Budd-Chiari Sendromu Cerrahi Tedavi

B.Peritonea!-Jugular Şant (LeVeen Şant): Tedaviye refrakter asitlerde, tek yönlü valv sistemi olan ve peritondaki sıvıyı jugular vene taşıyan subkutan yerleşimli LeVeen tüpü kullanılabilir. Tüpün valv sistemi 3-5. cm su basıncına duyarlıdır, tntravenöz basınç artınca tüpün valvi kapanır (kardiyak fonksiyon bozukluğunda). Bu sistemin modifiye edilmiş (Denver şant) şeklinde bulunan küçük genişlik (oda) bir pompa olarak gerektiğinde kullanılabilir.

Siroza bağlı assiti olan hastalarda yüksek doz diüretiklere (örn 400 mg spironolactone/ gün, 400 mg furosemide/gün) cevap alınamaz veya diüretik tedavisi süresince tekrarlayan azotemi ve ensefalopatiler ortaya çıkarsa Le-veen şant uygulanması düşünülmelidir. Peritoneovenöz şant maligniteyle birlikte olan assitlerde de uygulanabilir, ve en iyi netice assit içerisinde malign hücre bulunmayan hastalarda elde edilir. LeVeen Şant Budd-Chiari sendromunda da faydalı olabilir ancak şilöz assitte yararlı olmamaktadır. Aynı şekilde assit sıvısının çok kanlı olması fazla miktarda malign hücre ihtiva etmesi veya protein miktarının 4.5 gr/dL den fazla olması halinde kompîikas-yonların sık görülmesi ve erken trombozise yol açması nedeniyle LeVeen şantı relatif olarak kontrendikedir.

LeVeen şantı yapılmadan önce batın mayünden kültür alınmalıdır. Preoperatif dönemde başlanılan profilaktik atibiotiğe postoperatif dönemde devam edilir. Ameliyat genel anestezi altında daha kolay yapılabilirse de lokal anestezi ile de yapılabilir.

Postoperatif dönemde hasta karnı dıştan sarılır, şantın iyi çalışabilmesi için gerekli karın içi basıncını artırmaya yönelik solunum eksersizi hastaya öğretilir. Diyetten tuz kesilmemelidir. Sadece kendi başına LeVeen şant assidi gidermeye yeterli olamaz, ancak hastayı diüretiğe daha duyarlı hale getirir. Bu nedenle hastaya postoperatif dönemde furosemide eklenmelidir. Postoperatif ilk 10 günde hasta 10 kg kaybedebilir ve karın normal konfigürasyonuna kavuşabilir. Beslenme ve serum albumin durumları düzelir. İdrarla tuz atılımı belirgin olarak artar, hepatorenaî sendromlu hastalarda böbrek fonksiyonları düzelebilir. LeVeen şanttan sonra varis kanaması riskinin arttığı yönündeki görüşler fazla taraftar bulmamıştır. Portal basıncı önemli ölçüde düşüren bu işlem, daha önceden varis kanaması geçirmiş hastalarda da uygulanabilir. Fibrin parçalayan ürünlerin artması ve trombosit sayısının azalmasına bağlı olarak görülen dissemine intravasküler koagülasyon (DIC) nadiren ciddi problem teşkil eder.

DİC’in şiddet ve sıklığı, operasyon esnasında karındaki assitin tamamen boşaltılıp yerine Ringer lactat solüsyonu koymakla azaltılabilir. Ancak bu işlemler esnasında assit sıvısı enfekte edilirse öldürücü septisemiler ortaya çıkabilir.

Vakaların % 10’unda valv tromboze olabilir ve değiştirilmesi gerekir, özellikle sağ tarafta hydrotoraks gelişebilir. Diafragmanın geçirgenliği ile plevra boşluğuna ulaşan sıvı Te 99m ile işaretlenmiş kolloidin plevra boşluğunda yüksek oranda bulunması ile gösterilebilir. Tedavisi peritoneal şant ile sağlanabilir. Sızıntı devam ederse torakotomi gerekir.