20 30 yıl önce fetusun dış ortamda yaşayabileceği en erken yaş. 28 haftalık olarak kabul edilirdi (viabilite sınırı). Ancak günümüzde çağdaş özel bakım ünitelerinde 26. Gestasyon haftasında, hatta 24. Haftasında olan bebekler yaşatabilmektedir.
Embriyonal ve fetal dönemde dış etmenlerden kolayca etkilenme sözkonusudur. Bu etmenler intrauterin infeksiyonlar, ışınlanma, travma, annenin geçirdiği hastalıklar, annenin beslenme durumu, aldığı ilaçlar, izoimmünizasyon, göbek kordonu ve plasenta bozuklukları nedeniyle ok sijenlenmenin yetersizliği olarak sayılabilir.
Embriyo, yaklaşık olarak 4. Haftada başlayan kalp atışları dışında 7 hafta süresince hareketsizdir. Embriyonal yaşamın ilk haftası germinal olup yalnızca aktif hücre bölünmesinden ibarettir. İkinci haftada dokular endoderm ve ektoderm olmak üzere iki tabaka şeklinde farklı laşırlar, üçüncü haftada ise buna mezoderm eklenir. Dördüncü haftada vücut segmentleri oluşur. 4 8. Haftalar arasında hızlı bir farklılaşma süreci ile organ taslakları gelişir. 8 haftalıkta fetusun ağırlığı yaklaşık 1 g, boyu 2.5 cm dir. 12. Haftada ağırlık 14 g, boy 7.5 cm kadardır. Gebeliğin 8. Haftasından sonra fetusun cinsiyeti belirlenebilir. .
Gebeliğin ikinci trimesteri yaklaşık 28. Haftada sonuçlanır. 2. Trimester sonunda fetus ortalama 1200 g ağırlığında ve 37.5 cm boyundadır. Üçüncü trimester boyunca fetusun derialtı dokusu ve kas kitlesi hızla artar.
Fetusun dolaşım sisteminin son şekli gebeliğin 8. Ve 12. Haftaları arasında oluşur. Doğumda veya kısa bir süre sonra ductus venosus,
Ductus arteriosus, foramen ovale, umbilikal arterler ve umbilikal ven kapanır. Doğumu izleyen ilk dakikalar içinde, solunumun başlaması ve akciğer havalanmasıyla kalbin sağ tarafında sola göre daha düşük bir basıncın oluşumu ile foramen ovale fonksiyonel olarak kapanır. Foramen ovale’den geçici olarak ters akım olabilir. Bu durum hayatın ilk günlerinde hafif bir siyanoza neden olabilir. Ductus arteriosus’un kapanması ise doğumu izleyen 5 7 gün içinde olur. Ancak bu kapanma pretermlerde 20. Güne kadar gecikebilir.
Fetusun solunum hareketleri düzensiz olmakla birlikte gebeliğin 18. Haftasında başlar. Bu hareketler akciğerlere giren ve çıkan amnios sıvısının gelgit şeklindeki akımı sonucudur. Fetusun solunum hareketleri anoksi ile artar. Doğumda fetal akciğer sıvısı ağız yoluyla atılır, akciğer lenf damarları yoluyla da emilir. Yeni doğan, doğumu izleyen ilk saniyeler içinde dış ortama solunum uyumunu yapar ve akciğer solunumu başlar. Doğumdan sonra hemen akciğer solunumunun başlamaması durumunda asfiksi tablosu gelişir.
Antenatal yaşamda kan yapımı mezodermal, bepatik ve medüller olmak üzere üç evre gösterir. Konsepsiyonun 2 3. Haftasında embriyonun mezodermal hücrelerinde kan yapımı başlar. Kan hücreleri yapımı 2. Aydan sonra karaciğerde, 6. Aydan sonra kemik iliğinde olur. 6. Aydan sonra aktif kan formasyonu yerleri kaburga, sternum, vertebra, pelvis, krankım, klavikula ve skapula kemiklerinin kırmızı ilik bölümüdür.
, doğumda miadında çocuklarda hemoglobin düzeyi 17 19 g/dl dır. İlk 5 günde 25.000 30.000/ mm3 e kadar varan lökositoz olabilir. 5 16 ncı günlerden sonra yaklaşık 5 yaş civarına kadar süren lenfosit üstünlüğü oluşur. Yenidoğanda ıı., v., vıl, x. Faktör ile k vitamini eksikliği, geçici trombositopeni ve tromboplastin aktivitesindeki bozukluğa bağlı olarak kanamaya eğilim gözlenir.
Kemik iliğinde miyeloid ve eritroid seri hücrelerinin oranı da doğumdan sonraki günlerde ayrıcalık gösterir. Doğumda 1.2.1 olan miyeloideritroid seri oranı 7. Günde 2.1:1, 6 ay 2 yaş arasında 2:1 dir. 6 yaşta 2.7:1 e yükselir. Erişkinlerde ise bu oran 3.5:1 dir.
Embriyonal, fetal ve neonatal dönemde niceliği ve oranları değişen, yapısı farklı 5 hemoglobin tipi mevcuttur. Embriyonal dönemde go wer ı, govver ıı ve portland hemoglobini olarak bilinen hemoglobin tipleri yapılır. Gestasyonun 3 ayından başlayarak fetal hemoglobin vücutta ana hemoglobin tipini oluşturur. Fetal dönemin son aylarında erişkin hemoglobini chba) yapımı da başlar.
