel bir ülser belirir. Be­bek genellikle semptomsuzdur.

Vulvovaginit: Vulvovaginal infeksiyon pü-bertede, diyabetik çocuklarda ve gebe kadınlar­da sıktır. Bu infeksiyon genellikle asemptoma-tiktir. Bazen genital ve perineal bölgede yanma hissi ve kaşıntı olur. Koyu beyaz bir akıntı da görülebilir. Muayenede serviks ve vulvada so­yulmalar gözlenir.

Deri infeksiyonu: Çoğu kez nemli ve inter-trigolu deri bölgelerinde görülür. Döküntü pa-püler, veziküler ve soyulmalar gösteren yaygın eritemle birliktedir. Primer lezyon çevresinde steril gruplaşmış veziküller görülür.

Kronik mükokütane candidiasis.- Bu şekil genellikle yaygın, intertigo tipi lezyonlarla ka-rakterizedir. Bu lezyonlar tırnak ve bunu çevre­leyen deride en ağır şekilde, mukozalarda daha hafiftir. Özellikle gastrointestinal traktusda ağır kolonizasyon söz konusudur. Bu vakalarda hüc­resel bağışıklık testleri yapılmalıdır.

Pnömoni: Pulmoner Candida infeksiyonu taşipne, ateş, siyanoz ve kanlı, yapışkan, koyu bir balgamla karakterizedir. Dinleme ile solu­num sesleri azalmıştır ve railer alınır.

Septisemi: Ateş, genel durum bozukluğu ve idrarda Candida ile kendisini gösterir. Özel­likle lenforetiküler bozukluk ve immun yetersiz­lik sendromlarmda, postoperatif dönemde ve uzun antibiyotik tedavisi gören çocuklarda gö­rülür. Lökopeni vardır. Mikro apseler oluşur ise bunların yerleştiği organlarla ilgili belirtiler de ortaya çıkar. Komplikasyon olarak yaygın intravasküler koagülopati gelişebilir.

Tanı

Genellikle inspeksiyonla konur. Pamukçuk lezyonları, aftöz stomatitten; deri kıvrımlarm-daki lezyonlar ve satellit diğer lezyonlar, pişik­lerden ayırt- edilmelidir. Histoloji ve kültür tanı­da yardımcıdır.

înfeksiyonun daha ağır şekillerinde kan, id­rar, serebrospinal sıvı kültürleri ve biyopsi tanı­da yardımcıdır. Dokuların histolojik inceleme­sinde gram boyası ile candidaya özgü psödoseptal klamidospor oluşumu görülür. Tanı için kan­da ve tükürükte candida antikor düzeyleri ile hücresel bağışıklık testlerinin uygulanması ya­rarlıdır.

Tedavi

Oral Candidiasis tedavisinde 100.000 Ünite/ mi lik oral Nystatin (Mycostatin) 1 mi olarak günde dört kez ağıza uygulanır. Ayrıca % i lik gentian moru atuşmanları yapılır.

Ciddi gastrointestinal infeksiyonda örneğin ülserasyonlu esofajitte Nystatin 100.000 Ünite saatte bir verilir ve bu tedaviye bir hafta devam edilir. Klinik bulgulara göre tedavi uzatılabilir. Deri ve vulvovaginal moniliasis’de nistatin lo­kal uygulanır. Pişikle beraber giden şekillerde hem oral, hem de topikal tedavi yapılır.

Pnömoni ve yaygın candida infeksiyonlarında seçilecek ilaç Amphotericin B dir. Amphote­ricin B tedavi şeması tablo 10.9.1 de gösterilmiş­tir. İnfeksiyona neden olabilecek kateter, vb. uygulaması varsa çıkartılması gerekir.

Mükokütane formada son yıllarda ketoco-nazole ile iyi sonuçlar alınmaktadır. Ketoconazole oral yolla 5-10 mg/kg/gün dozda uygula­nır. Ayrıca lökosit transfüzyonları, kemik iliği transplantasyonu, timüs grefi ve transfer,faktör tedavisi uygulanmaktadır.