Laktasyonun 3 4 cü aylarında süt salgısı doruk miktarlara (750 800 ml/gün) ulaşır. Bu ha
Cim, 4. Ayın sonuna kadar bebeğin gereksinimini rahatça karşılar. Annenin daha fazla süt üretebildiği ya da bebeğin enerji gereksiniminin nis beten az olduğu durumlarda doğal beslenme 6. Ayın sonuna kadar uzatılabilir. Bebeğin günlük veya haftalık tartı alma hızı, anne sütünün miktarca yeterliliğinin en iyi göstergesidir.
Anne sütünün bileşimi laktasyonun değişik dönemlerinde, öğün süresinde, günün değişik saatlerinde farklılıklar gösterir. Ayrıca erken doğum yapan kadınların sütleri de miadında doğuranlara kıyasla farklı bileşimdedir. Bu değişkenlik genelde çocuğun gereksinimleri doğrultusundadır. Örneğin öğün sonunda anne sütünün yağ içeriği, öğünün başlangıcına kıyasla daha fazladır. Öğün sonundaki bu bileşim değişikliği çocukta doygunluk hissi yaratarak memeyi bırakmasına neden olur. Bu durum, aşırı şişmanlığı önleyici bir doğa önlemi olarak açıklanır. Keza doğumdan sonraki ilk günlerde salgılanan «ağız sütü» veya kolostrum adı verilen sıvı, olgun süte kıyasla enerjiden daha fakir olmasına karşın bağışıklık maddelerinden daha zengindir. Bu özelliği ile anne sütü, infeksiyonlara çok duyarlı olan yenidoğan bebeğin hastalıktan korunmasına yardımcı olur.
Değişik hayvan sütlerinin protein içeriğinin farklı oluşu, yavruların büyüme farklılıklarına bağlanmaktadır. İnsan yavrusunda postnatal büyüme hızı hayvanlara kıyasla çok yavaştır. Ka* dm sütünün protein konsantrasyonu total nitrojen olarak ölçüldüğünde 1.2 g/dl dir. Bunun yaklaşık % 25’i nonprotein nitrojenden oluşur. Bu fraksiyonun vücutta kullanılabilirliği henüz iyi bilinmemektedir. Kullanılabilir besin olarak bilinen protein miktarı 0.9 g/dl dir. Barsaktan emilmeyen fraksiyonlar da dikkate alındığında, anne sütünden bebeğin vücuduna geçen protein miktarı 0.7 g/dl olarak hesaplanmaktadır. İnek sütünün protein içeriği ise 3.5 g/dl dir. Tablo 7.6.3 de anne sütü ve inek sütünün protein içeriği verilmiştir.
Sütlerde bulunan iki ana protein «whey» olarak adlandırılan ve 6 alt gruptan (alfa laktalbumin, beta laktalbumin, laktoferrin, serum al bumin, lizozim ve immunoglobulinler) oluşan proteinler ile kazeindir. Kazein de alfa, beta ve gamma kazein olmak üzere bileşimi farklı 3 alt gruptan oluşur. Kadın sütünde total proteinin % 70 80 i whey proteinlerinden oluşur. İnek sütünde ise kazein hakim proteindir, whey proteinleri yalnızca % 20 30 oranlarındadır.
kadın sütünde beta laktoglobulin bulunmaz. Alfa laktalbumin kadın sütünün başlıca whey proteinidir. Ayrıca kadın sütü laktoferrin ve ıga dan zengindir. Bir miktar da lizozim içerir. İnek sütü ise alfa laktalbuminin ya nısıra insan yavrusu için ântijenik olabilen beta laktoglobulin içerir. Buna karşın inek sütünde lizozim hiç yoktur, laktoferrin ise çok az miktardadır. Whey proteinler, insan yavrusu için besinsel değeri yüksek proteinlerdir. Bol miktarda esansiyel aminoasit içerirler. Bu proteinlerden zengin sütlerle beslenen bebeklerde nitrojen re tansiyonunun yüksek olduğu gösterilmiştir.