Yutma hareketleri gestasyonun 16 17 nci haftalarında başlar ve hızla olgunlaşır. 22. Haftada dudaklar uyarı ile büzülebilmekte, 28 29. Haftalarda fetus beslenme amacı ile aktif olarak eme bilmektedir. Normal yenidoğanda emme, nefes alma ve yutma fonksiyonları gelişmiştir ve koor dine olarak yapılabilir.
Doğumda mide yeşilimsi sarı, opalesan ve ph sı 6 olan bir sıvı ile doludur. Bu sıvı endojen gastrik sekresyon, amnios sıvısı ve tükrükten oluşur. Mide suyu ph sı ilk saatte 5.7 dir. Gastrik asidite ilk 24 saatte hızla artar, bununla birlikte ancak 3 aylıkta erişkin alt düzeylerine erişir. Mide ph sının pepsin aktivitesi için optimal düzeyde olmaması küçük preterm bebeklerde proteinlerin sindirimini güçleştirebilir. Midede intrensek faktör 10 11 günlükte saptanabilir, 3 aylıkta erişkin değerlerine erişir.
Fetusun gastrointestinal traktusunda hava yoktur. Doğumdan hemen sonra hava bebeğin midesine girer ve 2 12 saat içinde ince barsak ları, 24 saat içinde de kaim barsakları doldurur. Gastrointestinal traktusta mekanik obstrüksiyon
Varlığında röntgen filminde mide veya barsak larda hava imajı görülmez.
Gebeliğin 12. Haftasında safra, bundan kısa bir süre sonra sindirim enzimleri salgılanmaya başlar. Normal miadında bir yenidoğanda barsak fonksiyonları tam olgunluğa erişmemiştir. Örneğin glükoz absorpsiyon kapasitesi ancak sütçocuklugu döneminden sonra belirgin bir artış gösterir. Yağların sindirimi ve emilimi de erişkin düzeyinde değildir. Fakat lipidlerin büyük bir çoğunluğu trigliserid şeklindedir ve bu da azalmış lipolizi göstermektedir. Pankreastan lipaz sekresyonu ilk ayda düşüktür. Amilaz aktivitesi de ilk aydan sonra birkaç yüz misli artmaktadır. Azalmış lipolitik, aktivite ile birlikte yenidoğanda safra asit sentezi de erişkin değerinin yarısı kadardır. Böylece lipolitik defekt daha da artmakta ve lipoliz ürünlerinin emilimi de güçleşmektedir.
Normal koşullarda bu sindirim veya emilim yetersizlikleri neonatal büyüme ve gelişmeyi etkilemez. Bu defektler preterm çocuklarda, stres veya hastalık sırasında daha belirgin olur.
Miadında doğan bebeklerde kaim barsakta ganglion hücreleri gelişmiştir ve normal bir dağılım gösterir.
Mekonyum 16 haftalıkta mevcuttur. Mekon yum deskuame barsak hücreleri, barsak salgıları, lanugo tüyleri ve amnios sıvısında yutulan vassı hücreleri içerir. Koyu yeşil renkte ve yapışkan kıvamdadır.
Fetal gelişimin erken döneminde su, vücut bileşiminin önemli bir bölümünü oluşturur. În trauterin yaşamın ilk 3 ayında vücut ağırlığının % 4 ü sudur. Gestasyon yaşı ilerledikçe ekstra sellüler sıvının azalması sonucu total vücut suyu yavaş yavaş azalır. Vücutta su oranı 28. Gestasyon haftasında % 85, 32. Haftada % 80, miadında bebekte %70 oranındadır.
54. Gestasyon haftasında nefrogenez tamamlanmıştır. Doğumu izleyen ilk 1 2 günde glome rül filtrasyon hızı (gfh) erişkinin % 25 i kadardır (15 25 ml/dak/1.73 m2). Miadmda yenidoğanda 1. Haftada gfh hızla artarak 35 50 ml/dak/ 1.73 m2 ye erişir.
Yenidoğanlarm % 95 i ilk 24 saatte idrar yapar. Yenidoğanda idrar miktarı hidrasyon durumuna göre değişkenlik gösterir. İlk haftada 25 75 ml/kg/gün arası miktarlardadır.
Yenidoğan böbreğinin konsantrasyon yeteneği düşük düzeyde ve adh ye böbrek yanıtı yetersizdir. Normal koşullarda idrar osmolaritesi 150 300 mosm/1 ve dansitesi 1005 1012 dir. Mak simal konsantrasyon 600 800 mosm/1 dir. Konsantrasyon yeteneği 2 yaş civarında erişkin değerlerine ulaşır. Yenidoğanda dilüsyon yeteneği tamdır. İdrar osmolalitesi 30 50 mosm/1 ye kadar düşürülebilir.
Fetal yaşamın ikinci yarısında görme, işitme, koku, tat alma gibi duyu organlarının geliş n meleri işlev yapacak düzeye erişirler. Solunum ve emme hareketleri de fetal dönemde başlar.