Sellektif vagotominin trunkal
vagotomiye göre teorik açıdan avantajları vardır. Çünkü mide dışındaki organların vagal innervasyonu korunmuştur. Bu amaçla her bir abdominal vagus gastrik ve extragastrik bifürkasyonun hemen altından kesilmelidir. Böylece ön vagusun hepatik dalı ve arka vagus’un çölyak dalı kalır.
Midenin sadece perietaİ hücreli alanının vagal denervasyonu, pariyetal hücre vagotomisi, yüksek sellektif vagatomi veya süper-sellektif vagotomi olarak isimlendirilir. Bu teknikle Laterjit sinirinin ana dalları korunurken midenin proksimal üçte ikisinde sonlanan vagal dallar kesilir. Antral innervasyon olduğu için mide boşalması nisbeten bozulmamıştır ve drenaj uygulaması gereksizdir. Parietal hücre vagotomisi ülser hastalığım tedavide trunkal veya sellektif vagotomi kadar etkili görülmektedir. Buna rağmen damping ve diare çok daha az sıklıktadır.
Fizyolojik olarak tüm vagotomi çeşitleri parietal hücrelere olan direkt vagal uyarımını ortadan kaldırır ve parietal hücrelerin gastrine olan duyarlılığını azaltır. Bazal ve post-prandial serum gastrin düzeyi gastrik pH’daki düşme yüzünden artmıştır. Bazal ve sitimüle edilmiş asid salınım düzeylerinin preoperatif devreye göre 1/3 oranında düştüğü görülmüştür.
Vagotomi uygulamaları teknik açıdan basittir ve midenin rezervuar kapasitesinin tümünün korunması avantajlarına sahiptir. Hastaların %10’unda görülen tekrarlayan ülserler ise en önemli dezavantajıdır. Prepilorik ülseri olan hastalann ülserlerinin nüks etmesi olasılığı parietal hücre vagotomisinden sonra iki kat daha fazladır ve çoğu cerrah bu bölgedeki ülserlere değişik bir operatif girişimde bulunmaktadır.