Radyografide görülen solit nodüler lezyonlarda kanser insidansı %5-10 arasındadır. Bununla beraber nodulun çıkarılması için seçilen hastalarda kanser ihtimali oldukça yüksektir. Solit nodüler lezyonların esas nedenleri aşağıdaki gibidir:
%35 primer kanserler, %35 nonspesifik granulomlar, %20 tüberküloz granulomları, %5 karışık tümörler (hamartomlar) ve %5’de metastatik kanserler.
Küçük bir karışık sınıfda adenomlar, kistler ve diğer lezyonlardan meydana gelir. Solit nodüler lezyonlar erkeklerde kadınlara göre 3 ila 9 kat fazla görülmektedir. Kanserde erkeklerde hemen hemen 2 kat daha sık görülür.Lezyonların büyüklüklerinin özel bir önemi vardır. Çapı 1 cm’den büyük lezyonların malign olma ihtimali fazla olup, 4 cm’den büyük olanlar ise çok kuvvetli bir ihtimalle maligndirler . Çapı 1 cm’ den küçük lezyonların ise granulom olması muhtemeldir.
Klinik Bulgular
Bazı klinik , radyolojik ve labaratuar bulgular cerrahi müdahale kararını etkileyebilir.
A.Semptomlar: Öksürük, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve hemoptizi gibi semptomlar görülebilirse de solit akciğer nodüllerinde genellikle hiçbir semptom yoktur.
B.Hikaye: Endemik granulom bölgesinde yaşamak yada eski tüberküloz hikayesi granulom lehine iken, sigara hikayesi kanseri düşündürür. Solit metastatik lezyonu olan %90 hastada ekstrapulmoner bir kanser hikayesi vardır.
C.Bulgular: Fizik bulgular sık değildir. Benign lezyonlarda nadiren, malign olanlarda ise bazen çomak parmak görülür. Hipertrofik osteoartropati %80 veya daha yüksek oranda kanser ihtimaline işaret eder.
D.Labaratuar Bulguları: Pozitif deri testleri kanser ihtimalini azaltmaz ise de deri testleri negatif ise granulomatöz hastalık ihtimali azdır. Sebebi bilinen granulom vakalarında; deri testleri tüberkülozda % 90, histoplasmosiste %80 ve koksidiodomikosiste %70 oranında pozitif bulunur.
Balgam kültürleri genellikle menfidir. Balgamın sitolojik muayenesinde sadece %5-20 vakada teşhis konabilir.
E.Radyografi Bulguları: Coin lezyonları radyografi ile teşhis edilirler ancak onların benign yada malign oluşları bu metodla nadiren belirlenir . Lezyonun benign oluşu ile ilgili en ikna edici radyolojik bulgular şunlardır:
(2) lezyonun son 1 yıldır büyümediğinin bilinmesi.
Özellikle çapı 3 cm’den küçük lezyonlarda lezyonun dansitesi önemli olabilir. Bu tür lezyonlar sıklıkla maligndir . Enfeksiyöz lezyonlarda ve benign akciğer tümörlerinde genellikle düzensiz bir şekil hakimdir. Düzensiz kenarlı lezyonlar kanser lehine iken farklı (discrete) kenarlar ise benignite lehinedir . Yuvarlak kenarlı lezyonların ise yaklaşık %30’u maligndir.
Son bir yıldır büyümenin olmadığının gösterilmesi lezyonun büyük bir ihtimalle kanser olmadığını gösterir. Ancak yinede 6 yıl yada daha fazla süreyle takip edilen malign lezyonlarda yavaş bir büyüme gösterilmiştir. Uydu dansitelerinin varlığı granulom teşhisi lehinedir.
F.Diğer Çalışmalar: Belki de en faydalı işlem eski bir film ile mukayesedir. Faydalı olabilecek diğer çalışmalar ise %10 kadar vakada kıymetli olan bronkoskopi ve %6-15 vakada kanser teşhisi koydurabilen, medias-tinoskopidir. Eğer eski bir kanser hikayesi yoksa primer lezyonun yerinin tesbiti için üst gastrointestinal kanal, üriner kanal ve iskelet sisteminin radyolojik tetkikleri yapılmalıdır. Perkütanöz iğne biopsisi, cerrahi olarak şifa sağlanabilecek hastalarda yapılmamalıdır. Çünkü tümör bu işlem ile intratorasik olarak yaygmlaşabilir.
Tedavi
Periferik lezyonlarda cerrahi teşhis eksizyonal biopsi ile sağlanabilir. Bu metod benign lezyonlarda, solit metastazlarda ve operatif riski fazla primer kanserli hastalarda kesin tedaviyi de oluşturabilir. Merkezde yerleşmiş lezyonlarda ve koksidioidomikosisden şüphelenilen vakalarda lobektomi uygulanmalıdır. Operatif riski az primer kanserli hastalarda tedavi bölgesel lenf bezi diseksiyonu ve lobektomidir. Pnömonektami kanser teşhisi konulmadan uygulanmamalıdır.
Prognoz
Genel olarak malign coin lezyonlannda prognoz, akciğer kanserlerine göre 3-6 kat daha iyidir. Çapı 2 cm’den küçük malign coin lezyonlarında 5 yıllık hayat süresi yaklaşık %70’dir.