—İhtimali aspirasyon, bronşial tıkanma veya pnömoniyi takip eden yaklaşık iki hafta içinde gelişen pulmoner semptomlar
—Septik ateş ve terleme
—Ani ve periyodik olarak büyük miktarlarda pürülan çok kötü kokulu balgam çıkarılması,
—Hemoptizi görülebilir
—Radyografide santral radyolüsen görüntü ve sıvı seviyesi
Genel Değerlendirme
Akciğer apsesi bir çok sebeble meydana gelebilirse de en sık olanı pnömoniyi takip eden aspirasyon iledir (%50). Herhangi bir sebebe bağlı olarak gelişen bronş obstruksiyonu tıkanan kısmın distalinde enfeksiyon gelişmesine ve apse oluşmasına yol açabilir. Nekrotizan pnömonilerin yaklaşık %20’si apse ile sonuçlanır. Ayrıca kist ve bül gibi parankimal lezyonlann sekonder olarak enfekte olması suretiyle de apse gelişebilir. Subdiafragmatik mesafede veya karaciğerde var olan enfeksiyonun yayılması ile, postembolik fenomen veya posttravmatik apselerde akciğer apsesine yol açabilir.
Akciğer apsesinin sebebi sıklıkla kendi lokalizasyonunu da belirler. Aspirasyona bağlı olarak gelişen apselerde aspirasyon anındaki hastanın pozisyonu oldukça önemlidir. Eğer hasta yatar vaziyette ise aspire edilen maddenin sağ üst lobun posterior segmentine veya sağ alt lobun superior segmentine girme eğilimi vardır. Karsinomatöz apseler üst lobların anterior segmentelirîn fazlaca tutar. Embolik apseler ise sıklıkla ufak ve çok sayıda olup alt loblarda yerleşme eğilimindedirler. Tabandaki apseler ise daha çok pnömonileri takiben ortaya çıkar.
Apse gelişimi için belli başlı hazırlayıcı faktörler tanımlanmıştır. Bunlar; alkolism hikayesi, kanserlere bağlı direnç kaybı, ve kronik hastalıklardır. Aspirasyon anestezi ve cerrahi girişimleri takiben görülebileceği gibi hiatal herni, ösefagus kanserleri, akalazya veya trakeoösefagial fistül gibi bazı hazırlayıcı faktörler ile de beraber olabilir. Ayrıca diabet, eski akciğer hastalığı, diş çürükleri ve epilepsi gibi durumların hepsi de sıklıkla apse oluşmasını hazırlayıcı faktörlerdendir. Septik bakteriyel endokarditli yada intravenöz maddeler kullanan ilaç bağımlıları hastalarda görülen akciğer enfarktüsleride enfekte olabilir. Embolileri takip eden akciğer apselerinde genellikle apsenin plevral yüze yakınlığına dikkat edilmelidir. Bu vakalar bronkoplevral fistül ve amfizem ile sonuçlanabilir.
Klinik Bulgular
A.Semptom ve Bulgular: Akciğer apsesinin oluşmasın hazırlayan faktörler genellikle klinik görüntününde oluşmasına katkıda bulunurlar. Bir apsenin oluşumu esnasında oluşan klinik bulgular şiddetli akut bronkopnömonideki bulgulardan ayırt edilemez. Hastalar genellikle ateş, titreme, plöretik göğüs ağrısı, ve dermansızlıktan şikayet ederler. Başlangıçta balgam az olabilir ancak bozuk yada pis kokulu olması teşhisi kuvvetlice düşündürmelidir. Prodüktif öksürük başlamadan önce bazen hemoptizi görülebilir. Fizik bulgular pnömonide olanlardan farklı değildir.
C. Radyolojik Bulgular: Göğüs grafisinde başlangıçta sadece kollaps ve konsalidasyon görülür. Grafide solid veya dens bir infltrasyon olması kanser yada tüberkülozu düşündürebilir. Eğer bronşial ilişki mevcutsa hava-sıvı seviyesi görülecektir .
Enfeksiyonun ekstrabronşiyal yerleşmesiyle apseler, bronşiyektazilerden farklılık gösterirler. Akciğerde apseye neden olan en yaygın durumlar tüberküloz, mantar enfeksiyon lan ve kanserlerdir. Akciğer apselerinin %10-20’sini kanserlerin oluşturması nedeniyle bu durum daima dikkate alınmalıdır. Bronkoskopi, balgam sitolojisi ve yakın takip şarttır. Ayrıca apsenin radyolojik görüntüsü akciğer kistlerini veya bleblerini de andırabilir.
Komplikasyonlar
Akciğer apselerinde lokal yayılım, ilave parankim yada tüm bir lobun kaybı masif olabilen apse içine kanama, bronkoplevral fistül, amfizem, tansiyon pnömotoraks ve periardit gibi komplikasyonlar görülebilir. Metas-tatik apseler başta beyin olmak üzere değişik organlarda ortaya çıkabilir. Şifanın gecikmesi en yaygın komplikasyondur ve rezeksiyonu gerektirir. Akciğer apsesinin geç komplikasyonları ise residuel bronşektazi, kronik apseler, kronik bronkoplevral fistül ve tekrarlayan pnömonilerdir.
Tedavi
A.Genel Ölçüler: Akciğer apsesi olan bir hastanın tedavisi derin sepsisli bir hasta için gerekli olan acil hayata döndürücü işlemler bütünüdür. Tedavi hidrasyonun düzeltilmesi ve ateşin kontrolünüde içerir. Bulgam acilen aerobik ve anaerobik organizmalar yönünden kültüre gönderilmelidir. Balgam veya trakea sıvısının boyalı smearlerinde görülen organizmalara göre uygun antibiyotik tedavisinede başlanabilir. Bronkoskopi drenajın sağlanması gayesi ile belirli aralarla tekrarlanabilir.
B.Cerrahi Tedavi: Uygunsuz bronşial drenajın sebebiyle dirençli sepsisi olan cerrahi riskleri fazla hastalarda bazen eksternal kapalı drenaj düşünülebilir.
Altta yatan sebeb kanser olmadığı müddetçe hastaların ancak %5’inden de az bir kısmına cerrahi tedavi gerekir. Tıbbi tedavi ile ilerleme sağlanana kadar cerrahi gereksizdir. Tüberküloz ve akciğer apsesi gibi nedenlere sekonder olarak gelişen Rasmussen anevrizmalı hastalarda olduğu gibi aşırı hemoptizisi olanlarda nadiren acil lobektomi gerekebilir.
Prognoz
Vakaların yaklaşık % 95’inde tıbbi tedavi başarılıdır. Antibiyotiklere uygunsuz cevap nedeniyle cerrahi gerektiren hastalarda ölüm oranı ise %10-15’dir.