Önce idame sıvı gereksinimi hesaplanmalıdır. İkinci olarak varolan hacim ve kompozisyon eksiklikleri hesaplanmalıdır. Bu hastanın sıvı ve elektrolit durumunu ağırlık değişimi, serum elektrolit konsantrasyonu, kan pH ve PCO2 sine bakarak tayini ile yapılır:
(1) Varolan hacim eksikliğinin boyutu,
(2) anormal sodyum konsantrasyonunun patogenez ve tedavisi,
(3) potasyum gereksiniminin tayini ve
(4) birlikte bulunabilen asit-baz bozukluğunun tedavisi, şeklinde 4 boyut vardır. Sonuç olarak tedavide devam eden mecburi sıvı kayıplarının varlığı da göz önüne alınmalı ve günlük planda bu kayıplar da karşılanmalıdır.
Ateş ve artmış ortam ısısı hissedilemeyen kayıpları arttırır. Böylece ihtiyaç artar. Cerrahi strese normal cevap su ve elektrolit korunması şeklindedir. Bu sebeple postoperatif erken devrede idame miktarı az tutulmalıdır. İlaveten artmış metabolizma dolaşıma daha fazla potasyum geçmesine sebep olur, böylece bu iyon postoperatif ilk birkaç günde idame sıvılarına konmayabilir.Varolan eksikliklerin düzeltilmesi yukarda listesi verilen 4 faktöre dayanmalıdır.
Hacim eksikliği en iyi ağırlıktaki akut değişim veya klinik tahminlerden bulunabilir. Klinisyen vücut suyunun %5 inden fazla kayıpların anlaşılmayıp %15’inden fazla kayıpların ağır dolaşım bozukluğuna sebep olabileceğini göz önünde bulundurmalıdır. Net sodyumun net sıvı eksikliği ile ilişkisi 3 numaralı denklemde serum sodyum konsantrasyonuna göre verilmiştir. Serum sodyum konsantrasyonu normal ise kayıplar izotoniktir. Hiponatremi varsa sudan çok sodyum kaybedilmiştir. Her durumda ilk tedavi SF ile olmalıdır.
Potasyum eksikliği ve fazlalığı kan pH ının ışığında bulunmalıdır. Normal pH da hipokalemi var ise tüm vücut potasyum eksikliğinin boyutu tahmin edilebilir. Örneğin pH 7.40 olduğunda 2.5 mEq/L serum potasyum konsantrasyonu tüm vücut potasyumunda %20 eksiklik demektir. Normal erişkinin 45 mEq/kg potasyum kapasitesi vardır. Orta derecede kaybeden hastada 35 mEq/kg dir. Normal 70 kg lık bir erkekte total potasyum kapasitesi 45×70 yani 3150 meq, bunun %20 si yani 630 meq kayıptır. Bu miktar tedavide göz önüne alınmalıdır.
Sıvı ve elektrolit eksikliğinde parenteral tedavi verirken iki önemli kural vardır. İlk olarak birçok problemde hesaplanan eksikliğin yarısı 24 saatte yerine konmalı ve durum tekrar değerlendirilmelidir. İkinci olarak sıvı ve elektrolit bozukluğu geliştiği süre kadar zamanda yerine konmalıdır. Bu kurallara uyulur ise fazlaca yerine koyma önlenmiş olur, bunun yanında iyatrojenik elektrolit bozukluğu gelişmez.
Hacim ve kompozisyonu ile devam eden kayıplar günlük sıvı tedavi planında dahil edilmelidir.