ARTROPATILER

Eklem kıkırdağının bu dejeneratif hastalığı altta yatan kemikte sekonder değişikliklerle beraberdir ve tutulan eklemde ağrı ve fonksiyon bozukluluğuna neden olur.
Çok sıktır, yaşlıların %80 kadarında radyolojik olarak OA bulguları görülür ama ancak %25 kadarı semptomatiktir.
Kadınlar erkeklerden daha fazla etkilenir ve has­talık yaşlı kadınlarda daha şiddetlidir. 60 yaşın üs­tünde sıklığın arttığı görülür ancak herhangi bir mekanik bozukluğu takiben daha genç yaşta da ola­bilir.

OA tipik olarak, sürekli aşınmaya açık olan kalça ve diz eklemi gibi ağır yük taşıyan ve başta başparmak olmak üzere eldeki küçük eklemleri tutar.

Etyolojisi şöyledir:
• Primer: belirgin bir neden ya da predispozan faktör yoktur (vakaların çoğunda).
• Sekonder: diğer eklem hastalıklarının bir komplikasyonu olarak ortaya çıkar; başta inflamatuar eklem hastalıkları, konjenital eklem deformiteleri, eklem travmaları ve kemiğin avasküler nekrozu gelir.
Sekonder OA mesleki eklem hastalıklarının da önemli bir komponentidir, örneğin profesyonel futbol­cuların dizlerinde, daktilo yazanların parmaklarındaki OA. OA için risk faktörleri şunlardır:

• Yaşlılık.
• Eklemlere anormal yük binmesi.
• Kristal birikimi.
• Eklem inflamasyonu.

Patolojik değişiklikler

Patolojik değişiklikler kıkırdak, kemik, sinoviyum ve eklem kapsülünü ilgilendirir, kaslar da bunlara sekon­der olarak etkilenir.

Erken evre:

• Eklem kıkırdağının erozyonu ve destrüksiyonu: Dejenerasyona uğrayan kıkırdakta lif çizgileri boyun­ca ayrılmalar olur ve yaprak gibi pütürlü bir yüzeyi olan dejeneratif kıkırdak oluşur (fibrilasyon). Radyo­grafide eklem aralığında daralma görülebilir,
• Sinoviyum ve eklem kapsülünde inflamasyon ve kalınlaşma.

Geç evrelerde:

• Subartiküler kemikte skleroz: çıplak kemik yüzeyinde sürekli sürtünme sonucu (eburnasyon).
• Eklem periferinde kemikten dışarı düzensiz büyümelerle osteofitler oluşur. Bazıları kırılarak eklem içi serbest cisimler oluşturabilirler. Parmak­ların distal interfalangeal eklemlerinde osteofitler küçük nodüller olarak görülürler (Heberden nodülleri). Proksimal interfalangeal eklemlerde de bunlar Bouchard nodülleri olarak adlandırılır.
• Altta yatan kemikte kalınlaşmayan yerlerde sinoviyal sıvı birikimine bağlı küçük kistler oluşabilir.
• Kemik ve kıkırdak debrisin oluşturduğu inflamas­yon sonucu sinoviyum ve eklem kapsülünde reaktif kalınlaşma.
• Hastalıklı eklemin immobilizasyonuna bağlı kaslar­da kullanmama atrofisi.

Kliniğe geliş özelliklerine göre OA şu şekilde sınıflandırılabilir:

OA’in esas semptomları eklemde ağrı ve hareket kısıtlılığıdır, bazen beraberinde görünür şişlik olabilir (kısmen osteofitlere, kısmen de eklem boşluğunda sıvı birikimi ve sinoviyal fibrosise bağlı).
Servikal vertebraların OA’inde (servikal spondilo-sis) semptomların çoğundan spinal sinirlere bası yapan osteofitler sorumludur.

• Kıkırdak kaybına bağlı eklem aralığında daralma.
• Kemik kenarlarında irregülariteler oluşturan oste-ofitlerin varlığı.
• Kıkırdak yüzeyin hemen altında kistik görünüm.
• Skleroz: Eklem aralığının hemen komşuluğunda artmış kemik dansitesi.

Tedavi:

• Yaşam tarzı: eklem yükünün azaltılması, örneğin kalça eklemi OA’inde kilo kaybı ve/veya baston kul­lanma.
• Tıbbi: Ağrıyı azaltmak için analjezik veya antiinflamatuarlar. intraartiküler veya periartiküler kortikosteroid injeksiyonu da özellikle dizin OA’inde yararlı olabilir.
• Cerrahi: ilerlemiş kalça veya diz hastalığında düzeltici cerrahi ve protez.