Tekrarlayan furonkülozisi olan vakalar diyabet veya immün sistem bozuklukları yönünden araştırılmalıdır. Hexachlorophene veya diğer dezenfektanları içeren sabunlarla yıkanma önerilir. Ayrıca bakteri birikmesini önlemek amacı ile hasta servislerini ve ilgili personelin çamaşırlarını etkin bir şekilde dezenfekte etmek gereklidir. Furonkülozisle birlikte akne (Acne) varsa ağızdan 250 mg tetrasiklin, günde bir veya iki kere, verilmişe çok yarar sağlar.
Yüzeysel bir insizyondan sonra yapılan drenaj sonucu abse iyileşmezse, cerrah “Yaka düğmesi” tarzında bir abseden şüphe etmelidir. Bu tür abselerde epidermisin altında küçük infekte bir odak mevcut olup, bu odak küçük bir ağızla deri altı dokusu içindeki daha büyük bir abse ile bağlantı gösterir. Bu lezyonun enine kesiti yaka düğmesine benzediği için bu ad verilmiştir. Sadece üstteki infekte odağın kaldırılması tam tedaviyi sağlamaz.
Hidradenit mevcut absenin drenajını takiben iyi bir hijyen ile tedavi edilir. Bu gibi hastalar ter önleyici (Antiperapirants) ve deodorantlar kullanmamalıdır. Bazen hafif dezenfektanların lokal olarak kullanılması fayda sağlar. Drenajdan sonra süratli bir iyileşme olmazsa mantar infeksiyonu yönünden araştırılmalıdır. Eğer bu yöntemler başarılı olmazsa, infekte apokrin bezlerin üzerini kaplayan deri eksize edilmelidir. Açık kalan bölge bir deri grefti ile kapatılır.
Karbonküller dış görünümlerinden farklı olarak daha yaygın lezyonlardır. Sadece insizyon hemen daima yetersizdir, elektrokoter ile eksizyon yapmak gerekir. Bu eksizyona bir çok sinüs yolu çıkarılana kadar devam edilir ve neticede bazen çok geniş bir yara ortaya çıkar. Ancak, iyi bir sonuç elde edebilmek ayrıca infeksiyonun yayılmasını önleyebilmek için bu yöntemi uygulamak gereklidir. Karbonküller çok defa boynun arka bölümü ve sırt gibi yara kontraksiyonunun çok fazla olduğu yörelerde görüldüğü için, burada tedavi sonucu ortaya çıkan geniş yaralar aşırı kontraksiyona uğrayarak minimal bir skar ile iyileşirler.