Serolojik Testler

Nontreponemal reaginik antikorlar T.pallidum ile konak hücreleri etkileşimi sonucu meydana gelen lipoidal antijenler ve mikroorganizmin kendi lipoidal antijenlerine karşı gelişmiş IgG ve IgM grubu antikorlardır. Testler ilk kullanılmaya başladığında sığır kalbinden izole edilmiş kardiolipin antijenler kullanılmaktaydı. Bu antijenlerle testler pek çok başka hastalıkta da pozitif sonuçlar verir. Güvenirliliği düşüktür. Bugün kullanılmakta olan kardiolipin kolesterol  lesitin antijen ise daha iyi pürifiye edilmiştir. Yalancı pozitiflik oram düşüktür.

Nonspesifik antikor testlerinden en sık kullanılanları VDRL (Veneral Disease Research Laboratoryî flokülasyon testi, Kolmer kompleman fiksasyon testi ve RPR (Rapid Plasma Reagin) aglütinasyon testleridir. RPR otomatize edilip seri tarama testi olarak kullanılabilir. VDRL flokülasyon testi ise kantitatif olarak çalışılıp serum reaginik antikor titresini ölçmek amacıyla kullanılabilir. Yalancı pozitif sonuçlar genellikle 1:8 titrenin altındadır.

Primer sifilizin seyri sırasında antikor titresinde 4 kat ya da daha fazla artış meydana gelir. Sekonder sifiliz seyri sırasında titre genellikle 1:32 nin üzerindedir. Antikor düzeyi tedavi başarısı ile yakın ilişki gösterir. Tedavi başarılı ise antikor düzeylerinde sürekli bir düşme meydana gelir. Reinfeksiyonlarda titre yeniden yükselir.

Lipid antijen testleri şankr görüldükten 1-3 hafta sonra pozitiflesin Sekonder sifiliz döneminde hastaların % 30’u pozitif hale gelmiştir.

Nonspesifîk serolojik testler esas olarak tarama testi olarak ve yukarıda söz edildiği şekilde VDRL testi hastalığın takibi amacıyla kullanılır. Testlerin dezavantajı bazı durumlarda false pozitif sonuç vermeleridir. False pozitiflik teknik yada biolojik false pozitiflik şeklinde olabilir. Teknik olan testlerin yapılması sırasında meydana gelen hatalardan kaynaklanır. Biyolojik false pozitiflik başka bazı hastalıklarda da testin pozitif çıkmasıdır. Akut ya da kronik olabilir. Akut false pozitiflik testin 6 aydan daha az süre ile pozitif olmasıdır.

Mycoplasma pnömonisi, sıtma ve bazı diğer bakteriyel hastalıklar, infeksiyöz mononükleozis gibi viral infeksiyonlardan ve çiçek aşısından sonra olabilir. Kronik false pozitiflik, testin 6 aydan daha uzun süre pozitif olmasıdır. Lepra, sıtma, otoimmün hastalıkların bazılarında olabilir, SLE vakalarının % 2O’si, eroin alışkanlığı olan kişilerin % 25’inde bu testler kronik olarak false pozitif sonuçlar verir. Standart antitreponemal antikor testi FTA-ABS (Fluorescent Treponemal Antibody Absorbtion) immunofloresan testidir. Bu testte hasta serumu önce saprofitik oral ve genital treponamalara ait grup spesifik antikorları için nonpatojen treponemal antijen ile karşılaştırılır. Daha sonra absorbe edilmiş serum kurutulmuş T. pallidum ihtiva eden slaytlara damlatılır. Serumda spesifik antikor varsa bu antijenlere yapışır. Üzerine floresein ile işaretli anti-insan gamaglobulin ilave edilip, Öoresans mikroskopta incelenir. Treponema pallidum immobilizasyon testi, canlı treponema üzerine kompleman ve hasta serumu konup Treponema pallidum hareketleri incelenerek yapılır. Serumda spesifik antikor varsa mikroorganizma hareketleri inhibe olur. Pratik bir test değildir. Son yıllarda pek kullanılmamaktadır.