Kazein mide ph sında kaba parçacıklar halinde pıhtılaşır. Kadın sütündeki kazein inek şü tündekine kıyasla daha küçük pıhtılar oluşturur ve sindirimi daha kolaydır. Kadın sütünün sistin içeriği inek sütünden iki kez fazla, metionin/sis tin oranı çok düşüktür. Organizmada metioninin sistin’e dönüşmesini sağlayan sistationaz enziminin sentezi yenidoğan döneminde yeterli değildir. Bu nedenle sistin’in yenidoğan bebek için esansiyel bir aminoasit olduğu kabul edilir. Kadın sütünün yüksek sistin içeriği bu esansiyel aminoaside olan gereksinimi karşılar. İnek sütünde 2.72 olan metionin/sistin oranı, kadm sütünde 0.69 dur. Kadın sütünün tirozin ve fenilala ninden fakir oluşu da henüz bu aminoasitleri metabolize edebilme yeteneği kısıtlı olan yeni
344
Doğan organizmasında bu aminoasitlerin birikimini önlemek açısından yararlıdır (tablo 7.6.4).
Kadın sütünde nonprotein nitrojen, total protein içeriğinin % 35 ini oluşturur, inek sütüne kıyasla bu oran çok yüksektir. Nonproteinik azot, serbest aminoasitler, üre, kreatinin, kreatin, karnitin, ürik asit ve amonyaktan oluşur. Serbest aminoasitlerden taurin, kadın sütünde inek sütüne kıyasla çok yüksek miktarlarda bulunur. Taurin, kadın sütünde bulunan ve «growth mo dulators» olarak bilinen büyümeyi düzenleyici faktörlerden birisidir. Büyümeyi düzenleyici faktörler, hücrelerin proliferasyonu ve diferansiyas yonu üzerine etkin ve bazı spesifik fonksiyonların kazanılmasına yardımcı oldukları düşünülen bazı maddelerdir. Metionin ve sistin metabolizmasının bir ürünü olan taurin’in safra asitlerinin konjügasyonundaki rolü uzun zamandan beri bilinmektedir. Son yıllarda taurin’in hücre membranlarının stabilitesini sağlamada, ayrıca retinanın gelişmesinde önemli rol oynadığını gösteren çalışmalar bildirilmiştir.
Kadın sütünün yağ içeriği, bir kadından diğerine büyük farklılıklar gösterir. Yağ içeriğindeki farklılıklar, sütün enerji içeriğinin de farklı oluşunu açıklar. Kadın sütünün ortalama enerji değeri 69 kcal/100 mi olarak kabul edilmekle birlikte bu değer 60 80 kcal/100 mi arasında oynayabilir. Emzirme sırasında yağ konsantras
Kadın sütünün laktoz içeriği de inek sütüne kıyasla yüksektir. Laktoz barsaktan kalsiyum emilimini kolaylaştırır ve barsakta lak tobasil (bifidobakteri) florasının gelişmesini sağlar.’ bu floranın içerdiği «bifidus faktörü» etkisiyle çocuğu gastroenteritten korumada yararlı olduğu bazılarınca ileri sürülmekte ve bifidus faktörü «büyümeyi düzenleyici faktörler» grubuna sokulmaktadır.
Rinde bu değer 92 105 mosm/1 arasında değişir. İnek sütüne özgü yüksek fosfat/kalsiyum oranı, yenidoğanda geç hipokalsemi nedenidir. Laktas yonun ilk günlerinde kadın sütünün sodyum içeriği olgun süte kıyasla çok daha yüksektir.
Eser elementler yönünden de kadın sütü inek sütünden bazı farklılıklar gösterir. Daha az demir ve magnezyum içerir, buna karşın bakır konsantrasyonu daha yüksektir. Ko. Lostrumun bakır, demir ve çinko konsantrasyonu olgun sütten fazladır. Anne sütünde bulunan demirin ve çinkonun çocuk tarafından kullanılabilirliğinin (bioavailability) çok yüksek olduğu ve bu maddelerin az miktarlarda bulunmalarına karşın ilk aylarda çocuğun gereksinimini karşılamaya yeterli oldukları gösterilmiştir. Anne sütündeki demirin % 70 80 gibi çok yüksek bir oranı barsaktan emilebilmektedir. Formül sütlerinde bulunan demir için bu oran % 3 4 dolayındadır.