Postoperatif hemoperiton genellikle teknik bir hemostaz problemi ise de, bazen koagülasyon defektleri de rol oynar. Bu vakalarda, generalize kanama eğilimi nedeniyle keşide, venipuncture de kanamalar görülebilir. Heparinizasyon, dilisyonel trombositopeni ve yanlış transfüzyonlar nedeniyle cerrahi esnasında koagülopatiler de oluşabilir. Peritoneojuguler shunt (Le Veen Shunt) gibi bazı operasyonlar, bazan dissemine intravasküler koagülasyon ve kanamaya sebep olabilir.
Hemoperiton genellikle ameliyattan sonraki 24 saat içinde belirginleşir. Hipovolemi semptomları, taşikardi, hipotansiyon, oligüri ve periferik vazokonstriksiyonla manifeste olur. Eğer kanama devam ederse karın çevresi genişler. Hematokrîtte değişiklik genellikle 4-6 saatten önce görülmez ve hızla kan kaybeden hastalarda teşhis değeri sınırlıdır.
Bulgular öylesine hafif olabilir ki teşhis gözden kaçabilir. Ancak, şüphecilik, riskteki hastayı sık sık muayene ve postoperatif hipotansiyonlu hastalarda sistematik araştırma problemin erken teşhisini sağlar. Evvelden mevcut hastalıklar ve cerrahiden önce alınan ucalarda, ameliyatta verilen ilaçlar gibi hipotansiyona sebep olabilir. Erken postoperatif dolaşım şokunun ayırıcı teşhisinde akciğer embolisi, disritmiler, pnömotorax, myokard enfarktüsü ve ciddi allerjik reaksiyonlar dikkate alınmalıdır. Diğer hastalıklar elimine edildiğinde, derhal vasküler yatak doldurulmalıdır. Eğer hipotansiyon veya hipovoleminin diğer semptomları ısrar ederse, derhal reoperasyona başvurulmalıdır. Ameliyatta, kanama durdurulmalı, pıhtı boşaltılmalı ve periton boşluğu fizyolojik serumla yıkanmalıdır.