Hipersonoriteden daha yüksek sese timpanik ses denir. Timpanik ses akciğerlerden çok karında, hava ile dolarak gerilmiş barsaklar üzerinde alınır. Akciğerlerde veya akciğerin bir kısmında hava azalmışsa perküsyonla oluşan ses daha az rezonans verir (hiposo-norite, submatite). Alveollerde hiç hava kalmadığında ses iyice toklaşır (matite). Özellikle yenidoğan ve sütçocuklarında perküsyon, hafif vuruşlarla yapılmalıdır. Bu yaşlarda perküsyonla yaygın olmayan matite veya hipersonorite bölgeleri genellikle farkedilmez.
Sırtta perküsyona apekslerden başlanır. Skapula üzerinde sağlı sollu perküsyon yapılırken sol el orta parmağı, spina skapulaya paralel olarak ve yatay biçimde tutulur. Skapuîa ile ver-tebra arasında ise parmak sırta dik olarak uygulanır. Skapulanm alt kısmında da yine parmak yatay olarak interkostal aralıklara konur. Göğsün yan duvarlarının perküsyonu sırasında kostodiyafragmatik sinüs hizasında matite alınır. Bu sırada derin solunum yaptırılınca matitenin açıldığı ve sonorite alındığı hissedilir (sinüsün açılması). Derin inspiriumda matitenin kaybolmaması, kostodiyafragmatik sinüste sıvı veya yapışıklık işaretidir.
Önde sağda orta klavikula çizgisi üzerinde 4. veya 5. aralıkta sonorite azalır. Bu hiposonorite (submatite) karaciğere aitir (karaciğerin relatif matitesi). Bu sırada derin soluk aldırmakla submatite kaybolur. 5. veya 6. aralığa gelindiğinde artık sonorite tamamen kaybolur, karaciğere ait mutlak matite alınır. Hepatomegali, subfrenik apse, plörezi, sağ frenik sinir paralizisi ve asit varlığında karaciğere ait matite daha üst interkostal aralıklardan başlar. Karın organları perforasyonuna ise sağ diyafragma altında hava biriktiğinden karaciğer matitesi alınamaz.
Solda önde kalp matitesi alınır. Perküsyon kalbin şekil ve genişliği hakkında bilgi verebilir. Kalp matitesinin altında, sol ön koltuk çizgisine kadar giden hipersonor bölgenin (Traube aralığı) altında mide fundusuna ait hava vardır. Dalağa ait matite sol kostodiyafragmatik sinüs altındadır. Önde ön koltuk çizgisine kadar gelir, ancak onu geçmez. Splenomegalide dalak matitesi her yöne doğru büyür. Ön koltuk çizgisini geçtiğinde Traube alanını kapatır.
Akciğerin yaygın infiltratif hastalıklarında, staza bağlı interstisyel veya alveoler ödemde, pnömoni, bronkopnömoni, atelektazide lezyonun genişliği ile orantılı olarak submatite veya matite alınır. Plevrada sıvı veya kan toplandığında bu nıatite daha belirgindir. Plevrada yalnızca sıvı varsa matitenin üst sınırı düz olmayıp bir parabol şeklindedir. Önde ve arkada matite aşağıda, orta koltuk çizgisi üstünde ise yüksek durumdadır (Damoiseau çizgisi).
Plevra boşluğunda sıvı ile birlikte hava varsa (hidropnömotoraks) matitenin üst sınırı düzdür. Hastayı sarsmakla çalkantı sesi almır,
Matite alman alanda palpasyonla vibrasyon kaybı varsa sıvı veya atelektazi, vibrasyon art-mışsa pnömoni veya benzeri kondansasyon yapan akciğer hastalığı olasılığı düşünülür.
Perküsyonla hipersonorite saptandığında os-kültasyonda solunum sesleri de azalmışsa pnömotoraks veya lokalize amfizem düşünülür. Sütçocuklarında diyafragma hernisi, 1-3 yaşlarında ise yabancı cisim aspirasî^onu sonucu kısmî obs-trüksiyon bu duruma yol açabilir.